Fikir7 Manset Haberler

18 Temmuz, 2005

iSLAMiYET ve TEFSiR

HÜCRE Insan vucudunda 100.000.000.000.000 (100 trilyon) civarinda hucre bulunur. Bu hucrelerden bazilari o kadar kucuktur ki bunlarin 1 milyon tanesi bir araya gelse ancak bir igne ucu kadar yer kaplar. Halen kesfedilmemis pek cok sirri icinde barindirmayi surduren hucre, evrim teorisinin de en buyuk acmazlarindan birini olusturur. Cunku hucrenin yasamini surdurebilmesi icin, cesitli islevlere sahip butun temel parcalarinin bir arada bulunmalari gereklidir. Hucrenin, evrimin iddia ettigi gibi rastlantilar sonucu meydana gelebilmesi, basim evindeki bir patlamayla sans eseri bir ansiklopedinin basilivermis olmasindan daha dusuk bir ihtimale sahiptir. Ayrica en basit ihtimal hesaplari bile , degil canli bir hucrenin , o hucredeki milyonlarca proteinden bir tanesinin bile tesadufen olusamayacagini matematiksel olarak kanitlamistir . Tek bir canli hucresinde , enerji uretiminden vucutta kullanilan proteinlerin ve enzimlerin sentezine , disaridan alinan kimyasal maddelerin secilip ayristirilmasindan bunlarin kullanilabilecek hale getirilmesine, hucre icinde kullanilacak maddelerin cinslerine gore depolanmasina kadar pek cok karmasik islem ve bu islemler icin gerekli binlerce ara islem ve organizasyon her an surer gider. Bu organellerin yaptiklari islemlerin bircogu, gunumuzun teknoloji harikasi laboratuvarlarinda bile gerceklestirilemez. Hucrenin akillara durgunluk veren yapisi hakkinda kucuk bir fikir sahibi olmak icin yalnizca bu hucre organellerini cevreleyen zarin yapisini ve fonksiyonlarini incelemek bile yeterli olacaktir. HÜCRE ZARI Baslangicta bilim cevrelerinde , en kucuk canli birimi olarak hucre kabul edilmekteydi . Ancak daha sonra , hucreyi cevreleyen ve hacim olarak ondan cok daha kucuk olan hucre zari arastirmacilarin karsisina adeta yeni bir canli turu olarak cikti . Cunku hucreyi cepecevre saran bu zar , bir canlinin , dahasi bilincli bir canlinin , yani insanin temel ozelliklerinden olan karar verme, hatirlama, degerlendirme gibi ozellikler gostermekteydi. Hucre zari, hucreyi cevreleyen bir ortudur. Ama gorevi sadece hucreyi sarip kusatmak degildir. Bu zar, hem komsu hucrelerle iletisimi ve baglantiyi saglar, hem de en onemlisi, hucreye giris cikisi cok siki bir sekilde denetler. Sahip oldugu bu ustun karar verme yetenegi, hafizasi ve gosterdigi akil yuzunden hucre zari hucrenin beyni olarak kabul edilir. Hucre zari o kadar incedir ki, 1 milimetrenin yuzbinde biri kalinligiyla, siradan mikroskopla degil ancak elektron mikroskobuyla ayirt edilebilir. Zar cift tarafli, hem ice hem disa dogru donuk yag molekullerinden olusan ucsuz bucaksiz bir duvara benzer. Bu duvar uzerinde hucreye girisi ve cikisi saglayan kapilar ve zarin dis ortami tanimasini saglayan algilayicilar vardir. Bu kapilar ve algilayicilar protein molekullerinden yapilmistir. Simdi dilerseniz, yag ve protein gibi bilincsiz molekullerden olusan bu ince ortunun basardigi isleri, yani kendisine "canli" ve "akilli" dedirten ozelliklerini inceleyelim. Kontrol...Kimde? Hucre zari, hucrenin organellerini sararak bir arada tutmaktan cok daha karmasik bir is daha yapar. Bu organellerdeki islemlerin ve hucrenin yasaminin devam edebilmesi icin gerekli maddeleri dis ortamdan saglar. Hucrenin disindaki ortamda sayisiz kimyasal madde vardir. O, bunlarin icinden hucrenin ihtiyac duyduklarini tanir ve yalnizca onlari iceri alir. Son derece ekonomiktir; hucrenin ihtiyac duydugu miktardan fazlasini kesinlikle iceri almaz. Bu kadarla da kalmaz; bir yandan da hucrenin icindeki zararli artiklari aninda tespit eder ve hic zaman kaybetmeden disari atar. Zarin bir diger gorevi de, beyinden veya vucudun cesitli bolgelerinden hormonlar vasitasiyla tasinan mesajlari aninda hucrenin merkezine ulastirmaktir. Belli ki, bu isleri yapabilmesi icin hucre icindeki butun faaliyetleri ve gelismeleri bilmeli, gerekli veya fazla olan maddelerin listesini cikarmali, stoklari kontrol altinda tutup, ustun bir hafiza ve karar verme yetenegine sahip olmalidir. Hucre zari oyle secicidir ki, dis ortamda basibos dolasan maddelerden bir tanesi bile onun izni olmadan sans eseri hucre kapilarindan iceri giremez. Hucre disina cikislar da ayni sekilde hassas kontroller, siki denetimler sonucunda gerceklesir. iceriye yanlis, zararli bir kimyasal maddenin veya bir maddenin gerekli olanindan fazlasinin alinmasi ya da disari atilmasi gereken artik maddelerin zamaninda ve gerektigi gibi atilamamasi gibi hata ve aksakliklar hucrenin olumu anlamina gelir. Evrimcilerin one surdugu gibi ilk canli hucre tesaduflerle meydana gelmis olsaydi, varligini devam ettirebilmesi icin mutlaka bu saydigimiz mukemmel yeteneklerle donatilmis bir zarla kaplanmis olmasi gerekirdi. Bu zarin ozelliklerinden birisi gelismemis olsa, hucre cok kisa bir surede kesinlikle yok olurdu. Peki acaba hangi "tesaduf" boyle "akilli" bir yag birikintisini meydana getirmistir? Tum evrim teorisini tek basina bir anda cokerten bu sorunun daha da otesinde bir soru soralim; Sozunu ettigimiz islemler sirasinda ortaya cikan "akil", zarin kendi akli midir? Dikkat edin; bu saydiklarimizi yapan bir bilgisayar veya robot degil, yalnizca hucrenin etrafini ceviren, yagdan olusan ve uzerinde yer yer protein bulunan ve kalinligi 1 milimetrenin yuzbinde biri olan bir ortudur. Bu kadar karmasik isi hatasiz yapabilen hucre zarinda bir dusunme merkezi veya beyin de aramaya kalkmayin. Bulamazsiniz. Cunku, adi uzerinde kendisi sadece bir 'zar'dir. Zarin, bir beyni ve akli olmadigi halde bu kadar akilli isler yapmasi onun yalnizca, bu aklin kaynagindan aldigi emirleri harfiyen yerine getirdigini gosterir. Ayetler bu gercegi soyle aciklar: Sizleri Biz yarattik, yine de tasdik etmeyecek misiniz? (Vakia Suresi, 57) Sizin yaratilisinizda ve (Allah'in) yeryuzunde yaydigi canlilarda, kesin olarak inanan bir toplum icin ibret verici isaretler vardir. (Casiye suresi, 4) Iste biz, bu temsilleri insanlar icin getiriyoruz; fakat onlari ancak bilenler dusunup anlayabilir. (Ankebut suresi, 43) Hic yaratan bilmez mi? O, en ince isleri gorup bilmektedir ve her seyden haberdardir. (Mulk suresi,14) De ki: Yeryuzunde gezip dolasin da, Allah ilk bastan nasil yaratmis bir bakin. İste Allah bundan sonra (ayni sekilde) ahiret hayatini da yaratacaktir. Gercekten Allah her seye kadirdir. (Ankebut suresi,20) Kendi yaratilisini unutarak bize karsi misal getirmeye kalkisiyor ve: "Su curumus kemikleri kim diriltecek?" diyor. De ki: Onlari ilk defa yaratmis olan diriltecek. Cunku O her turlu yaratmayi gayet iyi bilir. (Yasin, 78-79) Gokleri ve yeri yaratan, bunlari yaratmakla yorulmayan Allah'in, oluleri diriltmeye de gucunun yetecegini dusunmezler mi? Evet O, her seye kadirdir. (Ahkaf, 33) İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacagimizi mi sanir? Evet, bizim, onun parmak uclarini bile aynen eski haline getirmeye gucumuz yeter. (Kiyame, 3-4)

Hiç yorum yok: