Fikir7 Manset Haberler

23 Eylül, 2007

ATATÜRK´´ E HAKARET ???

ANITKABIR DEFTERiNE YAZILANLAR !


Günlerden 4 Temmuz 2005 Pazartesi. Anıtkabir yine ziyaretçilerle dolu.
Ziyaretçilerin çoğu orada bulunan anı defterine birkaç satır karalıyor,
Atatürk'ün huzurunda geçirdiği dakikalara ilişkin izlenimlerini yazıyor.
O gün defterin yanında iki genç var. Görevliler bunların durumundan
kuşkulanıyor. Bunlar da deftere bir şeyler yazıyor.
Görevliler hemen sonrasında bu iki gencin deftere yazdığı yazıları
okuyor.
Biri şöyle yazmış:
'Seni gördüm, içim daha da kötü oldu... Seni hiç gözüm tutmuyor.'
İkincisinin yazdıkları ise çok daha ağır ve hakaret dolu:
'Selamünaleyküm diyecem ama demiyorum. Senin tipini s..'ecem.
S..'meyecem.
Senin kafana saç ektirecem.'
Görevliler bu iki kişiyi anında yakalıyor. Sanıklar ifadeleri alınmak üzere
emniyete, oradan da savcılığa sevk ediliyor. Cumhuriyet Savcısı Nedret
Tacer tarafından ifadeleri alınıyor.
Gençlerin ikisi de Norveç'te yaşıyor. Selman 1987, Kadir 1988 doğumlu.
Savcı bunların ifadesini aldıktan sonra tutuklanmaları istemiyle
mahkemeye sevk ediyor.
Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi sanıkların ifadesini alıyor.
Her ikisi de suç işleme kasıtları olmadığından söz ediyor.
Fakat çok ilginçtir, olaydan hemen sonra bunların avukatı adliyeye
geliyor.
>>>Tarikatçı çevreler derhal avukat bulmuş. Savunmayı daha sonra avukat
üstleniyor. Avukat savunmasını şöyle yapıyor:
'Olayda suç kastı yoktur. Bulundukları ülke kültürüne, yetişme tarzı ve
yurtdışındaki uygulamalara göre kendileri Atatürk'ün huzurundaki deftere bu
şekilde yazı yazmış iseler de, olayda Atatürk'e hakaret kasıtları yoktur.'
Mahkeme karar veriyor:
'Gereği düşünüldü. Olayın oluşu, sanıkların Türkiye'de sabit ikametgáhları
bulunmayışı, kaçma şüphelerinin kuvvetli oluşu göz önüne alınarak,
Atatürk'e hakaret suçundan tutuklanmalarına karar verildi.'
Sanıklar tutuklanıp cezaevine gönderiliyor. Avukatları derhal bir üst
mahkemeye itiraz ediyor. İtirazı Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi aynı gün
karara bağlıyor:
'Gereği düşünüldü: Tutuklamanın ağır bir tedbir olduğu, son düzenlemelerle
çocuk mahkemelerinde yargılanacak olan sanıkların yurtdışında yetişmiş
olmaları, delilleri karartma ve değiştirme imkánlarının olmayışı, sabit
ikametgáh sahibi ve öğrenci olmaları ile tutuklu kaldıkları süre nazara
alınarak tahliyelerine karar verildi.'
Emniyet, savcılık ve mahkeme tutanaklarında sanıklar için 'Norveç'te
ikamet eder' deniliyor. Türkiye'de adresleri yok!
Sanıkların tutuklu kaldığı süre sadece 16 saat!
Şimdi Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu kararından sonra gerçeklere bir
bakalım ve hiç bilmediğimiz konuları böylece öğrenmiş olalım:
Demek ki yurtdışında yetişmiş iseniz, öğrenci iseniz, Atatürk'e -hem de
Anıtkabir defterinde- yazılı olarak hakaret etmeye hakkınız var! Hem de
en ağır bir biçimde!
En fazlası 16 saat tutuklu kalırsınız, sonra bir üst mahkemenin kararıyla
sizi tahliye ederler.
İş bu kadar basit! Her iki sanığın şu anda Norveç'e uçurulmuş olduğu
kesin.
Sen onları bul bulabilirsen!
Cumhuriyet Savcısı Nedret Tacer ve Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi Hákimi
Avni Mis, boşuna zahmete girmişler.
Ülkemiz AB'nin istemleri doğrultusunda 'demokratikleşme ve özgürlük'
yolunda hızla ilerliyor.
Atatürk'e mi söveceksin!.. Git, hem de Anıtkabir defterinde en ağır
biçimde söv!
Rahatça, özgürce!
Madem yurtdışında yaşıyorsun ve öğrencisin, hiçbir ceza almazsın... Çünkü
'yurtdışı kültüründe' Atatürk'e sövmek normaldir! Hele tutuklu kaldığın
16
saat dikkate alındığında! Bu hususlar artık mahkeme kararıyla belgelidir!
Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 6 Temmuz 2005 tarih ve 2005/184
sayılı kararı bunun somut göstergesidir.
Ülkemiz AB yolunda hızla ve emin adımlarla ilerliyor. Helal olsun bize bu
yollar!

Hiç yorum yok: