Fikir7 Manset Haberler

23 Eylül, 2007

Atatürk´´ ün babasi ???


Yunan Gazetesi Hronos (1 Mart 1996)
HRONOS GAZETESINE GORE ATATURK'UN BABASI BELLI DEGIL!

(HABER SITEMIZI BAGLAMAZ , ALINTIDIR. HABERIN KAYNAGI ACIKLANMISTIR)

KEMAL ATATÜRK BABASI BİLİNMEYEN BİR P.ÇTİ.

SELANİK’TEKİ EVİN KENDİSİNE AİTLİĞİ DE BELİRSİZDİR.

Diktatör ve Türkiye'nin reformcusu Kemal Atatürk'ün babası belli değildi. Kemal'in kişisel ve yakın dostu Rıza Nur öyle diyordu. (Rıza Nur, İsmet İnönü'yle birlikte Türkiye adına 1923 Lozan Antlaşması'nı imzalamıştır.) Rıza Nur bu gerçeği ortaya çıkardıktan sonra Kemal tarafından sürgün edildi ve hakkında öldürülme emri verildi. Ancak Rıza Nur, Paris'e kaçıp kurtuldu ve anılarını yayımladı. Hemen ardından Londra'daki bir dergi tarafından bu anılar İngilizce olarak yayımlanmaya başladığında, bu dergiye yayımını durdurmazsa bombalanacağı tehditleri (büyük olasılıkla Türk şövenistler tarafından) gelmeye başladı.

Rıza Nur'un anıları içinde, Kemal'in askeri eğitim gördüğü okul kayıtları var olup burada babası bilinmiyor olarak yer almaktadır. Türkler konunun yok edilerek unutulması amacıyla bu nüfus kayıtlarını ortadan kaldırdılar. Kemal'in annesi olan Zübeyde, Selanik'teki gümrük memuru olan ve Türklerce Mustafa'nın resmi babası olarak gösterilen Ali Rıza'yla ilk evliliğini yaptığında küçük bir bebekti. Gerçek babasıyla ilgili iki yorum vardır :

(1) Genç Zübeyde'nin ilişki içerisinde olduğu Yenişehir (Larissa) mutassarıfı Abduş Ağa,

(2) Kimliği bilinmeyen Selanik'li bir Yahudi dönmesi. (Ayrıca Hronos bir önceki sayısında Kemal'in Yahudi kökeniyle ilgili bilgi vermişti.)

(Öldüğünde camiye götürülmemişti.) Ali Rıza öldüğü zaman, Zübeyde, zengin bir aileye sahip bir Türk Paşasıyla evlendi. Bu arada Kemal reşit olduğu zaman Paşa'dan miras istediğinde "h.s...tir p.ç" yanıtını almıştır.

Kemal askeri okuldan mezun olduğunda Manastır'daki bir Yunan kızına aşık oldu. Doğal olarak bu genç kızın ailesi, kızlarının bir Türk, aynı zamanda bir askerle olan ilişkilerini benimsemedi. Araya Manastır metropoliti girerek durumu sultana şikayet etti ve Kemal, buyrukla Libya çöllerine sürüldü. Kemal'in Yunanlılara ve Ruhban sınıfına hıncı buradan kaynaklanmaktadır. Kemal'in 1923-1938 yılları arasındaki Türkiye diktatörü olarak yapmış olduğu çılgınlıklarla ilgili olarak, New York'ta 1973 yılında gazeteci Noel Barbier tarafından yayımlanmış olan "The Sultanss" adlı tarih betiğini (kitabını) okumanızı öneriyoruz. Kemal'in p.ç soyuyla ilgili Rıza Nur'un anılarını bulup okumamızın olanağı yoktur. Çünkü bu yayın Türkiye'de yasaklanmıştır.

Selanik'te Kemal'in evi olduğu öne sürülen eve gelince, Yunan Devleti'nce Türkiye denen kültürsüz, vahşi ve doyumsuz canavarın saldırganlığının bir parça önünün kesilmesi amacıyla iyi komşuluk göstergesi olarak, "Kemal'in (Anadolu'daki Helenizm'i yok eden ) doğduğu ev" denerek bir eski ev verildi. Bu armağan, komşularımız saldırgan ve obur seslerini yükseltmesinler, diye verildi. (Bununla Atina'daki hıyarlar, Şekspir'in Otello adlı eserinde "Lanetli Irk" olarak isimlendirildiği Asya canavarını durdurabileceklerini sandılar.) Doğal olarak o eski evin gerçekten Kemal'in evi olduğu ya da onunla herhangi bir ilişkisi olduğu yönünde herhangi bir gerçek kanıt yoktur.

Asagidaki haberler de Alevi forumundan alinmistir http://f27.parsimony.net/forum67480/messages/631.htm ve http://f28.parsimony.net/forum68059/messages/1706.htm den alinmadir. Kaynak gosterdigi kitap ve sayfa numaralari dahi verdigi icin yayimladik.



http://turkbilim_1.sitemynet.com/iftiralar/rizanur_dosyalar/1.htm den alinmistir.

ATATURK - BABASI KIM? 2

(BU HABER, SITEMIZI BAGLAMAZ , ALINTIDIR. HABERIN KAYNAGI ACIKLANMISTIR)

MUSTAFA KEMAL'iN BABASI KiM ?..

Yukarida metnini koydugumuz ve latin harfleriyle de yazdigimiz "Selanik Asliye Hukuk Mahkemesi" basligini tasiyan yazi ile Dr. Riza Nur'un "Hayat ve Hatiratim" adli eserinin üçüncü cildinin 561. sayfasindaki yazi ana hatlariyla birbirini tutmakta ve teyid eder mahiyettedir. Ilaveten sunu da söylemek gerekir: Fransiz bakanlarindan Hedyo Paris'te Türkiye üzerine verdigi ve "Conferencio" dergisinde yayinlanan konusmasinda Mustafa Kemal'in babasinin meçhul oldugunu söylemistir. Ayrica, Mustafa Kemal'in gayr-i mesru olarak dünyaya geldigi ve bu hususta Yunanistan'da bir mahkeme karari bulundugu, güvenilir kisiler tarafindan kulaktan kulaga söylenmekte ve dolasmaktadir. Bütün bunlara ragmen; arastirma ve incelemeciler, tarihçiler, ilgililer arastirmalarini yapsinlar, sorsunlar, sorustursunlar; sahte ve yanlis bilgi ve belgeler varsa kanitli bir sekilde ortaya koysunlar. Çünkü gaye ve maksat, sahis ve sahsiyet degil, gerçeklerin ortaya çikmasidir, tarihî gerçeklerin tam ve aslina uygun olarak yeni nesillere ulastirilmasidir.

Ayrica su husus da gözardi edilemez: 5816 sayili "Atatürk'ü Koruma Kanunu"nun arkasinda yatan sebep nedir? Bu kanunla neler getirilmek isteniyor? Dünyanin neresinde görülmüs böyle bir kanun?!. Gerçekleri gizlemek mümkün mü? "Mizrak çuvala sigmaz!" demis atalar!

Kemalistlerin gücü yetiyorsa mizragi çuvalda saklasinlar!..

Gösterdikleri hassasiyet çok yanlistir ve çok tehlikelidir. Onlarin yapacagi bir is var o da sudur; kaldirsinlar koruma kanunlarini, lagvetsinler Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ni!..

Mustafa Kemal hakkinda söylenenler ve yazilanlar yanlis ise çatir çatir cevap verirler! Yok eger dogru ise; o zaman kizmasinlar; gerçekler yazilsin da "Ata"larinin kimligi, kim oldugu ve ne mal oldugu ortaya çiksin!.. Bir Stalin'in, bir Hitler'in akibetinden ibret alsinlar da akillansinlar!..

Bir gün gelecek, o çesit kanunlari delinecektir. Hak ve hakikat bunlari dile getirecektir. Tarih, geçici bir zaman susarsa da bir gün gelir ortaya çikar, susturmak isteyenleri bir silindir gibi ezer geçer; kendilerini de, korumak istedikleri adami da rezil ve kepaze eder. Hem de dünyanin gözleri önünde!.. Kur'an öyle demiyor mu?

"... Yoksa siz, Kitab'in bir kismina inanip bir kismini inkâr mi ediyorsunuz? Sizden bunu yapanin cezasi dünya hayatinda rezil olmaktan baska nedir? Kiyamet gününde (onlar) azabin en siddetlisine atilirlar. Allah yaptiklarinizi bilmez degildir." (Bakara, 85)

Bu, degismez ilahî bir kanundur; her yerde ve her zaman hükmünü icra eder; Kemalist ordular, kemalist savcilar, kemalist Prof.'lar, kemalist ajan ve dezinformatörler, kemalist hocalar da bu ilahî kanun elinden Mustafa Kemal'i kurtaramazlar. Buna imkân ve ihtimal yoktur! Nitekim kurtaramiyorlar; adamin sahsiyetsiz bir vatan haini, din, namus ve millet düsmani oldugu ortaya çikmakta, yazilmakta ve çizilmektedir. Türkiye sinirlari içinde olmasa bile dünya nesriyatinda kendini göstermektedir. Avrupa memleketlerinde Mustafa Kemal'in bir ingiliz casusu oldugu, Türk-Yunan savasinin sadece bir muvazaadan(anlasmali dögüsten) ibaret oldugu, Yunan askerlerinin Izmir'e çikislarinin, ingilizler'e Mustafa Kemal tarafindan telkin ve ilham edildigi, bütün bunlarin da Türkiye'yi kesin sekilde islam dünyasinin liderliginden indirmek amacina yönelik olarak planladigi anlatilmakta, hatta bu kabil kitaplari okuyanlar Türkiye'ye geldiklerinde es ve dostlarina gizlice aktarmaktadirlar.

Aradan 70-80 senelik bir zaman geçmistir. Insaf ile kabul etmek gerekir ki, gerçegin ortaya çikmasina, ne sekilde olursa olsun engel olmak sonsuza kadar sürüp gidemez. Keza yukarida da görüldügü gibi, dün korkunç bir diktatör olan Stalin'i bugün Rusya'da agzina alabilecek bir kabadayi yoktur. Almanya'da Hitler övücülügü yasal kovusturma nedenidir. Zorlamalarla, yalanlarla, yasaklarla kirli kisiliklerin sonsuza kadar ayakta tutulmasina imkân ve ihtimal yoktur.

"Selanik'te Riza Efendi adinda gümrük kolcusu birinin üvey oglu Mustafa Kemal Harbiye Mektebi'ne geliyor. Mustafa Kemal'in babasi hakkinda çok rivayet var; Kimi bir Sirp, kimi bir Bulgar'dir diyor. Güya anasi bunlarin metresi imis". Yeni çikan "20. Asir Larousse" Pomak'tir diyor.

Ihtiyar Tesalya'larin rivayeti sudur:

Mustafa Kemal'in anasi Selanik'te kerhanede imis. Yenisehir Tirnova'sindan ve oranin ileri gelen kabadayilarindan Abdos Aga Selanik'e gelir, bu kadini görür, alir götürür. Orada piç olarak Mustafa Kemal dogar. Mustafa bes yaslarinda iken Abdos ölmüs, anasi oglu ile Selanik'e gelmis.

12 yasinda iken Mustafa, Tirnova'ya gidip miras istemis ise de piçligini söylemisler, geri göndermisler. Mustafa, askeri okula girmis. Anasi gümrük kolcusu Ali Riza ile evlenmis. Çok tuhaftir; Mustafa Kemal anasindan bahseder, fakat babasindan bir defa bile bahsetmemistir. Hasili rivayetler çok. Hangisi dogru?

Bir seydeki rivayet çoktur; o sey belli degildir. Nitekim bilimde, teknikte, tarihte hangi konu hakkinda çok varsayim veya rivayet varsa o konu mâlum degildir. Demek Mustafa Kemal piç degilse bile babasi mâlum degildir. Benim arastirmama göre onun Riza adinda gümrük kolcusu bir üvey babasi oldugu kesindir. Mustafa Kemal babasindan kendisi bahsetmedigi gibi diger birinin bahsettigini isitirse ona düsman olur. Buna dair bir sürü olay vardir. Nihayet Fransiz bakanlarindan Hedyo, Paris'te Türkiye üzerine iki konferans verdi. Bunlar "Conferencio" dergisinde yayinlandi. Hedyo da orada "Mustafa Kemal'in babasi meçhuldür!" diyor."

(Riza Nur, Hayat ve Hatiratim, III. cild, s. 561-562)

Hiç yorum yok: