"Bekara avrat dövmek kolay gelir" misali, evlenmis olmanin, avratla olan iliskileri bambaska yaptigi, evlenmemis toy delikanlilara ögüt vermek icin kullanilir.
ALLAH´´ a yanasma, yaklasmadada mertebeler vardir. Asagidaki mertebelerdeki insanlar, yukari mertebedeki insanlari ve icerisinde olduklari durumlari anlamaktan yoksundurlar. Tahmin yürütebilirler, tahayyül edebilirler yukardaki mertebelerdeki insanlari ve oradaki ortamlari. Fakat aslindan uzaktirlar.
Asagidaki düsünceleri okudugumda, düsünce sahibi ile düsünülen kisi ve ortami arasinda cok büyük bir mertebe farkinin oldugunu gördüm.
Aslinda cok güzel ve enteresan bir konuyu buraya tasidigi icin kendisini tebrik etmekte isterim.
Bu vesile ile bu konuya beni ve bizleri soktugu icinde ayriyeten tesekkürlerimi arzederim.
Mademki, olmadigimiz, tanimadigimiz bir mertebeyi, kimligi ve ortami istisare edecegiz, o halde kendimizi soyutlamak mecburiyetindeyiz bu yer+mekan ve zaman faktörlerinden. Yoksa bu konuda bosyere kürek cekeriz.
[quote author=suudi link=topic=451.msg900#msg900 date=1190583663]
Mesnevi'deki Birçok Küfür Ve Sapıklıklar:[/quote]
Mesnevi´´ de ne KÜFÜR ve nede SAPIKLIKLAR vardir. Görmesi gereken göz, duymasi gereken kulak, idrak etmesi gereken akil, vs...çalismiyorsa, KÜFÜR olarakta, sapiklik olarakta herseyi görebilir, duyabilir, akledebilir.
Bu yanlis anlamalardan dolayi degilmidir ki, insanlarin derileri yüzülmedi mi ?
[quote]Celaleddin Rumi, tasavvufi görüşlerini “Tanrısal Aşkı” kendisinde bulduğunu söylediği Şemsi Tebrizi’den almış.[/quote]Dogrudur..Semsi Tebrizi de ilk insan degildi bu bakis acisna sahip olan.
[quote]“Celaleddin Rumi, aşkla, müzikle, raksla ve şiirle beslenip gelişen ve dinler üstü yolda kadına da büyük bir önem vermiş onu da hayata almaya çalışmış ve insanlığın, kadınla bir bütün olduğunu duymuştu. [/quote]
Bu gercek Kur´´ an in icerisinde vardir ve kur´´ an dan kaynaklanir. Kadin ile Erkek arasinda haklar hususunda hicbir fark yoktur. Kul hakkindan bahseden kur´´ an da kullar arasinda ne cinsi, ne irki, ne mezhebi, ne dini, vs..farki gözetilmez.
[quote]O herşeyden önce kadının kapanmasının, örtünmesinin aleyhindeydi. [/quote]
Kur´´ an da "avret yerlerinizi örtünüz" emri vardir. Neyin, nerelerin, nasil avret oldugu belirtilmez.
"Avret" kelimesinin tanimini bilmekle Allahin bu husustaki emrini anlamak mümkündür.
Karsi cinsi, kendi kontrolundan cikartan, cikartmaya sevkeden hersey AVRET´´ tir.
Bir sexi ses tonu dahi AVRET´´ tir...
Kadinin kapanmasi veya acilmasi degildir önemli olan, karsit cinsi, kendisinin kontrolundan cikartmaktir. Kapanmak, Örtünmek basit tedbirlerdirler...Zira karsit cinsi, kendi kontrolundan cikartmayi engellemede o kadarda isabetli degildirler.
Sekilciligi, manaciligin üzerinde tutar olmusuz hadislerle beslene beslene. Hicbir hadis; insanlari -her nedense- meselenin asli olan kur´´ an a odaklanmamis ve insanlari odaklatmamistir.
Örtünmek, kapanmak; karsit cinsi taciz icin DOGRU olarak düsünülmüs olsada hadiscilerce yeterli degildir. Mesnevinin cikis noktasida budur.
Sekilsel kapanmak, örtünmek yerine manasal örtünmeyi, kapanmayi hic düsündünüz mü ? Bunu tahayyül edebiliyormusunuz ?
Burada mesnevi´´ yi anlamaniz mümkün olamayacaktir. Ama isterseniz o mertebelere tasiyabilirim sizleri, anlayabilmeniz icin...
[quote]Mesnesvisin’de kadını yaratılmış değil, yaratan (!) bir kudret olarak öven, sert ve kaba ruhlu erkeklerin kadına zulmedebildiklerini söyleyen, [/quote]
Kur´´ an i anlamaktan uzak müslüman erkekler; erkek hakimiyetli toplum seklini, islami bir toplum sekli olarak yedirtmislerdir müslümanlara. Halbuki islam esit bakar her cinse..Patriarschat´´ in ve matriarschat´´ in yeri yoktur islamda. Fakat bugünkü islam; partiarschat yanlisi bir islamdir. Bu ise Kur´´ an a terstir.
Mesnevide isaret edilen budur.
[quote] asil insanların ince ruhlu olgun kişilerinse kadına bağlı olacaklarını, hatta onun reyine uyacaklarını ona hürmet edeceklerini bildiren Celaleddin Rumi “Fihi ma fih”inde, bir fasılda, kadını ekmeğe benzetmektedir. Herkesin, hatta yoksulun bile bulduğu, yiyip geçindiği ekmeğe ve kadını örten, kimseye göstermeyen, kapatan adamı da, koltuğuna bir somun alıp onu göstermemekte ısrar eden kişiye... Somunu göstermeyen kişi, karşıdakilerin görme duygusunu kamçılar, çünkü insanlar menedildikleri şeye haris olurlar. Halbuki kadın eğer iyiyse kötülükte bulunamaz zaten. Onu örtmek, iki taraftan da rağbeti, hırsı artırmaktır ve bu, bir düzen meydana getirmez, kötülüğü artırır ancak.[/quote]
Karsilkli saygi ve sevgi sarttir hersey arasinda Kur´´ an a göre. Kulluk haklari bunun üzerine oturtulmustur. Bu dile getirilmektedir Mesnevi´´ de.
[quote]Celaleddin Rumi bu fikri, hayatında tatbik etmişti de. Onun kadınlardan da birçok müridleri vardı. Celaleddin Rumi’yi davet ederlerdi. O da gider ve kadınlar meclisinde şiir söyler, onlarla sema ederdi ve Celaleddin Rumi’yi seven kadınlar, onun başına güller serperlerdi.” (Fihi Ma Fih, Çeviren: M. Ülker Anbarcıoğlu MEB Devlet Kitabları s: 138)[/quote]
Yukarda belirttigim gibi cinsel taciz(kul hakkina tecavüz) olmadigi sürece, problem yoktur bu sekillerde. Yine kur´´ an da cinslerin ayirimi, farkliligi söz konusu degildir. Kur´´ an herseye "KUL" gözü ile bakar.
[quote]Aslında Celaleddin Rumi’yi en iyi anlatan kendi eseri, Mesnevi’dir. Pek çok kimse “Ermiş ve Evliya” zatın elinden çıktığına inandığı Mesnevi’yi incelediğinde, Hint Kamasutrasına benzeyen yönleriyle tasavvufun her zaman ki eğilimlerine sahip kitablardan biri olarak göirecektir.
Mevlevi ekolde, Kur’an gibi görülüp, okunan ve hatta hafızlığı yapılan Mesnevi’nin menkibe ve hikayeleri ilginç içeriklere sahiptir. İçinde Doğu ve Hint masallarından örnekler olduğu gibi, felsefe, erotizm ve pornografi de yer alır. Öyle ki, Celaleddin Rubi bu şeylerin kendisine gelen Vahiy olduğunu iddia ederek resmen Mesnevi’yi Kur’an’la yarıştırmaktadır.[/quote]
Hicbir bilgi, yoktan var olmamistir. Her bilgi, kendisinden önce var olan bilginin bir devamidir, üst yapisidir. Eski kültürün bir devamidir bugünkü kültürler. Dinlerdede bu benzerlikler vardir.
Aslolan kur´´ an dir ve kur´´ an hicbir kültürün üzerine insa edilmemisdtir. Ama tüm hadisler, gecmis kültürlerin üzerlerine insa edilmistirler. Oruc tutmak, Namaz kilmak, vs..vahiyden öncede vardi. Bu kültürlerden esinlenilmistir namaz kilma, oruc tutma gibi sekilsellikler. Kur´´ anda ise sekilsellik degildir aslolan, manadir...
"Vahiy" kelimesinin manasini tam bildikten sonra Allah ile Hz.Muhammed arasindaki vahiyle esdes bir vahiyden bahsedilmedigi farkedilir Mesnevide.
[quote]Dilerseniz Mesnevi’nin girişi ile yavaş yavaş konuyu detaylandıralım:
“Bu kitap Mesnevi kitabıdır. Mesnevi hakikate ulaşma ve yakin sırlarını açma hususunda din asıllarının asıllarıdır. Tanrı’nın en büyük fıkhı (!) Tanrı’nın en aydın yolu! Tanrı’nın en açık burhanıdır... Kur’an’ı apaçık bir hale koyar, rızıkların bolluğuna sebeb olur, huyları güzelleştirir. Şanları yüce özleri hayırlı katiblerin elleriyle yazılmıştır. Temiz kişilerden başkalarının dokunmasına müsade etmezler. Mesnevi, Alemlerin Rabbinden inmedir! Batıl ne önünden gelebilir, ne ardından. Tanrı onu korur, gözetir!....” (Mesnevi-Celaleddin Rumi MEB Yayınları c: 1 s: 11)[/quote]
Mesnevi´´ nin bir kur´´ an aciklayicisi oldugu, bu mümkün oluncada, nelerin mümkün olabilecegi belirtilmis burada. Allah her DOGRU´´ yu korur, gözetir. Yaradanin eseridir yaradilan hersey. Ve hersey yaradandan inmedir. Bunlar sadece mesnevi icin degil, hersey icin gecerlidir.
Burada kur´´ an ile çelisen ne vardir ki ?
[quote]Bu paragrafta görüldüğü gibi Celaleddin Rubi, yazdığı kitabın Vahiy olduğunu iddia etmektedir! Tasavvufta bu çok görülmez. Zira tasavvuf ehli, velilerin tasavvufta vahiy aldıklarına inanırlar....[/quote]
insanogluna gelen her isaret Allahtandir ve bir vahiydir. Ne kadar Allaha yakinlik varsa, vahiyler o kadar coktur. Mesnevide, onu yazana gönderilen vahiylerin bir toplamidir. Mesnevi; Kur´´ an degildir. Bunu da mesnevi apacik belirtmektedir.
[quote]Kitabının bir başka yerinde Celaleddin Rumi şöyle diyor:
“Bu, ne yıldız bilgisidir, ne remil, ne de rüya. Tanrı, doğrusunu daha iyi bilir ya, Tanrı vahyidir! Sofiler, bunu halktan gizlemek için Gönül Vahyi demişlerdir!”....” (Mesnevi-Celaleddin Rubi MEB Yayınları, c: 4 s: 151)[/quote]
Dedimya...Vahiy nedir bilmek gerek tüm anlami ile..
[quote]Görüldüğü gibi, Celaleddin Rumi’ye göre şeyhin, Pir’in, ermişin her ne isim verilirse verilsin tasavvufun ulu zatlarının söyledikleri ve yazdıkları şeyler aynıyla Vahiy’dir. Tıpkı kendisinin de itiraf ettiği Mesnevi kitabında olduğu gibi!...[/quote]
Siz bu konuyu, bir vahiy sebebi ile acmadiniz mi ? Nereden geldi bu konuyu acma fikri size ? Yoksa siz yoktan birseyler varmi edeceginizi düsünüyorsunuz ? Vaiy nedir..bilmek lazim..
[quote]Maalesef Celaleddin Rumi, kitabına Hindistan’dan sadece Kelile ve Dimne masallarını almamış, Erotik Hint kültürünün ürünü olan Kamasutra’dan da alıntılar yaparak bunları “Alemlerin Rabbin’den inmedir” diyerek sunmuştur.[/quote]
Eger sizler cinsiyetin varligini, erotigi, vs...cenab-i allahin canlilara verdigini kücümsenecek seyler olarak algiliyorsaniz, bu sizin kur´´ an bilginizin zayifligindandir. RAB herseyi kullarina vermistir. Verdigi hicbirsey, biribirinden asagi veya yukari degildir....Erotizm bir aractir, Allahin verdigi cinsel varliklari, allahin istekleri ve maksadi yönünde kullanabiklmek icin. Bunda bir absurdlukta yoktur Kur´´ an a göre.
[quote]Celaleddin Rumi, Kur’an’ın Lokman Suresinin 27. ayetini kendi kitabı için nasıl alet ediyor:
“....Ormanlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa yine Mesnevi’nin biteceğini umma...” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 6 s: 178) Oysa Allah (c.c) Lokman suresinde kendi kitabı Kur’an için şu açıklamayı yapmaktadır:
“Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, denizler de, arkasından yedi deniz daha kendisine yardım ederek (mürekkep) olsa yine Allah’ın kelimeleri tükenmez.” (Lokman: 31/27)
[/quote]
Siz; kendi ürettiginiz, RAB´´ dan olmayan bir iYi-KÖTÜ denkleminin kurbanisiniz. Mecburmusunuz herseyi iYi/KÖTÜ olarak damgalamaya ? RAB size Kötü ve yanlisi nasil verebilir ki, siz bunlari ayrd edebiliyorsunuz ?
Unutmayin ki, her kötü, iyilerle, her iyi, kötülerle bir bütündür. Yani her ikisi bir TOPLAM dir. Bunlari biribirinden ayirdetmek demek, RAB´´ bi kritize etmek, kötülemek demektir.
[quote]Celaleddin Rumi, Mesnevi’ye niçin bu özellikleri veriyor acaba? Bunu Vahdeti Vücud’dan dolayı yapıyor.... Tasavvuftaki bu temeya göre ilahlaşan insan haliyle yazdıklarına da Vahiy ve Sentetik Kur’an gözüyle bakıp, öyle değerlendirecektir...
Mesnevi’nin özellikleri nasıl Kur’an’dan alınarak ona adapta edilmiştir, aşağıda görünüz:
“Lafzı az, manası çok olan bu mazum Mesnevi...” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 1 s: 12)
diyerek girişi yapılan kitap, aynen Kur’an’ı Kerim için geçerli olan az lafızla çok mana verme özelliğini kendine hasretmektedir.(Lokman: 31/27)
[/quote]
Kur´´ an i aciklamak icin bu kadar hadise gerek varmidir ? sorusuna verilecek bir cevap ortaya koyuyor mesnevi ve kendisinin cok kisa bir sekilde kur´´ an i anlattigini iddia ediyor. Burada herhangi bir problem yoktur.
Bir mesnevi gibi bir kitab ben yazmadim henüz ama bende kur´´ an in cok basit bir sekilde anlasilir kilinabilecegine inananlardan ve bunun icin DENGE (istikrar) formülünü ortaya koyan bir insanim.
Hatta ve hatta Kur´´ ani her insan tarafindan 15 dakikalik bir egitimden sonra anlayabilecegini ispat edenlerdenim.
Ben Mesnevi´´ dende daha ileri gittim bu hususta.
(Lokman: 31/27)
[quote]Mesnevi’nin Kur’an olduğuna Mevlevi takipçileri de inanmaktadırlar.
Mesnevi’nin Kur’an olduğu yolundaki anlayışa aşağıdaki menkıbe çok güzel örneklik teşkil etmektedir:
“....Bir gün Sultan Veled buyurdu ki:
“Dostlardan biri babama şikayette bulunduğu ve alimler Mesnevi’ye neden Kur’an diyorlar diye benimle bahse girişti. Ben de Kur’an’ın tefsiridir, dedim, deyince babam bir lahza susup sonra:
“A sersem, dedi niçin olmasın? A eşek, niçin olmasın? A orospu kardeşi niçin olmasın? Peygamberlerle velilerin harfi zarflarda Tanrı sırlarının nurlarından başka birşey yoktur ki. Tanrı sözü, onların temiz gönüllerinden biter, ırmağa benzeyen dillerinden akar. İster Süryani dilince olsun, ister Seb’al Mesani dilince, ister İbrani dilince olsun, ister Arapça!...” Bu kitabta buna benzer birçok hikayeler vardır ki Mesnevi’nin yazıldığı tarihten itibaren Tanri Vahyi (!) olarak tanındığını gösterir.” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 4 s: 326)(Lokman: 31/27)
[/quote]
Mesnevinin yukarda alinti yaptiginiz bölümlerde, Kur´´ an in bir aciklamasi, bir tefsiri oldugunu göstererek, belirtmistiniz.
Ben size "DENGE; Kur´´ an dir." demis olsam, DENGE nin Kur´´ an mi oldugunu söylemis olurum. Bu bir esdeslestirmeye yakinlastirmaktan baska birsey degildir.
Tabiiki Mesnevi kendini övecektir. Yüceltecektir, Hep iyi yönlerini belirtecektir. Fakat zamanla hersey gibi mesnevi ninde sollanmasi mümkündür. Çünkü mesnevi bir kul ürünü olup, yaradanin yarattigi degildir. Bunu böyle görmek gerek.
[quote]Müslümanlara yıllardır örnek müslüman şahsiyetler olarak sunulan ve Allah dostu, ermiş olduklarına inanılan şahıslar işte bunlardır. Cinselliğe tandanslı kitapların sahipleri açıkca ilahlaşabildiklerini ve Vahiy alabildiklerini itiraf etmektedirler.
Şimdi “Alemleri Rabbinin vahiyleridir” diye insanlara empoze edilen Mesnevi’den bazı pasajlar aktarmak istiyoruz... Tasavvuf hayranlarına ithaf olunur...
,.........................................................................Sakıncalı şeyler olduğu için silinmiştir.[/quote]
Cinsel tendenz icermesi bir kitabin, ne o kitabi asagilar ve nede yüceltir. Prüd insanlar(cinselligi baskalarinin huzurunda inkar edip, kendi yasamlarindan inkar etmeyen) bir kitabi kallesce bu terimleri kullanarak kötülerler sadece.
Cinsel tendenz, beslenme tendenzi ile esdegerdir ve asagi degildir. Önce bunu kabullenmeniz gerek, nötral ve objektif kritize edebilmek icin.
[quote]İşte Celaleddin Rumi, kocasını aşığı ile adatma fantezisi içinde yanıp tutuşan, şehvet düşkünü bir kadının hikayesini aynıyla Mesnevi’sine alıyor ve bu menkıbelerle insanlara “tasavvufi hikmetler” saçmaya çalışıyor! İnsanlara iman esasları ve dini bilgiler vereceğiz diye pornografiye sarılan tasavvufçular, bu argümanlara da “hikmet pırıltıları” ve “ahlak düsturları” diye yapta vurup müslümanları avlamaya çalışıyorlar.[/quote]
Dedimya cinsellikle bir probleminiz var sizin. Yoksa cinsellik, neslin devami icin bir asagilik verimidir RAB´´ den ?
[quote]Celaleddin Rumi cinsel pedagoji seanslarına şöyle devam ediyor:
,............................................” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 2 s: 242)
,............................................” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 5 s: 112-116)
Mesnevi erotizmi şu ibarelerle devam etmektedir:
,...............................................(Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 5 s: 205)
Mesnevi’de, cinsel tacizden de bahsedilerek, neredeyse sapıklık literatüründeki tüm örnekler tet tek kitaba aktarılmaya çalışılmıştır. Şöyle ki:,.......” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 5 s: 272)
Celaleddin Rubi, Mesnevi’de erkeğin seks gücünü de şu hikayeyle dile getirir:,
....................................................” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 5 s: 315)
Bu sapık kimseler, seks konusunda o derece ileri gitmişler ki Celaleddin Rumi’nin şeyhi olan Şemsi Tebrizi ile alakalı olarak şöyle bir kıssayı da anlatır dururlar:,
.........................................................(Menakibul Arifin-Ariflerin Menkibeleri)
Dünya tasavvuf büyüğü olarak adlandırılan Celaleddin Rumi’nin Mesnevi’si ve onlarla ilgili hikaye ve kıssaların yazıldığı kitablarda onları düşünceleri, görüldüğü gibi açıkca meydandadır.
Sapık tasavvuf ehli, hiçbir kural tanımaksızın Mesnevi gibi kitablarda yazılan zırvaları yazanları bir ilah, yazılanları da bir vahiy ve Kur’an diye nitelemekte, böylece küfrünü olanca hızıyla ortaya koymaktadır.
,
........................................... (Menakibul Arifin (Ariflerin Menkibeleri)-A. Eflaki-MEB Yay c: 1 s: 552)
Bir adamın kasık kıllarına bu ihtimam gösterilirse, kendisine gösterilecek saygıyı hiç düşündünüz mü?[/quote]
Yukarda belirttigim gibi, sizin cinsel problemleriniz yansimis görüslerinize. Bunlarin hepsi gayet normal. normal olmayan sizin prüd düsüncelerinizdir.
Bir insanin agzindan, dudagindan bahsetmek normalde, cinsel organindan bahsetmek neden anormaldir ?
Bir insanin tüm kültüründen bahsetmek dogrudurda, sex kültüründen bahsetmek neden yanlistir ?
Bunlar kur´´ an in dogru/yanlislari olmadigi halde, sizler bu dogru ve yanlislari kendiniz üretip, kendi yanlis/dogrulariniz olarak görüyorsaniz, bu islami, kur´´ an i degil, sadece sizleri baglar.
Mesnevi´´ nin bu sekilde ön yargilarla yola cikilarak yapilan kritigi de kritik olamaz.
[quote]Celaleddin Rumi, öleceği günü Düğün Günü, gecesine de Allah’ına (!) kavuştuğu için Gerdek Gecesi demesine rağmen böyle bir kimse acaba neden tapılırcasına ululanmaktadır?[/quote]
Bu benzetme Kur´´ an a göre tam dogru bir benzetme iken, hangi ekole göre yanlistir ?
[quote]Bunun tek sebebi vardır... O da; tasavvufun felsefesi bunu gerektirdiği için...[/quote] Tasavvuf´´ u bilmediginiz ortada. Üstünkörü anlamadan okumussunuz bunlari.
Netice olarak belirtmeliyim ki, "tasavvuftan anlamayan birinin, tasavufu kritize etmesi, bekarin avrad dögmesinden ileri gidemiyor maalesef...
Kötülemek icin, kötülemeye calismissiniz ama uzman degilsiniz yani kritik yapma legitimasyonundan yoksunsunuz...
ilk önce anlamaya calisin herseyi. Anlayamadiginizi sorun, ögrenin. Uzmanlastiysaniz, fikrinizi koyun ortaya...
Siirler cok güzel...anlayana tabii...
Tekrar okuyun, kendinizi transa sokarak.....
****
Celaleddin Rumi’den şiirler...
TUT ELİMİ
SENİN YÜZÜN PUTSA ELBET DAHA DOĞRU TAPMAK PUTA
SARHOŞ OLMAK DAHA HOŞ KADEHİNLE SUNULMUŞSA
BEDELDİR BU YOK OLUŞ BİNLERCE KEZ VAR OLMAYA
ÖYLESİNE YOK OLDUM Kİ AŞKINDA
TUT ELİMİ
SENİN YÜZÜNDEN PERİŞANIM
SENİN DELİNİM BEN
TUT NE OLUR
DÖNÜYOR BAŞIM
ŞAŞKININ- HAYRANINIM
EY YAR
VARIM YOĞUM TÜKENDİ
HER ELSİZ AYAKSIZIN ELİNDEN BİR TUTAN VAR
DÜN GECE BENİMLEYDİ
CANLARA CAN KATAN YAR
O TEPEDEN TIRNAĞA NAZDAN
BEN TEPEDEN TIRNAĞA FERYAT
TEPEDEN TIRNAĞA FİGAN
GECE NASIL DA TÜKENDİ
GELMEDİ MUHABBETİN SONU
BUNDA GECENİN NE KUSURU VAR
Kİ BİZİM SÖZÜMÜZ UZUNDU
NE AKARSU BIKAR BALIKLARDAN
NE BALIK AKARSUDAN
NE AŞIK CİHANIN CANINA DOYAR
NE DE CİHANIN CANI SIKILIR AŞIKLARDAN
ŞUNU İYİ BİLESİN Kİ MÜSLÜMAN DEĞİLDİR AŞIK
AŞK MEZHEBİNDE NE KÜFÜR -NE İMAN
NE TEN VAR-NE AKIL VAR
NE GÖNÜL- NE DE CAN
AŞIKTAN SAYILAMAZ BÖYLE OLMAYAN..
O GÜLÜ O LALEYİ GÖREN GÖZ
DOLDURUR GÖK KUBBEYİ AĞLAYIP İNLEMEYLE
BİR YILLIK BİR AŞKIN DELİLİĞİNİ
VEREMEZ BİN YILLIK ŞARAPLAR BİLE
AŞIKLAR Kİ OYNARLAR DA İKİ CİHANI
BİR ANDA KAYBEDERLER HEPSİNİ
BİR TEK AN İÇİN YÜZ YILLIK ÖMÜRDEN VAZGEÇERLER
BİR TEK ANI BULMAK İÇİN
BİN KONAKLIK YOL KOŞARLAR-AŞARLAR
BİN CAN FEDA EDERLER BİR GÖNÜL ALMAK İÇİN
KAPIMDAN GİRDİ ANSIZIN O ESRİK SEVGİLİ
OTURDU-LA’L RENKLİ ŞARABI BAŞINA DİKTİ
GÜZELİM SAÇLARINI GÖRÜP OKŞAMADAN
YÜZÜM TÜMÜYLE GÖZ OLDU-GÖZLERİM EL KESİLDİ
VURULMUŞ DUDAKLARININ DENİZİNE BÜTÜN SEDEFLER
BÜTÜN İNCİLER SAÇILMIŞ DUDAKLARININ AYAKLARINA
CANIM DİL YOLUNDAN DUDAĞIMA GELDİ DAYANDI
EĞER Kİ YOL VERİRSEN-VAY BANA-VAY DUDAKLARINA
DİLSİZ DUDAKSIZ SÖZLER SÖYLEYECEĞİM SANA
BİR ŞEYLER ANLATACAĞIM-BÜTÜN KULAKLARDAN GİZLİ
HERKESİN ORTA YERİNDE KONUŞACAĞIM AMA
SENDEN BAŞKA DUYAN OLMAYACAK SÖYLEDİKLERİMİ
NEREDE ŞARAP KEBAP
VE REBAP ORADA İŞİ YOK NE DERDİN-NE KEDERİN
İÇİN SONSUZ YAŞAM ŞARABINI EY DOSTLAR
SİZ DE YEŞİLLİKLER VE GÜLLER GİBİ
SUYUN DUDAKLARINA DUDAĞINIZI VERİN
BEN ZERREYİM VARLIĞIMI AYDINLATAN GÜNEŞ SEN
BEN KEDER HASTASIYIM SENSE İLACIM
KOLSUZ KANATSIZ SAMAN ÇÖPÜ SAVRULUR YA RÜZGARDA
SAVRULUR SÜRÜKLENİR GİDERİM PEŞİNDEN
SEN Kİ BENİ ÇEKEN KEHRİBARIM...
GECEMİZ KAVUŞMA ŞARABIYLA AYDINLIK
AŞKLA SÜRDÜK ATIMIZI YOKLUK YURDUNDAN
YOKLUK ŞAFAĞI SÖKENE KADAR
DUDAĞIMIZ KURUMAYACAK
MEZHEBİMİZİN HARAM KILMADIĞI ŞARAPTAN
HEP UZAKTAN BAKACAKSIN BİZE
NE ZAMANA DEK YABANCI GİBİ
OYSA HER DERDİN DERMANI BİZDE
AŞK BİLE BİÇAREMİZDİR
TOPRAK BİR ACİZ ÇOCUKTUR BEŞİĞİMİZDE
ŞU GÖNÜL DEDİKLERİ
BİR GARİP AVAREMİZDİR
SEN EY
HER AĞACIN
HER BAHÇENİN
HER BİTKİNİN YEŞİLLİĞİ
EY DEVLETİM
BAHTIMIN AYDINLIĞI-GELECEĞİM
EY YÜCELİĞİM
EY YAPAYALNIZLIĞA ÇEKİLİŞİM
SEMAIM
İHLASIM
RİYAM...
Kİ SENSİZ BÜTÜN BUNLAR BOŞ BİRER KURU SEVDA
GEL..
NE BEN BENİM
NE SEN SENSİN
NE SEN BENSİN
HEM BEN BENİM
HEM SEN SENSİN
HEM SEN BENSİN
ÖYLE BİR HALDEYİM Kİ EY GÜZELLER GÜZELİ
ŞAŞIRDIM SENİNLEYKEN
SEN Mİ BENSİN
BEN Mİ SEN
SEVGİLİNİN İZİ VAR HER YERİMDE
SEVGİLİNİN DİLİDİR HER PARÇAM
ÇALGI GİBİ YASLANMIŞIM KUCAĞINA
HER ÇIĞLIĞIM ONUN PARMAKLARINDAN
Fikir7 Manset Haberler
27 Eylül, 2007
Mesnevi - Celaleddin Rumi
Yazar: mim Tarih: 27.9.07
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder