Fikir7 Manset Haberler

23 Eylül, 2007

SEHVET DÜSKÜNÜ BiR SÜBYANCI (pedofil):

SEHVET DÜSKÜNÜ BiR SÜBYANCI (pedofil):

Zsa Zsa Gabor; 1936 yilinda Macaristan guzellik kralicesi anlatiyor;

"Açilan büyük bir kapinin ardindan içeriye girdim. Heyecandan kalbim deli gibi çarpiyordu. Mermer tasla dösenmis yoldan geçerek bahçe içindeki eve dogru yöneldim. Çok büyük bir zeytin agaci evin girisini gölgeliyordu. Hipnotize olmustum. Üst kata çiktim. Atatürk, el islemesi genis bir gürgen koltuga oturmustu, arkasi bana dönüktü. Yanindaki masa üzerinde duran nargilesini içiyordu..

Kemal Atatürk, Tanri'nin insanliga ender gönderdigi bir kurtarici, politika ustasi ve korkusuz bir savasçiydi. O, yari insan, yari Tanri'ydi.

Orta yas döneminde dahi Atatürk'ün seks aktiviteleri yakin çevresi tarafindan biliniyordu..

Bakirimsi kirmizi renkli kadife koltuga -yanina- oturmami söyledi. Büyülenmisçesine Atatürk'ün emrini yerine getirdim. Nargilesinin hortucunu bana dogru uzatti ve içmemi söyledi. Dumani içime çektim. Diger elinde tuttugu raki dolu zümrüt kakmali altin kadehi -emrivaki bir tavirla- ellerime tutusturdu.. Kadehteki Raki'yi yudumlayarak içtim..

Atatürk ile beraberligimin bundan sonrasini ilk defa acikliyorum.. Dans eden dansözlerin odadan çikmalarini istedi. Ikimiz basbasa kalmistik. Henüz 15 yasimdaydim, çocuk denecek kadar genç sayilirdim. Atatürk'se 56 yasinda olgun bir erkekti. Buna ragmen ürküntü duymuyordum. Rakinin verdigi sarhosluktan olsa gerek kendimi rüyada hissediyordum.. Kesin olarak tek hatirladigim -milyonlarca Türk kadininin hayalini süsleyen- O büyük insana, Atatürk'e bekaretimi verdim. Atatürk benim ilk erkegimdi. Seytani bir çekicilikle, benimle deliler gibi sevisti. O, genç bir kadinin nasil mutlu edilecegini çok iyi biliyordu. Atatürk aklima her geldiginde O'nun tüm kadinlari doyuma ulastiracak gücü oldugunu düsünürüm. Atatürk, profesyonelce sevisen bir Tanri, bir kraldi.!"... 1937 - Ankara, Türkiye.. (Zsa Zsa Gabor'in anilarini kaleme alan Wendy Leigh'in "One Lifetime Is Not Enough" adli kitabindan. Delacorte Yayinevi, New York, 1991. )

Hiç yorum yok: