Fikir7 Manset Haberler

27 Eylül, 2007

DOGRU NEDiR ?

11-09-07, 18:38 #32
mim
Kayıtlı Okur

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın devrim_ şöyle demiş:


doğru bilgiye ulaşmak mümkünmüdür?


doğru bilgiye ulaşmak mümkünse kaynağı nedir?

Tüm yazilari okuduktan sonra ortaya konulan laçkaliklar beni üzdü. Bu nedenledir ki, sorulan ilk soruya verilen cevaplari ve o cevaplarla ilgili yorumlari, geçersiz addediyorum.
Konu felsefik dahi olsa, ciddiyet sarttir. Halbuki bu soru felsefik degil, bilimsel bir sorudur...
Dogru bilgi nedir ?
Dogru bilgiye ulasmak mümkünmüdür ?
Dogru bilgiye ulasabilmek nasil mümkündür ?
Dogru bilgiye ulasabilme metodlari nelerdir ?
Dogru bilgiye ulasabilme araclari nelerdir ?
vs...

sorularini sormamiz mümkündür.
Tartismaya buradan baslamaya buyrun....

Bu arada relasyon teorisinden bihaber olupta herseyi relatiflestirebileceklerini zannedenleride, gayr-i ciddi olmamamalari icin uyarmak isterim.

--------------------------------------------------------------------------------
melnur Tarafından düzenlenmiştir. Düzenlenme zamanı: 12-09-07 22:19 .

***

mim

11-09-07, 19:22 #33
IŞIK

--------------------------------------------------------------------------------

Doğru ve güvenilir bilgiye hangi yolla ulaşılacağının anlaşılabilmesi için sanıyorum öncelikle "doğru ve güvenilir bilgi"nin tanımını yapmak gerekiyor.

Güvenilir ve doğru bilgi nedir ?
Doğru bilgi hakkında birden fazla tanım yapılabilir; ama şuana kadar gördüğüm en iyi tanım şu sanırım:
Akıl yürütme basamakları arasındaki tutarlılığın ve düşüncenin gerçekliği yansıtması.
(Tanım yanlış ya da eksik olabilir.)

Sizin için doğru bilginin tanımı ne ?


IŞIK
11-09-07, 19:51 #34
IŞIK



--------------------------------------------------------------------------------

Gerçekten bu konuda bir uzlaşıya varmak ve dogru bilginin mümkün olmadıgını ve eger mümkün ise kaynagının ne oldugunu bilmek bir hayli zor ...
Doğruluk sonsuzlugun güneşidir.Nasıl olsa dogar....


IŞIK

12-09-07, 00:52 #35
lachesis
Felsefe



Giriş Tarihi: Apr 2006
Ülke / Şehir: İstanbul
Mesajlar: 492

--------------------------------------------------------------------------------

Doğru bilgi, kişinin gerçek olanı kavramasıdır. Gerçeklik kişiden bağımsızdır, oysa doğruluk bilinçteki yansımadır yani kişiden bağımsız bir doğru düşünülemez. O halde doğru bilgiye ulaşmak gerçek olanları apaçık bir şekilde görmeyi gerektirir. Kişi doğru bilgiye ulaşabilir, doğru bilginin yolu da kuşkuculuktan geçer. Kişi kuşku duyup sorguladıkça gerçekleri kavrayabilir; ama kuşkuculuğunda sınırları olmalıdır. Çünkü aşırı kuşku, insan zihninin hiçbir doğruya ulaşamayacağı düşüncesine götürür.
__________________
"Yaptıklarımız hiçbir zaman anlaşılmaz, sadece övülür ya da yerilir." Nietzsche


lachesis

12-09-07, 09:56 #36
mim
Kayıtlı Okur


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 53

--------------------------------------------------------------------------------

ÇIKMAZ SOKAKLARA NEDEN GiRiLiR Ki ?

Yukarda bu konu ile ilgili ilk yazimda ciddiyete davet etmistim sizleri. Ciddiyet; birseye verilen ehemmiyettir. Eger bu konuya ehemmiyet veriliyorsa, bilincsizce verilen cevaplardan kacinmak gereklidir ve sarttir.
Bu arada isigin rezignasyonunun aceleci oldugunu, lachesis´in yorumunun ise; sorulan sorulari cevaplamaktan acizliginden, konuyu cuvala sokmaya yönelik oldugunu da belirtmek isterim.
Isik´in konuya yaklasimi gayet normal iken, konuyu lachesis´in yaklasimi sümenalti etmekten ileri gidememistir.
Bu konuya layik oldugu ehemmiyeti vererek, derinlemesine girmeden önce masa etrafindaki arkadaslari saadete davet etmeyi, konudan önemli görüyorum.
****
Asil konuya girmeden lachesis´in yaklasimlarini cevaplamaya baslamayi dogru buluyorum:
"Doğru bilgi, kişinin gerçek olanı kavramasıdır. Gerçeklik kişiden bağımsızdır,"
Dogru nedir ki, dogru ne ola ?
Gercek nedir ?
Kavramak nedir ?
gibi sorularin cevaplanabilmeleri sarttir. Kavramlar üzerinde anlasamadiktan sonra fikirler üzerinde anlasmak mümkün degildir.
"oysa doğruluk bilinçteki yansımadır yani kişiden bağımsız bir doğru düşünülemez. "
Yanlis....
"O halde doğru bilgiye ulaşmak gerçek olanları apaçık bir şekilde görmeyi gerektirir. "
Eger gercek nedir ? bilebiliyorsaniz, dogru bilgiye uasabilmeniz mümkün olabilir. Dogru bilgininde ne oldugunu ilk önce belirtmenizde gerekir ki, neyin dogru, neyin dogru bilgi oldugunu bilelim degil mi ?
"Kişi doğru bilgiye ulaşabilir, doğru bilginin yolu da kuşkuculuktan geçer. "
Insan; yer+zaman+mekan faktörlerine bagli olan dogru bilgiye ulasabilir fakat bu bilginin dogrulugu yukardaki faktörlere bagli olarak gecerlidir. Yani dogru bilgi genel dogru bilgi degildir. Yeri gelir, zamani gelir, mekani gelir ve degisir...
Dogru bilgiye ulasabilmenin araclarindan biriside skepsis yani kuskudur...
Nefis, merak, ihtiyac, duygu, his, ihtiyac, zorunluluk, kisinin gen yapisi, vs...de kisinin kendisinden olan bilgiye götüren araclardirlar.
Kisinin kendisinden olmayan ve bilgiye götüren diger araclarda vardir. Motivasyon, provokasyon, görünüm,vs..gibi..
***
"Kişi kuşku duyup sorguladıkça gerçekleri kavrayabilir."
Yanlis...Kisi sorguladikca kavramaya calisabilir bilgiler arasindaki baglamlari...Fakat sorguladikca gercekleri kavrama mümkün olabilir diye bir kaide olamaz.
"ama kuşkuculuğunda sınırları olmalıdır. Çünkü aşırı kuşku, insan zihninin hiçbir doğruya ulaşamayacağı düşüncesine götürür."
Yukarda belirttigim gibi, sorguladikca gercekleri kavrama mümkün olabilir diye bir kaide olamaz.
***

Zannedersem asil konuya dönebiliriz herhalde ?
Bilmeden, biliyormus gibi yapmak, konuyu relative etmekten baska bir sonuc dogurabilirmi ki ?


mim

12-09-07, 10:22 #37
mim
Kayıtlı Okur


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 53

--------------------------------------------------------------------------------

DOGRU NEDiR ?
DOGRU BiLGi NEDiR ?

Dogru/Yanlis, Iyi/Kötü, Gercek/Sahte, Tatli/Tuzlu, vs...gibi terimler tanimlar; insanoglunun uyduruklaridirlar.
Insanoglu isine gelen herseye pozitif, aksine ise negatif bir tanim kullanmistir ve kullanir.
Yasadigimiz kainatta hicbirsey -aslinda- ne negatif ve nede pozitiftirler. Çünkü negatifsiz pozitifler, pozitifsiz negatiofler yoktur...YOKTUR....Negatif ve Pozitif daima birarada ic icedir.
Insanlar kendi yasam kalitelerini artirabilmek icin, etrafinda bulunan bilgileri;
1. Ayirima (seleksiyon)
2. Tasniflemeye (klasifikasyon), vs...yollari ile bilgileri
rasyonellestirmeye calismistirlar.
Kisacasi bilgilerin negatif veya pozitif anlam icermeleri; kabullenilmis varsayimlardirlar. Bu gercegi bilerek, bilgileri relative etmeye calismak mümkün degildir. Nasil ki, matematik varsayimlar üzerine oturtulmustur, bilgi sistemimizde varsayimlar üzerine oturtulmuslardir. BU BiR GERÇEK.....
Bilgiler varsayimlar üzerine oturtulduktan sonra bu bilgilerle bir MEDENiYET olusturulmustur.
Tüm bu binanin altindaki varsayimli taslar; yer+zaman+mekan degistikce degisirler. Yani medeniyetin temel taslarinin tanimlari degisir, degisebilir...Bu degisimler medeniyet denen binaninda degisimini beraberinde geitirir.
***
DOGRU: Yer+Zaman ve Mekan Faktörlerine dayali olarak, -algilayabildigimiz ölcüde, idrak edebildigimiz ölcüde, akledebildigimiz ölcüde- kendi cikarlarimiz yönünde olduguna hükmettigimiz tespittirler.
DOGRU BiLGi:Yer+Zaman ve Mekan Faktörlerine dayali olarak, -algilayabildigimiz ölcüde, idrak edebildigimiz ölcüde, akledebildigimiz ölcüde- kendi cikarlarimiz yönünde olduguna hükmettigimiz bilgi tespitleridirler.


mim
Kullanıcının Profilini Göster
Find More Posts by mim
Kullanıcıyı Arkadaş Listeme Ekle

12-09-07, 10:28 #38
mim
Kayıtlı Okur


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 53

--------------------------------------------------------------------------------

DOGRU BiLGiLERE ULASMAK MÜMKÜNMÜDÜR ?
ELEMENTAR BAKIS...

Dogrulara,, bilimsel metot ve teknikleri kullanarak, bilimsel olarak ulasmak mümkündür. Bunun icin herseyden önce elementar matematigin, elementar fizigin, elementar kimyanin, vs..bilinmeleri sarttir.




mim

12-09-07, 11:50 #39
melnur
Yazıyaz Grup
Genel Koordinatörü




Giriş Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 6,251

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


DOGRU BiLGiLERE ULASMAK MÜMKÜNMÜDÜR ?
ELEMENTAR BAKIS...

Dogrulara,, bilimsel metot ve teknikleri kullanarak, bilimsel olarak ulasmak mümkündür. Bunun icin herseyden önce elementar matematigin, elementar fizigin, elementar kimyanin, vs..bilinmeleri sarttir.


Sn.mim;

Ölümden sonra bir hayatın olduğu "bilgisi" bu anlamda doğru bir bilgi midir?


melnur

12-09-07, 12:02 #40
mim
Kayıtlı Okur


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 53

--------------------------------------------------------------------------------

ÖLÜMDEN SONRA YASAM VARDIR..


Alıntı:
Sayın melnur şöyle demiş:


Sn.mim;

Ölümden sonra bir hayatın olduğu "bilgisi" bu anlamda doğru bir bilgi midir?

Kainatta ne nokta vardir..nede virgül...bir yanda dogumlar..bir yanda yasam...bir yanda ölümler....Hepsi bir bütündür.
Ölüm bir SON degildir ki, ondan sonra bir hayatin olup/olmadigi söz konusu olabilsin.
Gecmis yasamlarin olusturduklari kültür birikimlerinin; (avrupai anlamda anlamanizi rica ederim. Kültür bir medeniyettir, insanoglunun birikimlerinin toplamidir) yeni nesillere genler üzerinden aktarildigi bilimsel bir tespit oldugundan, ölümden sonra bir hayatin oldugu bilimsel bir gercektir.
Fakat insana bakis acisinda; insanin RUH ve CESET´ten ibaret oldugunu göz önünde tutmak sarttir.
Insandan inssana tasinan gen faktörleri(kültürel kalitimlarla); insan ruhunun yasamaya devam ettigini bilimsel olarak kanitlamaktadir.
Özetlersek, ölümden sonra bir hayat vardir...Bu oldu bitti vardi. Kur´andaki ayetlerin bu konuda, bilimsel bulgularla örtüstüklerini görmekte materyalist düsünce sahibi olan biz bilim adamlatrinida bir defa daha hayretler icerisinde birakmistir.

melnur
Yazıyaz Grup
Genel Koordinatörü




Giriş Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 6,252

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


[.
Özetlersek, ölümden sonra bir hayat vardir...Bu oldu bitti vardi. .

Anlıyorum.
Peki doğru bilgi olarak vurgu yaptığınız "
elementar matematigin, elementar fizigin, elementar kimyanin, vs..bilinmeleri sarttir." cümlesinin neresine oturuyor bu "doğru bilgi"?


melnur

12-09-07, 12:28 #42
dstlms



Giriş Tarihi: Nov 2006
Mesajlar: 80

--------------------------------------------------------------------------------

zamanın sürekli devam eden akışkanlığı içinde bugün doğru dediğimizin yarın doğruluktan çıkması işte bu akışkanlığın bir göstergesidir.sürekli değişen zamanın içinde sabit doğrular bulmak gerçekten de bir ütopyadan öteye gitmez.


dstlms

12-09-07, 13:36 #43
melnur
Yazıyaz Grup
Genel Koordinatörü




Giriş Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 6,252

--------------------------------------------------------------------------------

Doğru bilginin felsefik olmayıp bilimsel olduğunu ve matematik, fizik, kimya gibi disiplin ve bilimlerle ilişkisi olduğunu söyleyen bir anlayışın birdenbire ölümden sonra hayatın olduğu bilgisine(!) doğru bilgi nitelemesi yapması, başlıbaşına bir çelişki değilse,ne olabilir?

Sn.mim'in bu konuda da bir bildiği vardır elbet.


melnur

12-09-07, 15:16 #44
mim
Kayıtlı Okur


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 53

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın melnur şöyle demiş:


Anlıyorum.
Peki doğru bilgi olarak vurgu yaptığınız "
elementar matematigin, elementar fizigin, elementar kimyanin, vs..bilinmeleri sarttir." cümlesinin neresine oturuyor bu "doğru bilgi"?

dogru bilgi; kavraminin bilimsel izahi; element sistemi üzerine kurulmus bugünkü ilimlerle mümkündür. Bunun detaylandirilmasna bir ara girecegim.


mim

12-09-07, 15:25 #45
mim
Kayıtlı Okur


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 53

--------------------------------------------------------------------------------

Ceset; bir ruh tasiyicisi hamaldan baska birsey degildir.


Alıntı:
Sayın melnur şöyle demiş:


Doğru bilginin felsefik olmayıp bilimsel olduğunu ve matematik, fizik, kimya gibi disiplin ve bilimlerle ilişkisi olduğunu söyleyen bir anlayışın birdenbire ölümden sonra hayatın olduğu bilgisine(!) doğru bilgi nitelemesi yapması, başlıbaşına bir çelişki değilse,ne olabilir?

Sn.mim'in bu konuda da bir bildiği vardır elbet.

Moleküler Kimyaya göre; bazi dna larin gecmis yasamin kalintilarini yani birikimlerini insandan insana tasidigini göstermektedir. Bu demektir ki, bizden önceki nesillerden bilgi taransformasyonlarina sahibiz. Neslden nesile bilgilerin transpormasyonu ise sonsuz olan bir yasam sürdügümüzü kanitlar.
Ceset´imiz ölür. Rihumuz ise transformasyonlarla diger nesillere tasinir. Yani ölmezler, varliklarini baska vücutlarda sürdürürler...

Zannedersem hayat nedir ? sorusunu prezizlememiz gerekiyor.
Hayat; bir ruhun(soyutluklar bütünü) bir vucut(somut=materi) icerisinde ikamet ettigi sürectir.


mim
Kullanıcıyı Arkadaş Listeme Ekle

12-09-07, 19:16 #46
melnur
Yazıyaz Grup
Genel Koordinatörü




Giriş Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 6,252

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Ceset; bir ruh tasiyicisi hamaldan baska birsey degildir.


Moleküler Kimyaya göre; bazi dna larin gecmis yasamin kalintilarini yani birikimlerini insandan insana tasidigini göstermektedir. Bu demektir ki, bizden önceki nesillerden bilgi taransformasyonlarina sahibiz. Neslden nesile bilgilerin transpormasyonu ise sonsuz olan bir yasam sürdügümüzü kanitlar.
Ceset´imiz ölür. Rihumuz ise transformasyonlarla diger nesillere tasinir. Yani ölmezler, varliklarini baska vücutlarda sürdürürler...

Zannedersem hayat nedir ? sorusunu prezizlememiz gerekiyor.
Hayat; bir ruhun(soyutluklar bütünü) bir vucut(somut=materi) icerisinde ikamet ettigi sürectir.

Sn.mim; Sanırım bu noktada bilim iflas etti.

Moleküler kimya ve Dna kalıntısından girip ruh transformasyonundan çıkınca , bu transformasyon tarafından taşınan bilgi hayat prezizlemiz sonucunda bir başka bedenin içinde yaşamın devamı kompleksini yerine getiriyor. Üstüne üstlük cesedi de öldürünce ortada kalan ruh bir şekilde hayatını devam ettiriyor:

Evet; bir ara doğru bilginin ne olup ne olmadığına devam ederiz. Etrafı da fazla bulandırmadan.


melnur
Kullanıcının Profilini Göster
Find More Posts by melnur
Kullanıcıyı Arkadaş Listeme Ekle

12-09-07, 19:50 #47
mim
Kayıtlı Okur


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 53

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın melnur şöyle demiş:


Sn.mim; Sanırım bu noktada bilim iflas etti.

Moleküler kimya ve Dna kalıntısından girip ruh transformasyonundan çıkınca , bu transformasyon tarafından taşınan bilgi hayat prezizlemiz sonucunda bir başka bedenin içinde yaşamın devamı kompleksini yerine getiriyor. Üstüne üstlük cesedi de öldürünce ortada kalan ruh bir şekilde hayatını devam ettiriyor:.

Kant teorisine göre insanlar dogarken bilgi ile dogarlar. Bu bilgiler ortaya cikartilir insanlar tarafindan.
Delete yapilmis bir Harddisk´teki bilgilerin Undelete komutu ile yeniden yasama gecirilmeleri gibi...
Bugünkü ilim dnalar üzerinde önceden gelen yani gecmisten alinmis bilgilerin varligini ortaya koymaktadir. Buda yeni dogan bir insanin, ölmüs bir insandan birseyleri alip, devam ettigini ortaya koymaktadir. Yani insanda ölümsüz olan bir baska insan daha vardir ve buna ruh diyoruz. Isterseniz buna bir PC nin harddiskide diyebilirsiniz. Bir PC ölebilir ama harddiski cikartilip, baska pc lerde calistirilabilir.
Kur´an in insana ruh+cesed yaklasimi yukardaki bilimsel gerceklerle birebir örtüsmektedir. Ruhun varligi kabul edilebilir olmustur Tip, Fizik ve Kimya tarafindan...
3-4 yil icerisinde bu konuda daha cok seyler ortaya cikacaktir. Çünkü bilim adamlari bu gercegin tersini ispatla yogun bir sekilde ugrasmaktadirlar.

.
Alıntı:
Evet; bir ara doğru bilginin ne olup ne olmadığına devam ederiz. Etrafı da fazla bulandırmadan.

Elementar matematige 40 yildan beri gecemeyen bir ülkenin akademisyenlerininde bu gibi konularda duraklamalari normaldir bence...
Ayni durum benimde basima gelmis, bu yüzden 2 semester kaybetmistim.


mim
Kullanıcının Profilini Göster
Find More Posts by mim
Kullanıcıyı Arkadaş Listeme Ekle

12-09-07, 22:49 #48
filozofish



Giriş Tarihi: Aug 2007
Ülke / Şehir: Los Angeles
Mesajlar: 83

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Kant teorisine göre insanlar dogarken bilgi ile dogarlar.

Kant'in teorisinde nerde boyle bir seyden bahsediliyor? Lutfen bana Kant'in eserlerinde "Dogarken bilgi ile dogmak" dan bahsettigi kismi gosterin. Akil ile degil, ama bilginin kendisine sahip bir sekilde dogmakdan bahsediyorsunuz!


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Bu bilgiler ortaya cikartilir insanlar tarafindan.
Delete yapilmis bir Harddisk´teki bilgilerin Undelete komutu ile yeniden yasama gecirilmeleri gibi...

Kant'in boyle bir sey soyledigini gosterir misin lutfen.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Bugünkü ilim dnalar üzerinde önceden gelen yani gecmisten alinmis bilgilerin varligini ortaya koymaktadir. Buda yeni dogan bir insanin, ölmüs bir insandan birseyleri alip, devam ettigini ortaya koymaktadir. Yani insanda ölümsüz olan bir baska insan daha vardir ve buna ruh diyoruz.

Genetik ile bir takim DNA kodunun bir sonraki DNA'ya gecmesinden "ruh" kavramina inanilmaz buyuklukte bir atlama yaptiniz. Lutfen boylesine iddiali deklerasyonlar yaparken iddialari destekleyici argumanlar verelim.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Isterseniz buna bir PC nin harddiskide diyebilirsiniz. Bir PC ölebilir ama harddiski cikartilip, baska pc lerde calistirilabilir.
Kur´an in insana ruh+cesed yaklasimi yukardaki bilimsel gerceklerle birebir örtüsmektedir. Ruhun varligi kabul edilebilir olmustur Tip, Fizik ve Kimya tarafindan...

PC benzetmeniz bu kadar ciddi iddialari aciklamakta bir hayli yetersizdir.

Bilim tarafindan kesinlikle ve kesinlikle boyle bir kabul edis olmamisdir. Unutmayinki bu sitede felsefe konusunda uzman sayilacak kisiler oldugu gibi, Kimya, Genetik Biyoloji, Genetik Muhendisligi gibi konularda da uzman kimseler olabilir (hatta var). Bu yuzden iddialarinizi deklerasyon niteliginden cikarip felsenin geregi sekilde argumanlarla ortaya koyun.

Toplumsal bilgi birikiminin memetics teorisi ile nesilden nesile gecisi artik kabul edilmis teoridir, ama sizin iddia attigini DNA ile bilgi transferi, vede bu bilgi transferinin bilim dunyasinda Ruh olarak tanimlanmasini ben hic bir yerde okumadim, duymadim, boyle bir sey iddia eden bir bilim adamina rastlamadim.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


3-4 yil icerisinde bu konuda daha cok seyler ortaya cikacaktir. Çünkü bilim adamlari bu gercegin tersini ispatla yogun bir sekilde ugrasmaktadirlar.

Bu sekilde biraktiginiz icin bu soylediklerin sadece senin spekulasyonun olarak kalacaktir. Ama tekrar edeyim arguman verip bunu degistirmek sana kalmis.

Ilginc olan bir konu ise bir kac sayfa once felsefi bir aciklamayi elinizin tersi ile ittiniz, vede tanimlamar talep ettiniz (bence hakli idiniz). Yazilan postlari kucumser bir tavirda dile getirdiniz bunu. Simdi nedense ayni standardlari kendinize uygulamiyorsunuz. DNA'dan ruh cikarken okuyuculara bir arguman vermek geregi bile duymuyorsunuz. Bu entellektuel durustlukden cok uzak bir yaklasim olup bir felsefe sitesine yakismayan bir harekettir.
__________________
Dusunmek bir yetenekdir.
Uzerinde ne kadar calisirsanir, o kadar daha ilerletirsiniz.

--------------------------------------------------------------------------------
filozofish Tarafından düzenlenmiştir. Düzenlenme zamanı: 12-09-07 22:54 .


filozofish

13-09-07, 00:01 #49
mim
Kayıtlı Okur


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 53

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın filozofish şöyle demiş:


Kant'in teorisinde nerde boyle bir seyden bahsediliyor? Lutfen bana Kant'in eserlerinde "Dogarken bilgi ile dogmak" dan bahsettigi kismi gosterin. Akil ile degil, ama bilginin kendisine sahip bir sekilde dogmakdan bahsediyorsunuz
Kant'in boyle bir sey soyledigini gosterir misin lutfen.!.

Teyp bandindaki bir müzik silinmis olsada, canlandirilabilir,.,.

.
Alıntı:
Genetik ile bir takim DNA kodunun bir sonraki DNA'ya gecmesinden "ruh" kavramina inanilmaz buyuklukte bir atlama yaptiniz. .

Eger gecmis nesildein informasyonlar yeni nesle aktariliyorsa, bu nasil olmaktadir sizce ?
Vücut ölmüs, toprak yutmus oldugu halde...Ölmeyen nedir ki, informasyonlari baska nesillere tasiyabilsin ?

.
Alıntı:
Lutfen boylesine iddiali deklerasyonlar yaparken iddialari destekleyici argumanlar verelim..

Bir bilim adami olarak, bildiklerimi naklederken genel yaparim. Soruldukcada detaylandiririm. Her insanin hazim sekli degisiktir...
Soracaksiniz anlamadiginiz zaman...

.
Alıntı:
PC benzetmeniz bu kadar ciddi iddialari aciklamakta bir hayli yetersizdir..

Bu kadar ciddi iddialari yine bu iddialara göre arsitekte ettigimiz basit PC gibi cihazlarla izahla anlasilmalarini saglayabiliyorum. Unutmayin ki, Bigisayarlar; insan özelliklerini -mümkün oldugu kadar-kopyelemekle ortaya cikan cihazlardirlar.

.
Alıntı:
Bilim tarafindan kesinlikle ve kesinlikle boyle bir kabul edis olmamisdir..

Eger iki rakami biraraya getirmeyi beceremezseniz, bu iki rakam arasindaki relaksiyonlarida ortaya cikartamazsiniz, zuhur ettirtemerzsiniz. Bilgi ambarinda otlanmakla mümkündür buda...Almak, Anlamak, Algilamak, Hafzetmek, Idrak etmek, Bunlarin arasindaki relasyonlari kesfetmek...Bunu da hazir bulabileceginiz buir firin yok maalesef..

.
Alıntı:
Unutmayinki bu sitede felsefe konusunda uzman sayilacak kisiler oldugu gibi, Kimya, Genetik Biyoloji, Genetik Muhendisligi gibi konularda da uzman kimseler olabilir (hatta var). .

Birde ben girdim bu meclise....
Ne oldugumu, isimle göstermek kaydi ile...
.
Alıntı:
Bu yuzden iddialarinizi deklerasyon niteliginden cikarip felsenin geregi sekilde argumanlarla ortaya koyun..

Anfide ders dinleyen talebeler gibi notlar tutacaksiniz ve siz birlestireceksiniz argumanlari biribirileriyle...tabiiki ihtiyaciniz varsa.....isterseniz.....
Bildiklerimi deklare etmekte sahsim icin bir yararda görmüyorum. Var olanlari akitiyorum musluktan ve bu yetiyor bana...

.
Alıntı:
Toplumsal bilgi birikiminin memetics teorisi ile nesilden nesile gecisi artik kabul edilmis teoridir, .

dedimya...aldiginiz informasyonlar arasindaki baglantilari kurmakta zorluklariniz var. bu yazinizda yukarda bana yönelttiginiz sorularin bir kisminin cevabini; ruh meselesinde, kant meselesinde oldugu gibi kendiniz vermissiniz.
.
Alıntı:
ama sizin iddia attigini DNA ile bilgi transferi, vede bu bilgi transferinin bilim dunyasinda Ruh olarak tanimlanmasini ben hic bir yerde okumadim, duymadim, boyle bir sey iddia eden bir bilim adamina rastlamadim..

Daima belirttigim gibi her bilgi; degisen yer, zaman ve mekan faktörlerine göre degisir. Sizin bilgilerinizde, sizin icerisinde builundugunuz sartlara bagli olarak cok gerilerde...
Bir transistörün calisma prensibini anlayabilmek icin tüm TR piyasasindaki kitaplari okumus, anlayamamistim. Bir Alman dergisinde 2 cümle okuyup, anlayabilmistim...Ama icerisinde bulundugunuz sartlarin yetersizliginide size kimse yükleyemez.
Buna ragmen verdigim bilgileri alip, almamakta serbestsiniz...

.
Alıntı:
Bu sekilde biraktiginiz icin bu soylediklerin sadece senin spekulasyonun olarak kalacaktir. Ama tekrar edeyim arguman verip bunu degistirmek sana kalmis..

Eger bir araba kalkis yapamiyorsa, yardim ederim iteleyerek, harekete gecmesi icin. Ben sadece bunu yapmakla mükellefim kendi adima. spekülasyonlarmidir, ironiklermidir bunlar...Gerisi sizlere kalmis..

.
Alıntı:
Ilginc olan bir konu ise bir kac sayfa once felsefi bir aciklamayi elinizin tersi ile ittiniz, vede tanimlamar talep ettiniz (bence hakli idiniz). Yazilan postlari kucumser bir tavirda dile getirdiniz bunu. Simdi nedense ayni standardlari kendinize uygulamiyorsunuz. .

Yolun basindayiz henüz. Tabiiki herseyi bilmek istersiniz..Tabiiki herseyi merak edeceksiniz...Herseyin bir anda söylenebilmeside mümkün degildir.
Sizlerin sorulari geldikce, cevaplarimda geklecektir. Aglamayana meme yok misali..
Her konuya layik oldugu bir degerle yanasmak gerekir. Bu siteye girdigimde birde baktim ki, bilim adina demagojiler yapiliyor ve buna haliyle cok üzüldüm ve reaksiyonumuda dile getirdim.
Bilimsel bilgi alis-verisindeki kurallari ben icad etmedim. Bir bilim adami iddialarini ortaya koyar ve bu iddialarini -genel ölcekte- kanitlar. genel ölcekte mevcut olan bilgileri hicbir zaman mektep acipta kimseye ögretmez. Genel ölcekte mevcut olan bilgileri, bulgulari sizler bilmek mecburiyetindesiniz. Bilmiyorsaniz anlayamazsiniz tabiiki..
Eeeeee...n´olcek ? Standart bilgilere sahip olmayanlar, standartlari yakalamak icin bol bol ugrasacaktirlar.
Buradaki tavrimda kesindir benim.
.
Alıntı:
DNA'dan ruh cikarken okuyuculara bir arguman vermek geregi bile duymuyorsunuz. .

Gönül isterdi ki, biraz sabredesiniz, düsünesiniz....
RUH denilen soyut nesnenin(su ana kadar soyut olarak varligini duyuyoruz) DNA lar olma ihtimaline ne dersiniz ?
Mademki nesilden nesile bilgi transformasyonlari bilimsel olarak bilinen bir gercektir, ortada cesed kalmadigi halde veya olmadigi halde nasil gecebiliyor nesilden nesile bu bilgiler ?
Gecmis nesilden alip, gelistirip, tasiyip ve baska nesillere aktardigimiz bilgiler neyin nesidirler ?
Bunun adina RUH demekten baska bir bilimsel care mi vardir ? Unutmayiniz ki, kainattaki hersey birerer varsayimla ifade edilirler.
.
Alıntı:
Bu entellektuel durustlukden cok uzak bir yaklasim olup bir felsefe sitesine yakismayan bir harekettir.

Yakisir...veya Yakismaz...buna sizler karar verebilirsiniz ancak. Ama SiZ degil sadece...ready ?
Haaa....Burasinin bir felsefe sitesi oldugunu belirtmissiniz. Zannedersem kendinizinde bir filosof....olarak(mi?) görüyorsunuz.
Felsefe nedir ? Filosof nedir ? Bu tanimlari yapiniz ve herseyden önce kavramlarda anlasalim. Skepsizmi; bir felsefe kabul etmek, felsefe olabilir mi ?
Sapla, samani biribirisiyle karistirmakmidir yoksa felsefe ?
Dogru´nuin ne oldugunu bilmeden, dogrulari cikmaz sokaga sokmakmidir yoksa felsefe ?
***
Belki alisik degilsiniz karsinizda güclü bnirikimli insanlari görmeye...Bu itici bir reaksiyonu beraberinde getirmemelidir.
- Bilmiyorum...demekte bir erdemdir.
Sorun, cevaplayayim...ve epey zaman sonra karar vermeye kalkisiniz.
Unutmayin ki, adim "mim"...mim´lerle... mim´leyerek, giderim, kendimde mim´li oldugum....mim´lendigim icin...
Aslinda müspet ilimler alaninda bir ilim adamiyim....

--------------------------------------------------------------------------------
melnur Tarafından düzenlenmiştir. Düzenlenme zamanı: 13-09-07 00:20 .


mim
Kullanıcının Profilini Göster
Find More Posts by mim
Kullanıcıyı Arkadaş Listeme Ekle

13-09-07, 01:09 #50
filozofish



Giriş Tarihi: Aug 2007
Ülke / Şehir: Los Angeles
Mesajlar: 83

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Teyp bandindaki bir müzik silinmis olsada, canlandirilabilir,.,.

Bu zayif benzetmeler senin tahmin ettigin gibi guclu aciklamalar getirmiyor. Hele ki bir felsefe sitesinde yetersiz kaliyorlar. Okul ogrencilerine anlatirnek ikna edici olabilir, oda belki.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Eger gecmis nesildein informasyonlar yeni nesle aktariliyorsa, bu nasil olmaktadir sizce ?
Vücut ölmüs, toprak yutmus oldugu halde...Ölmeyen nedir ki, informasyonlari baska nesillere tasiyabilsin ?

DNA icindeki bilgi [information], insanin aklinda varolan bilgi, yani "gerekcelendirilmis dogru inanc" [knowledge], ile ayni sey degildir. Burada bir kelimenin iki farkli anlamini yok sayarak hata yapiyorsun. Tum soylevinde bu hatali varsayima dayandirilmis.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Bir bilim adami olarak, bildiklerimi naklederken genel yaparim. Soruldukcada detaylandiririm. Her insanin hazim sekli degisiktir...
Soracaksiniz anlamadiginiz zaman...

Belliki felsefi boyutta tartisma gerekliliklerinden haberdar degilsin. Deklarasyon'nun hicbir ehemmiyeti yoktur felsefede. Oncullerin, propozisyonlarin, vede en sonunda bir argumanin olmadan soylediklerin yanlizca iddia olarak kalir. Sadece iddia degil, desteksiz iddia olur. Bu demek degil ki iddia ettigin seyler yanlisdir. Sadece iddia ettiklerin desteklenmemis demektir.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Bu kadar ciddi iddialari yine bu iddialara göre arsitekte ettigimiz basit PC gibi cihazlarla izahla anlasilmalarini saglayabiliyorum. Unutmayin ki, Bigisayarlar; insan özelliklerini -mümkün oldugu kadar-kopyelemekle ortaya cikan cihazlardirlar.

Bilgisayar benzetmesi bazi nasit konulari anlatmakda ise yarayabilir. Ama DNA'dan ruh's gecis gibbi bir hayli ciddi iddialarda yetersizdir. Dikkat edin, ben daha elestirmedim bile benzetmendeki eksiklikleri. Sadece verdigin ornek ile asil aciklamaya calistigin konu arasindaki farkin buyuklugunden dolayi ornegin yetersiz kaliyor dedim.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Eger iki rakami biraraya getirmeyi beceremezseniz, bu iki rakam arasindaki relaksiyonlarida ortaya cikartamazsiniz, zuhur ettirtemerzsiniz. Bilgi ambarinda otlanmakla mümkündür buda...Almak, Anlamak, Algilamak, Hafzetmek, Idrak etmek, Bunlarin arasindaki relasyonlari kesfetmek...Bunu da hazir bulabileceginiz buir firin yok maalesef..

Bu, sende dahil olmak uzere, herkez icin gecerli, her zaman soylenebilecek bir soz. Tartistigimiz konu ile ilgisi yok.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Birde ben girdim bu meclise....
Ne oldugumu, isimle göstermek kaydi ile...

Hos geldin.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Anfide ders dinleyen talebeler gibi notlar tutacaksiniz ve siz birlestireceksiniz argumanlari biribirileriyle...tabiiki ihtiyaciniz varsa.....isterseniz.....
Bildiklerimi deklare etmekte sahsim icin bir yararda görmüyorum. Var olanlari akitiyorum musluktan ve bu yetiyor bana...

Sana neyin yettigi yada yetmedigi degil benim ititraz ettigim. Benim bahsettigim bir felsefe sitesinde yazi yazarken, nasil bir bilim sitesine yazarken bazi kurallar, beklentiler varsa, varolan beklentilere senin dikkatini cekmek idi.
Anfide not tutan talebeler gibi senin soyledikelrini takip edip, daginik cumlelerinden bir arguman artaya cikarmak (bir arguman var ise tabiiki) kimsenin yukumlulugu degil, ancak ve ancak senin kendi yukumlulugundur.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


dedimya...aldiginiz informasyonlar arasindaki baglantilari kurmakta zorluklariniz var. bu yazinizda yukarda bana yönelttiginiz sorularin bir kisminin cevabini; ruh meselesinde, kant meselesinde oldugu gibi kendiniz vermissiniz.

Sanirim atlamissin, benim bahsettigim memetics, senin soylediklerine karsit, info transferini aciklayan bir teori idi. Sanirim seni destekledigim hissine kapilmissin.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Daima belirttigim gibi her bilgi; degisen yer, zaman ve mekan faktörlerine göre degisir. Sizin bilgilerinizde, sizin icerisinde builundugunuz sartlara bagli olarak cok gerilerde...
Bir transistörün calisma prensibini anlayabilmek icin tüm TR piyasasindaki kitaplari okumus, anlayamamistim. Bir Alman dergisinde 2 cümle okuyup, anlayabilmistim...Ama icerisinde bulundugunuz sartlarin yetersizliginide size kimse yükleyemez.
Buna ragmen verdigim bilgileri alip, almamakta serbestsiniz...

Benim sahsimla ilgili yorumlarinizi atliyorum, bunlar beni hic ilgilendirmiyor. Gelelim her bilgi'nin degisen yer zaman, ve mekan faktorlerine gore degismesi. Bu net yazilmamis cumle herhalde sunu demek istiyor.

Her propozisyon'un dogru/yanlis degeri, propozisyon'un yapildigi yer, zaman, ve mekan'a baglidir.

Senin "Bilgi'nin degismesi" ile ne demek istemene getirebildigim en eli acik yorum bu. Tabiiki bu iddia yanlis, cunku her propozisyonun dogru/yanlis degeri yer, zaman, ve mekan bagimli degildir. Ucgen'in ic acilari toplami 180 derecedir propozisyonu hangi yer, mekan, ve zaman'da dogru degildir?


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Eger bir araba kalkis yapamiyorsa, yardim ederim iteleyerek, harekete gecmesi icin. Ben sadece bunu yapmakla mükellefim kendi adima. spekülasyonlarmidir, ironiklermidir bunlar...Gerisi sizlere kalmis..

Kalkamayan arabaya yardim edersin, ve bu senin spekulasyon ve ironindir?? Bu cumle bir hayli anlamsiz. Yorumlamaya calismak bosuna sarfedilen zaman olur. Bu sekilde benzetmeler kullanak yazi yazan kisiler genellikle dusuncelerini oldugu gibi net aciklayamayan, yada daha kotusu net dusunemeyen kisilerdir. Eminim sen bu kisilerden degilsin, ama ispatlamak sana kalmis.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Yolun basindayiz henüz. Tabiiki herseyi bilmek istersiniz..Tabiiki herseyi merak edeceksiniz...Herseyin bir anda söylenebilmeside mümkün degildir.
Sizlerin sorulari geldikce, cevaplarimda geklecektir. Aglamayana meme yok misali..
Her konuya layik oldugu bir degerle yanasmak gerekir. Bu siteye girdigimde birde baktim ki, bilim adina demagojiler yapiliyor ve buna haliyle cok üzüldüm ve reaksiyonumuda dile getirdim.

Reaksiyonu dile getirdin, bilim konusunun bazen katledildiginde haklisin. Bende benzer sekilde senin felsefe adina yaptigin felsefeden bir hayli uzak yazilarina oldukca dogal bir tepki verdim.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Bilimsel bilgi alis-verisindeki kurallari ben icad etmedim. Bir bilim adami iddialarini ortaya koyar ve bu iddialarini -genel ölcekte- kanitlar. genel ölcekte mevcut olan bilgileri hicbir zaman mektep acipta kimseye ögretmez. Genel ölcekte mevcut olan bilgileri, bulgulari sizler bilmek mecburiyetindesiniz. Bilmiyorsaniz anlayamazsiniz tabiiki..
Eeeeee...n´olcek ? Standart bilgilere sahip olmayanlar, standartlari yakalamak icin bol bol ugrasacaktirlar.
Buradaki tavrimda kesindir benim.

Tavrinizin kesinligi ne yazikki hakliligini yansitmamakda. Bir felsefe dialogunun kurallarinida ben koymadim. Arguman vermek, onculleri aciklikla ortaya koymak felsefi bir yazinin gerekleridir.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Gönül isterdi ki, biraz sabredesiniz, düsünesiniz....
RUH denilen soyut nesnenin(su ana kadar soyut olarak varligini duyuyoruz) DNA lar olma ihtimaline ne dersiniz ?
Mademki nesilden nesile bilgi transformasyonlari bilimsel olarak bilinen bir gercektir, ortada cesed kalmadigi halde veya olmadigi halde nasil gecebiliyor nesilden nesile bu bilgiler ?
Gecmis nesilden alip, gelistirip, tasiyip ve baska nesillere aktardigimiz bilgiler neyin nesidirler ?
Bunun adina RUH demekten baska bir bilimsel care mi vardir ? Unutmayiniz ki, kainattaki hersey birerer varsayimla ifade edilirler.

Gonul isterdiki oncelikle herkezden israrla istedigin tanimlari once sen yap.

Nedir senin yazdiklarinda DNA ile transfer edilen "bilgi"
Nedir "Ruh"

Bu soylevindeki hatayi basta belirttim. DNA ile gecirilen info yu, yani kodun icindeki, kisinin biyolojik yapisi ile alakali olan info'yu, kisinin aklinda olusturdugu bilgi [knowledge] ile karistirmakdasin. Tum soylevin buna dayandirilmis. Eger DNA'daki bilgi "genetik info" ile aklimizdaki bilgi "knowledge" ayni diye iddia ediceksen, sana ortaya koyacagin argumanda basarilar dilerim.

Haydi diyelim bu ikisinin bir sekilde ayni oldugunu gosterebildin, bu bile hala bu DNA'ya "ruh" tanimlamasini getirmez. Tabii sen "Ruh" derken, aciklamamissin ne demek istedigini, dini bir tanimlama getirmiyorsan.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Yakisir...veya Yakismaz...buna sizler karar verebilirsiniz ancak. Ama SiZ degil sadece...ready ?
Haaa....Burasinin bir felsefe sitesi oldugunu belirtmissiniz. Zannedersem kendinizinde bir filosof....olarak(mi?) görüyorsunuz.

Hayir tabiiki gormuyorum. Felsefe ile ilgilenen birisi olarak goruyorum.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Felsefe nedir ? Filosof nedir ? Bu tanimlari yapiniz ve herseyden önce kavramlarda anlasalim. Skepsizmi; bir felsefe kabul etmek, felsefe olabilir mi ?
Sapla, samani biribirisiyle karistirmakmidir yoksa felsefe ?
Dogru´nuin ne oldugunu bilmeden, dogrulari cikmaz sokaga sokmakmidir yoksa felsefe ?

Konu ile ne alakasi oldugunu gecip cevap verreyim. Bu bahsettigin sorularin tartisildigi yazilar var bu sitede, oraya gidip yazip, okuyup, tartisabilirsin.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


Belki alisik degilsiniz karsinizda güclü bnirikimli insanlari görmeye...Bu itici bir reaksiyonu beraberinde getirmemelidir.

Tam aksine, bir hayli aliskinim, o yuzden de arguman vermeden, sebep sonuc iliskisi yerine bilgisayar, araba benzetmelirnden bahsedip DNA ile RUH'u birlestiren birisini gorunce yadirgiyorum. Ama bilgi birikimi kadar, iddialari destekleyebilmek de onemlidir, heleki bir felsefe sitesinde.


Alıntı:
Sayın mim şöyle demiş:


- Bilmiyorum...demekte bir erdemdir.
Sorun, cevaplayayim...ve epey zaman sonra karar vermeye kalkisiniz.
Unutmayin ki, adim "mim"...mim´lerle... mim´leyerek, giderim, kendimde mim´li oldugum....mim´lendigim icin...
Aslinda müspet ilimler alaninda bir ilim adamiyim....

Evet, bilmiyorum demekde bir erdemdir, bunun tamamen farkindayim. Ama simdi erdem olan seylerimi siralamaya basliyoruz durup dururken?
Adinizin ne oldugunun butun bu tartistigimiz konuyla ne ilgisi var?
__________________
Dusunmek bir yetenekdir.
Uzerinde ne kadar calisirsanir, o kadar daha ilerletirsiniz.

--------------------------------------------------------------------------------
filozofish Tarafından düzenlenmiştir. Düzenlenme zamanı: 13-09-07 01:21 .

Alıntı:
Sayın lachesis şöyle demiş:


Doğru, gerçeğe uygun yargıları kapsar. İdealist felsefeye göre doğru, zihindedir ve zihnin apaçık gördüğü bilgiler doğru olarak kabul edilir.

Gerçekçi bakış açısı ise, doğru bilgiye ulaşmada nesneleri göz önüne alır. Somut ve evrensel olmayan hiçbir bilginin geçerliliği yoktur.

Bilgi açısından "gerçekçi" bakış açısı yerine bilimsel düşünme becerisi de denilebilir buna. Bu yolla edinilmiş bilgilerin nesnel, somut ve evrensel niteliğinden de söz edilebilir. Buna katılıyorum."Doğru bilgi", "gerçekçi bilgi", daha da doğrusu bilimsel bilgi olarak nitelenen bilgilerin gözlem verilerine ters düşmemesi gerekir. Bu anlamda bu tür bilgi "güvenilir gözlem verileri"dir.

Bu anlamda herhangi bir savın ve iddianın geçerliliği olarak güvenilir bilgiye yaslanıp yaslanmadıığı konusu önem kazanır.


melnur

17-09-07, 00:00 #52
Sol-Düşün
Kayıtlı Okur


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 29

--------------------------------------------------------------------------------

Doğru nedir !

Doğru Herkes tarafından onaylana, gidilmesi gereken yol demektir..
Herkesin kendi doğrusu vardır...


Sol-Düşün

17-09-07, 11:28 #53
lachesis
Felsefe



Giriş Tarihi: Apr 2006
Ülke / Şehir: İstanbul
Mesajlar: 492

--------------------------------------------------------------------------------

Herkesin kendi doğrusu vardır görüşü gerçekliğin olmadığını kanıtlamaz mı,? O halde gerçek yok mudur? Çünkü doğru gerçekliğin algısıdır. Ama doğru herkese göre değişiyorsa o halde kişiden bağımsız bir gerçeklik de olamaz; çünkü herkesin doğrusu gibi herkesin gerçek kabul ettikleri arasında da bir fark oluşur? Doğrunun göreceli olduğunu düşünenler için, gerçeklik ne ifade ediyor?
__________________
"Yaptıklarımız hiçbir zaman anlaşılmaz, sadece övülür ya da yerilir." Nietzsche


lachesis

Dün, 10:12 #54
melnur
Yazıyaz Grup
Genel Koordinatörü




Giriş Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 6,252

--------------------------------------------------------------------------------

Felsefe gelişigüzel soruların yanıtlarını arayan bir gevezelik biçimine dönüşmemeli. Böyle de değerlendirilmemeli. Böyle bir yanı da olsa, felsefenin temel sorusu varlık konusuna ilişkindir. Varlığın ne olduğuyla ilgilidir. Bu anlamda bilgi, gerçeklik, nesnellik kavramları da önem kazanıyor.

Bilimin gelişmediği dönemlerde gerçekliğin salt akıl ve uslamlama yoluyla açıklanmaya çalışılması bu yöntemin, bu yaklaşım biçiminin doğru bir yöntem olduğu anlamına gelmemelidir. O günlerden bu günlere çok şey değişti. Bilim denilen bir anlama çabası ortaya çıktı. Bugün hala, yüzlerce yılın yöntemiyle anlamlandırma çabası içinde olursak çok da doğru bir yöntem izlememiş oluruz.

Bu anlamda felsefe ve onun kavramlarını bilimle ilişkilendirmemiz gereklidir. Doğru bilgi kavramı bu anlamda "içkin olanın algılanması ve sonra sınanması" olarak değerlendirilemez mi?


melnur

Dün, 10:47 #55
tatoprak
Yazar Adayı


Giriş Tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 12

--------------------------------------------------------------------------------

herkes kendi doğrusunu inandığı değerler çerçevesinde benimser.. Kendi dünyasının dışına çıkmak gerek entellektüel anlamda gerek ahlaki anlamda insanları için uğraş ve zahmet gelmekte.. o yüzden kimse doğru aramak yerine kolay olanı inandığı doğru kabl ediyo.. Günümüzde mutlak doğrular bile tartışılmakta muhalif olmak moda haline gelmişke inaların anlaşması uzlaşması pek mümkün değildir.. Bütün doğrular insanların çıkarılarını etkilediği için çıkar çatışmasından dolayı doğru bulmak yerine en makbul olanı doğru tercih etmek insanlar için karlı bi yoldur.. Kar va ama doğru bilgiyi bulmak için uğraşmak yoktur bence..
__________________
Eline, beline, diline sahip ol... Hacı Bektaş VELİ


tatoprak

Dün, 12:16 #56
bRS
Tarih



Giriş Tarihi: Nov 2006
Mesajlar: 2,622

--------------------------------------------------------------------------------

Alıntı:
Sayın Sol-Düşün şöyle demiş:


Doğru nedir !

Doğru Herkes tarafından onaylana, gidilmesi gereken yol demektir..

''Doğru'' veya ''yanlış'' sonuçtur.
__________________
Ocağımıza incirlik diktiler.
Can Yücel


bRS

Dün, 22:45 #57
filozofish



Giriş Tarihi: Aug 2007
Ülke / Şehir: Los Angeles
Mesajlar: 83

--------------------------------------------------------------------------------

Butun bu diyalog'da faydali olabilecek bazi epistemolojik tanimlamalari tekrarlamak faydali olur dusuncesindeyim. Bir anlamda herkezi ayni platformda toplayabilmek icin.

Propozisyon [proposition] dogru yada yanlis olabilme ozelligine sahip bir cumle, onerme.
Inanc [blief] bir propozisyonun dogru oldugunu dusunmek
Dogru [true] bir propozisyonun gercek dunya ya tekabul ediyor olmasi
Gerekcelendirme [justification] Epistemolojik anlamda bir propozisyona olan inanca dair desteklendirmelerin, ve sebeplerin varoldugun farkinda olmak
Bilgi, bilmek [knowledge] Gerekcelendirilmis dogru inanc.

Bu tanimlar felsefede kullanilan genel tanimlar, sanirim bu seviye bir tartisma isimizi gorebilecek tanimlar.
__________________
Dusunmek bir yetenekdir.
Uzerinde ne kadar calisirsanir, o kadar daha ilerletirsiniz.

***
Kendini demokratik bir forum olarak telakki edip, beni bir fikir adami olarak davet ettiler www.yaziyaz.com/forum a..
Bu yazilarin neticesinde de banlamadan, banladilar fikirlerimi.
Nasil mi ?
Banli degilsiniz ama yazi yazabilme olanaginiz kisitlanmis.
Yani Maulkorb = agzi kapatma metodu.
Bunun arkasinda kendini melnur olarak tanitan moderatör vardi.

Hiç yorum yok: