Fikir7 Manset Haberler

06 Nisan, 2007

Devlet nasil soyulur ?





Ciner'i bitiren gizli anlaşma metni Ciner Holding Başkanı Turgay Ciner ile Dinç Bilgin arasında imzalanan, TMSF'nin Sabah gazetesi ve atv'ye el koymasına gerekçe olan protokol ortaya çıktı. İşte o sözleşme:
05 Nisan 2007 12:30

Kalem oynatanlar ‘İnanç’ sözleşmesine baksınTMSF, Sabah Grubu’na el koydu. Her olayda olduğu gibi yine herkes konuyu işine geldiği yere çekiştiriyor. Sabah yazarları “Bu işin sonunda gazete Turgay Ciner’e geri döner” diyor. İnanç belgelerini ortaya koyalım da hile var mı yok mu kamuoyu karar versin...TMSF, Sabah ve atv dahil Turgay Ciner’e ait medya şirketlerine el koyalı 3-4 gün oldu. Bazı Sabah yazarları bu konu üzerinde kalem oynatıyor. Doğrusu çok eğleniyorum.Hele başyazar. İlk günden beri “Bu iş 28 Şubat’ın uzantısı” deyip duruyor. Yahu 10 yıl önceye niye gidiyorsun? O tarihlerde daha Etibank özelleştirilmemişti bile. Turgay Ciner’in kömürle ilişkişi mangal kömüründen öteye gitmiyordu. Ne alakası var 28 Şubat’la? Başyazar, “Gazetenin değeri mürekkebinden yansıyan ruha bağlıdır” diyor. “Mürekkebin alaşımındaki farklılıklar, bir gazeteyi diğerlerinden farklı yerlere getirir” buyurmuş. “Alaşım” hoşuma gitti. Metalürji sektöründen bir terim (Tesadüfe bak: Madencilik, metalürji, bankacılık. Etibank KİT’ken sloganı buydu) Neyse, başyazarımız Ciner döneminde mürekkebin alaşımına neler eklenmiş birazdan öğrenecek.Gazetenin eski genel yayın müdürü sıkıntılı yazılar yazıyor. 3-4 gündür yazılarını okurken, “Herhalde karnı ağrıyor” diye düşünmeden edemiyorum. Dünkü yazısında “Medya sahiplerine başka alanlarda iş yapmama çağrısında bulunmak gerçekçi değildir” deyip ekliyor: “Ancak kamuyla iş yapmama veya medya gücünü kendi çıkarı doğrultusunda kullanmama çağrısı yapmak çok gerçekçidir.” Yahu Turgay Ciner ve şirketleri devletle çatır çatır iş yaparken o gazeteyi sen yönetmiyor muydun? Enerji Bakanı evinde ampul değiştirse, mühim haber diye birinci sayfaya koymuyor muydun? Elinizdeki medya gücünü holdinginizin rakiplerine saldırmak için kullanmadınız mı? Doğalgaz santrallerini yazarken kaygınız bizimki gibi ülkenin soyulması mıydı, yoksa patronun kasası mı? Eski yayın yönetmeni yazısını şöyle bağlıyor: “Bu konuda bizim kimseden alacağımız ders de yoktur.” Tesadüfe bakın ki aynı gün (eski) patronu devletten 25 yıl boyunca yılda 17 küsür milyon ton kömür çıkartma ihalesi alıyor. Rakip grupta genel yayın müdürlüğü yapmış bir başka Sabah yazarının köşesi de “History Channel” gibi. Ne zaman medyayla ilgili bir tartışma olsa, başyazarı da sollayıp 28 Şubat’tan birkaç yıl daha geriye gidiyor. “Ben 1992’de şunu yapmıştım, 1993’te şu manşeti atmıştım” diye kendi kendine kavga çıkartıyor. VATAN’ın ortaya çıkartıp da, Sabah’ın “Aman ha” diye görmezden geldiği hangi haber üzerine kalem oynatmış hatırlamıyorum. Varsa; gazeteci-yazar abimiz köşesinden haber etsin bilelim.Valla, aralarında en dobrası (şimdiki) genel yayın yönetmeni. “Bu işin sonunda grubun Turgay Ciner’e geri döneceğine inanıyorum” diyor, açık açık. İnançlı yani. Madem böyle ortada böyle bir “inanç” var, bana da belgeleri açıklamak düşüyor. Hani şu TMSF’nin el koyma gerekçesi olarak öne sürdüğü “hileye dayalı, muvazaalı” işlemleri. Yani Turgay Ciner ile Dinç Bilgin arasındaki gizli “inanç sözleşmelerini”...Aşağıda tam metinlerini okuyacağınız 2 ayrı belge var. 12 Haziran 2002 tarihli olan ilki “Protokol” başlığını taşıyor. “Sözleşme” başlıklı ikincisi ise 8 Ağustos 2002 tarihli. 58 gün arayla imzalanan bu iki anlaşma birbirini tamamlayan nitelikte. O tarihlerde Dinç Bilgin, 10.5 ay tutuklu kalıp tahliye olduktan sonra işinin başına dönmüş. Tüm malvarlığı üzerinde tedbir bulunuyor ve Etibank’tan kaynaklanan borçlarının tasfiyesi için TMSF’yle görüşmeler yapıyor. Turgay Ciner’in pozisyonu ise çok daha ilginç. Ciner’in durumunu bu iki belgenin tam metnini yayınlarken aralara not düşerek anlatmaya çalışacağım. Anlaşma metinlerini siyah karakterde, aralara düştüğüm notları parantez içinde ve daha açık renk karakterde okuyacaksınız. İşte, bizzat Dinç bilgin tarafından resmi yollarla TMSF’ye iletilen ve Merkez Medya Grubu şirketlerine el konulması sonucunu doğuran gizli anlaşmalar...




12 HAZİRAN 2002 TARİHLİ iLK CİNER-BİLGİN ANLAŞMASIPROTOKOL




“Park Şirketler Grubu” başkanı TURGAY CİNER ile “Sabah ve ATV Grubu” başkanı DİNÇ BİLGİN Ekim 2000 tarihinden bu yana yasal olarak kesintisiz, yönetim olarak kesintili devam eden her türlü basın-yayın ve iletişim alanındaki ortaklıklarının bir anlamda anayasası olacak bu metni imzalayarak ortaklık ve yönetim biçimini kağıt üzerine dökmüşlerdir.(Buradaki ifadeler çok önemli. “Ekim 2000 tarihinden itibaren yasal olarak kesintisiz ortaklık” deniyor. Doğru. Turgay Ciner ve Park Grubu şirketleri 20 Ekim 2000 Cuma günü Sabah Yayıncılık AŞ’nin yarı yönetim hissesini satın aldı. 23 Ekim 2003 tarihli İMKB bültenine göre A Grubu imtiyazlı Sabah Yayıncılık hisselerinin yarısı (yüzde 15.92) Ciner’e geçti. Aynı gün İMKB’ye yollanan bir başka yazıyla 8 kişilik Sabah Yayıncılık Yönetim Kurulu’na Ciner Grubu’nu temsilen Turgay Ciner, İbrahim Başol, Ertin Akgüç ve Süleyman Yaşar’ın girdiği bildirildi. Böylece Ciner şirkette yarı yarıya hisse ve yönetim hakkı sahibi oldu. Ciner Sabah Yayıncılık’taki payıyla atv dahil tüm medya grubunda yüzde 50 kontrolü sağladı.Bundan sonrası daha da önemli: Turgay Ciner, şirkete ortak olduktan tam bir hafta sonra BDDK, Etibank’a el koydu. Etibank’a en çok kredi borcu olan grup hangisiydi? Sabah-Medya Grubu. Yani Turgay Ciner’in yarı yönetim hissesine sahip olduğu, dolayısıyla ortaklığı oranında borçlardan da sorumlu olduğu grup. Peki, Sabah-Medya grubundan sonra Etibank’a en çok kredi borcu olan grup hangisiydi? 42 küsur milyon dolarla Park Grubu, yani Turgay Ciner. Çünkü Ciner, Sabah’a ortak olmak için gereken parayı Etibank’tan kredi olarak çekmişti.


‘Vay anasını seyirciler’ demeyiniz, tüm bu bilgiler bir kısmı halka açık olan resmi belgelerden alınmıştır)


TURGAY CİNER ile DİNÇ BİLGİN;


1- DİNÇ BİLGİN’in halen sahibi veya ortak olduğu bütün şirketlerde,


2- DİNÇ BİLGİN’in üçüncü şahıslar üzerinden bile olsa kontrol ettiği bütün şirketlerde,


3- TURGAY CİNER’in ve üçüncü şahıslar üzerinden bile olsa kontrol ettiği medya hisseleri ile DİNÇ BİLGİN’in ortaklık oranları ne olursa olsun birlikte pay sahibi olduğu bütün şirketlerde,


4- Bundan sonra basın-yayın ve TV-radyo gibi her türlü yazılı ve görsel medyada birlikte kuracakları şirketlerde,


5- TURGAY CİNER’in tek başına ve üçüncü şahıslar üzerinden bile olsa dolaylı olarak veya başkaları ile önceden kurduğu basın-yayın ve TV-radyo gibi her türlü iletişim ve buna bağlı hizmet, destek ve üretim şirketlerinde, şu temel esaslarda hareket edeceklerdir.(Yukarıdaki 5 madde, gizli ortaklığın hangi faaliyet alanlarını kapsadığını belirliyor. Son derece özenle yazılmış, hiçbir delik bırakılmamış. Özetle, şu ana kadar her iki tarafın medya alanında kurmuş olduğu ve kuracağı tüm şirketlerin anlaşma kapsamına girdiği kayda geçiriliyor.


Dikkat ettiyseniz henüz Merkez diye bir şirket ortada yok. Yani Ciner, Merkez Grubu şirketlerini henüz kurmamış )


a- TURGAY CİNER ile DİNÇ BİLGİN ortaklığının temeli eşit hisse eşit yönetim prensibine dayalıdır.


b- TURGAY CİNER ile DİNÇ BİLGİN’in bu prensiple oluşturdukları şirketin, üçüncü şahıslarda veya şirketlerle yaptıkları ortaklık veya anlaşmalarda da aynı prensip geçerlidir.


c- TURGAY CİNER ile DİNÇ BİLGİN ister ortak oldukları şirketler, ister kontrol ettikleri, isterse azınlık ortak olarak katıldıkları üçüncü şirketlerin halka açılması durumunda da dışarıdan hisse senedi toplamaları halinde bile birbirlerine karşı yönetim üstünlüğü sağlama çabasında bulunmayacaklardır.


d- TURGAY CİNER ile DİNÇ BİLGİN bu prensipler doğrultusunda mevcut basın ve TV-dergi ve iletişim şirketlerinin yapılandırılması için girişimlere imkan sağlayacaklardır.e- TURGAY CİNER ve DİNÇ BİLGİN birbirlerinden bağımsız olarak ve birbirlerinin yazılı rızası olmaksızın basın-yayın, TV-iletişim ve bunların yan kollarında faaliyet göstermelerini sağlayacak şirketler kurmayacaklar ve kurulmuş olanlara da ortak olmayacaklardır. 12.06.2002(Yine 5 maddede halen varolan ve daha sonra kurulacak tüm şirketlerde Ciner ve Bilgin’in yarı yarıya ortak oldukları kesin olarak belirleniyor. Her iki taraf, birbirlerinin rızası olmadan hiç bir yeni medya isine girişemiyorlar)TURGAY CİNER DİNÇ BİLGİN(Belgenin sonunda Ciner ve Bilgin’in ıslak imzaları yer alıyor. Her iki imzanın da adı geçen kişilere ait olduğuna dair Kriminoloji Laboratuvarı’nın raporu var.)




58 GÜN SONRA İMZALANAN İKİNCİ GİZLİ ANLAŞMA SÖZLEŞME




Bir taraftan Dinç Bilgin, diğer taraftan Turgay Ciner kendi aralarında, aşağıda belirtilen ilkelerde ve koşullarda anlaşmış olup, işbu ilkeler ve koşullar Dinç Bilgin ve Turgay Ciner’in yazılı, görsel ve işitsel medya faaliyetlerinin temel mutabakat belgesini oluşturmaktadır.(Girişte anlaşmanın hangi faaliyet alanlarını kapsadığı belirleniyor. İlk anlaşmada “ortaklığın anayasası” ifadesi kullanılırken, burada “temel mutabakat belgesi” denmiş)Buna göre;


1. Sabah gazetesi ve atv televizyonu başta olmak üzere şu anda Bilgin grubu bünyesinde faaliyetlerini sürdüren televizyon ve gazetelerin gerek basım ve yayım ve gerekse reklam, ilan, dağıtım, vb faaliyetlerinin tümü bundan böyle;* Merkez Basım Yayın Filmcilik Programcılık Reklamcılık Organizasyon Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, * Merkez Reklam Pazarlama Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi,* BBD Merkez Dağıtım Organizasyon Pazarlama Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, * Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi,* Merkez Atv Televizyon Prodüksiyon Anonim Şirketi,ünvanlı şirketler (Bundan böyle “Merkez Şirketleri” olarak tanımlanacaktır) vasıtasıyla yürütülecektir.(Aradaki 58 günlük sürede Turgay Ciner kurumsal örgütlenmeyi tamamlıyor. Tamamı Park Grubu şirketleri ve/veya mensuplarına ait olan Merkez Medya şirketleri kuruluyor. Sabahçılar “peçeleme” lafını pek sever. Burada da peçe, adı Merkez’le başlayan şirketler. Peçenin altında neyin saklandığı bir sonraki maddede.)


2. Her ne kadar Merkez Şirketleri’nin tamamının sahibi Turgay Ciner’e ait Park Enerji Yatırım Holding Anonim Şirketi ve Park gurubuna mensup Fercan Aykutlu, Veli Ozan, Naci Övünç olarak görülmekte ise de; gerçekte işbu protokolde açıkça belirtildiği üzere söz konusu şirketlerin hisse ve yönetim yapısı Turgay Ciner gurubu ve Dinç Bilgin gurubu arasında %50’şer oranında olmak üzere “eşit hisse, eşit yönetim hakkı” şeklindedir. Bir diğer deyişle söz konusu şirketlerin %50 oranında sahibi Turgay Ciner gurubu, %50 oranında sahibi Dinç Bilgin gurubudur.


Dinç Bilgin hakkındaki ihtiyati tedbir kararı ve benzer idari ve yargısal engeller kalktığı takdirde ve/veya Dinç Bilgin’in talebiyle söz konusu şirketlerdeki %50 oranındaki hisseler Turgay Ciner tarafından Dinç Bilgin’e ve/veya Önay Şevket Bilgin’e veya mutabakatın temin edileceği 3 ncü şahıslara devredilecek veya devredilmeleri sağlanacaktır. Bu anlamda işbu sözleşme inanç sözleşmesi hükümlerini haizdir.(Merkez peçesinin altında ne varmış? Ciner-Bilgin gizli ortaklığı. “Her ne kadar bu şirketler Ciner Grubu’na ait gözükse de, adı geçen şirketlerin yüzde 50’si kesinkes Bilgin Ailesi’nindir” diyor. Çünkü o sırada Bilgin’in tüm malvarlığı tedbir altında. Şirketler üzerinde tek kuruşluk bir tasarrufu bile yok. Merkez peçesi altında Ciner, Bilgin’in yedd-i eminliğini üstleniyor.




Plan şu: Ciner önce şirketlerin lisansını kiralayacak, bunun karşılığında Bilgin’in geçimini temin edecek. Daha sonra Bilgin, şirketlerin Ciner’e satılmasına razı olacak. Satış karşılığında borçların tümü ya da bir bölümü tasfiye olacak. TMSF, şirketlere el koymadığı için satış Ciner ile Bilgin arasında olacak, Ciner’in ödeyeceği para Bilgin’in borçlarına sayılacak. İş bittikten sonra Bilgin yüzde 50 hissesini devralacak.)


3. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından talep edilmesi ve bu konuda karşılıklı mutabakata varılması halinde Merkez Şirketleri’ni temsil eden hisse senetlerinin tamamının veya bir kısmının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na rehin verilmesi halinde de 2’nci maddede belirtilen ortaklık ve yönetim yapısı geçerliliğini sürdürecek ve söz konusu rehnin fekkini müteakip Dinç Bilgin’in talebi halinde %50 oranındaki hissesi kendisine veya Önay Şevket Bilgin’e devir ve teslim edilecektir.


4. Merkez Şirketleri’ndeki hisselerin üçüncü kişilere devri, intifa hakkı tesis edilmesi veya yeni ortak alınması Dinç Bilgin ve Turgay Ciner’in birlikte yazılı mutabakatları ile mümkündür.


5. 2’nci maddedeki temel ilke Merkez Şirketleri’nin yönetim kurullarının teşkili, temsil ve ilzamı, personel, yayın ve ticari politikalarının tayin ve tesbitinde, sermaye artırımlarında karar verilmesi hallerinde de korunacak ve gerek Dinç Bilgin ve gerekse Turgay Ciner, Merkez Şirketleri’nin mülkiyet, yönetim ve idaresinde kendilerini temsil eden gerçek ve tüzel kişilerin de bu temel ilkelere uygun hareket etmelerini sağlayacak olup işbu taahhüt Borçlar Kanunu madde 110 hükmündedir 08.08.2002




TURGAY CİNER DİNÇ BİLGİN(Dinç Bilgin işin o kadar içinde ki, yayın politikaları ve personel seçimi gibi günlük işlerde bile söz sahibi. Borçlar Kanunu’na atıf yapılarak bu ikili dışındaki yöneticilerin de anlaşmaya uymaları zorunluluk haline getiriliyor. Hemen ardından da yine ıslak imzalar atılıyor. Kriminoloji raporlarına göre imzalar gerçek.) Gizli plan ve sonuç...Belgeleri sonuna kadar okudunuz. Bu plan 15 gün önceye kadar mükemmel işledi. Ciner, önce Bilgin medya grubunun tüm yayınlarının (gazeteler, tv’ler, dergiler, radyolar) lisans hakkını kiraladı. Mayıs 2005’e kadar hayat böyle devam etti. Gizli planın gereği olarak Turgay Ciner, Bilgin Ailesi’ne her ay düzenli olarak para ödedi. Mayıs 2005’te Merkez Grubu, Bilgin Medya Grubu şirketlerini 10 yıl vadeli 433 milyon dolara satın aldı. İhale yapılmadı çünkü, TMSF, Bilgin Medya Grubu’na el koymamış, tedbir altına almıştı. Böylece Bilgin’in rızası ve TMSF’nin muvafakatıyla satış gerçekleşti. Belirlenen fiyat herkese çok ucuz gelmişti. Peki Bilgin neden razı olmuştu? Çünkü şirketlerin tamamı satılıyor gibi görünse de, aslında satılan yüzde 50’ydi. Bunu Bilgin ve Ciner biliyor, ama satışa muvafakat veren TMSF’den gizliyordu. 15 gün kadar önce Dinç Bilgin bu belgeleri TMSF’ye verdi. TMSF de “hileli işlem, muvazaa deyip” şirketlere el koydu. Dikkat ediniz, geçen defa el koyma yoktu. Bu kez, Uzan Grubu’na yapıldığı gibi şirketlere el konuldu. Onun için ihale sürecinden bahsediliyor.Peki Dinç Bilgin anlaşmayı neden bozdu? O da bir başka yazının konusu. Beni bu aralar çok yordunuz. Müsaadenizle biraz istirahat edeyim.




Belgeler:






VATAN

Hiç yorum yok: