Fikir7 Manset Haberler

19 Nisan, 2007

Kader Manipulasyonu

Ertelemeyi Ertelemenin Yolları
15 Nisan 2007

Ertelemeyi Ertelemenin Yolları

“Ertelemeden yaşayamam. Ertelemeyi alışkanlık edindim.” Diyenler için hemen minik bir vurgu yapmakta fayda var. İllaki bir şeyi ertelemeniz gerekiyorsa, ertelemeyi erteleyin…!

Kendinize komut vererek işe başlayabilirsiniz sevgili okurlar. Kendi kendine komut verme durumu, davranışçı tekniklerde kullanılan ve son derece işe yarayan bir yöntemdir. Yapmanız gereken tek şey, sanki dışardan birisi sizi yönlendiriyormuş, size ne yapmanız gerektiğini söylüyormuş gibi kendinize komut vermeniz. Sesli ve kulaklarınızın duyabileceği bir tonla, ne yapmanız gerektiğini kendinize söylemeniz gerekiyor.

Diyelim ki ödevlerinizi yapmak istemiyorsunuz. Hemen kulaklarınızın duyacağı ve kendinizi kabul eden sempatik, anlayışlı ama bir o kadar da yaptırımcı bir ses tonuyla kendi kendinize diyeceksiniz ki… “Aaaa olmuyor ama Mehtap… sana işlerini aksatmak hiç yakışmıyor… bak bu yazıyı şimdi yazmazsan yarın sabah hiç yazamayabilirsin. Hemen otur ve yazıyı yazmaya başla.” Hatta içiniz rahat etsin diye söylüyorum, bu yazıyı yazmadan önce canım hiç yazmak istemiyordu. Yarın sabah erkenden kalkıp yarım diye erteleyecektim. Birden ertelemenin yanlış olduğunu hatırladım ve kendi kendime bunları söyledim. Sonra ne mi oldu…? Kendimi dizlerimde bilgisayarım, yazı yazarken buldum.

Demek ki ilk pratik yöntem sesli komut… kendi kendimize duyabileceğimiz ve yaptırımcı bir ses tonuyla komut vereceğiz.

İkinci olarak korku, endişe, konsantrasyon güçlüğü gibi sizi erteleme zorunda bırakan tüm süreçlerin farkında olmaya çalışın. “Neden erteliyorum? Çünkü korkuyorum…! Peki neden korkuyorum? Korkarak nereye kadar gidebilirim? Korkuyu nereye kadar taşıyabilirim? Anadolu tabiriyle korkunun ecele faydası var mı?”

…tüm bu ve benzeri soruları kendinize sorarak, korkunuzun üzerine gitmeye çalışın. Korkunuzun, endişenizin, kaygınızın,…vs. sizi tutan her şeyin üzerine gidin. Psikolojide önemli olan ilk adımı atmaktır. İlk adımı atıyorsanız, diğerleri kendiliğinden gelir. İlk adımı erteliyorsanız, geri kalanlar da sistematik olarak ertelenenler listesinden yer almaya başlar.

Her neyi erteliyorsanız, her neden dolayı geri adım atıyorsanız bu konuda kendinizi disiplin altına almanız gerektiğini tekrar hatırlayın. Ertelediğiniz konuda yapmak istediğiniz şeyleri tek tek sıralamaya çalışın. Büyük ve tek parça halinde işler yapamıyorsanız, en azından bölerek ve küçük parçalar halinde onları gerçekleştirmeye çalışın. Dipli köşeli ev temizliğine başlayamayan bir ev hanımı, haftalardır eli kolu kalkmıyor diye işini erteleyip duruyorsa eğer, böl-parçala-uygula şeklinde işe başlayabilir. Yani bugün perdeleri yıkar, perdeler makinedeyken camlarını siler. En azından bugün için planladığı işi bitirmiş olarak yatağına girer. Ertesi gün uyanınca da halılarını silip havalandırır, katlayıp kaldırır. Daha sonraki gün de tüm evi silip süpürdükten sonra temiz halılarını yayar ve ev işini bitirmiş olur…vs gibi. Büyük ve bitirilmesi güç kocaman işler ve kocaman planlar bir türlü gerçekleştirilemiyorsa, birkaç parçaya ayırarak uygulamak başlangıç için tampon bir uygulama halini alır. Çünkü bir çok kişi için işlerin tamamını bitirmek imkansızdır. Ama işler minik parçalara bölünüyorsa, üstesinden gelmek kolaylaşır.

Ertelemeden kurtulmak için arada sırada da olsa hedeflerinizi hatırlamaya çalışın. Hedefini unutan, hayattan ne beklediğini anımsamayan insanlar, kolaylıkla erteleme alışkanlığına kapılırlar.

İsteklerinizle, eylemlerinizi karşılaştırın. Bir şeyi “istemek” demek, o işi mutlaka yapacağınız anlamına gelmiyor. Oysa gelmeli. Çünkü “…istiyorum; ama yapamıyorum…” demek, “YETERİNCE İSTEMİYORUM” demektir sevgili okurlar.

İç dinamikler açısından bakıldığında, istenilen bir durum için, mutlak surette adım atılması gerekir. İsteniyor ve adım atılmıyorsa, “istek”ten değil “hayal”den bahsetmemiz gerekiyor. “Doktor olmak istiyorum, ama canım ders çalışmak istemiyor.” Cümlesindeki tutarsızlık herkesin dikkatini çekmelidir. Çünkü bizim ülkemizde doktor olmak isteyen herkesin, disipline bir eğitimle sistematik olarak ders çalışması gerekir. Sonuçta isteklerin gerçekleşmesi için, bazı gerekliliklerin yerine getirilmesi gerektiğini bilmemiz gerekiyor.

Ertelemediğinizde, geciktirmeden bir işi başardığınızda mutlaka kendinizi ödüllendirin. İş yaptıysanız, sevdiğiniz bir arkadaşınızla buluşun. Önemli bir dosyayı bitirdiyseniz, kendinize güzel bir yemek veya tatlı ısmarlayın gibi. Hatta zor ve ertelemesi kolay işlerin arkasına, ne zamandan beri yapmayı çok istediğiniz keyifli bir faaliyeti yerleştirin. Özlediğiniz bir arkadaşınızla buluşmayı heyecanla mı bekliyorsunuz? O buluşmadan önce ertelediğiniz bir işi yerleştirin. Tasarladığınız işi bitirince de mükafat olarak arkadaşınızla buluşun. Böylece kendinizi ödüllendirmiş olursunuz. Hem işinizi severek yapmış olursunuz hem de görevinizi yaptığınız için kendinizi ödüllendirmiş olursunuz.

Gerçek dışı hayaller de insanlara bol bol erteleme yaptırır. Kişinin kendisini tanıması ve yapısına uygun hedefler belirlemesi önemlidir. Kapasitenizin farkında olursanız, ertelemeler yaşamak zorunda kalmazsınız.

Zamanınızı planlamaya çalışın. “Aman birazdan kalkarım… birazdan yaparı…” yerine “10 dk içinde bu işi halletmiş olmam lazım.” Şeklinde bir düşünce süreci geliştirmeye gayret edin. “Yatmadan önce bu yazıyı yazmalıyım.” “Akşam yemeğinden önce ütüyü bitirmeliyim..” şeklinde…

Mümkün olduğunca aklınıza olumlu düşünceler getirmeye çalışın. “Yapamam, beceremem…” yerine “Neden yapamayayım?” diye düşünmeye çalışın. Beyin bu… ne düşünürseniz size onu yaptırır. Olumsuz şeyler düşünürseniz yapısal bütününü olumsuz sonuç için organize eder, olumlu düşürseniz ona göre harekete geçer.

Her şeyi dört dörtlük yerine getirmek zorunda olmadığınızı bilmelisiniz. Ya hep ya hiç mantığı sizi sürekli geriye götürür. Oysa önemli olan yapabildiğinizin en iyisini yapmanızdır. Her adımınızda her nefesinizde kendinizi birileriyle kıyaslamanız gerekmiyor. İnsanlar birbirinden farklı özellik ve yeteneklerde yaratılmıştır. Herkesin, diğerlerinden daha başarılı olduğu alanlar vardır. Ama her alanda herkesten daha başarılı olacağız diye de bir kaide yok sonuçta. Bu nedenle, elinizden geleni yapmanız yeterlidir hayatta. Hiç yapmamak ne kadar sakıncalıysa, elinizden geldiği kadarını yapmak o kadar güzel ve doğaldır. Düşünün ki evinize misafir geliyor. Hiçbir şey yapmayı bilmiyorum diye evinize gelen kişiyi aç acına göndereceğinize, elinizden gelen peynir ekmek ikram etmekse, ikramınızı yaparsınız ve gelen arkadaşınızın karnını doyurmuş olursunuz. “Yaa canım… kusura bakma… ben beceriksizim… sana börek yapamadım. Kuru bir çay ikram ediyorum…” deyip de kadıncağızı aç bırakacağınıza, “Canım… elimden bişey gelmiyor/ya da vaktim yoktu… sana kahvaltı türü bir ikram yapacağım…” dediğinizde eminim ki arkadaşınız çok mutlu olur. Kendi adıma guruldayan bir mide yerine, ikram edilen herhangi bir yiyeceği tercih ederim doğrusu J

…ve… ve tembellik etmeyin… hatta minik bir sır vereyim size. Tembellik psikolojik bir hastalık değil sevgili okurlar. Tembellik, kişinin kendisini alıştırdığı ve işine yarayan süreç olarak kullandığı, rahatsız edici bir yöntemdir. Rahatsız edici diyorum, tembellik rahatsız edicidir. Kişinin başlangıçta hoşuna gider ama zamanla hem kendisini hem de çevresindeki insanları rahatsız etmeye başlar. Bu nedenle tembellikten kurtulmak için, iğne, ilaç gibi yardımcı metodlar maalesef yok…! Tek ilaç harekete geçmeniz. Harekete geçeceksiniz… tembel olduğunuzu fark edip bunu yine sizin kendi iç enerjinizin çözeceğini bileceksiniz. Dışarıdan birileri gelip de sizi çalışkan insan haline getiremez. Yol gösterir o kadar. Enerji sizin içinizde bir yerlerde… ve onu bulabilirsiniz…

Unutmayın ki herkes sizin kadar tembel ve yine sizin kadar çalışkandır. Birinin diğerine göre üstünlüğü ve fazlalığı kesinlikle yok… sadece aramızdan birileri çalışkan yanlarını harekete geçirirken, diğerleri de tembel olan yanlarını kullanmaya devam ediyor.



Gerekçesi ne olursa olsun, okuduğunuz gibi ertelemenin panzehiri var. Mümkün olduğunca anlatmaya çalıştım. Umarım işinize yarar. Tembellik ve erteleme arasında sıkı bir dostluk var. Biri varsa diğeri de geliyor. Onun için ikisinden birisini yok etmeye çalışırsanız, aynı anda ikisinden de kurtulmuş olursunuz. Bunun için güçlü bir iradeye sahip olmanız da gerekiyor. İrade, dünyaya geldiği andan itibaren her insana verilmiştir sevgili okurlar. Her insan iradesini keşfedip, onu harekete geçirerek, ertelemelerden ve tembellikten kurtulabilecek donanıma sahiptir. Yeter ki o iradeyi bulup çıkarabilsin.

Bir yerlerden başlamanız gerekiyorsa…! O gün, neden bu gün olmasın…?


Sevgiyle kalın…

Not: Sevgili okurlar… Salı ve Perşembe günleri 12.15-13.00 saatleri arasında yanınıza radyonuzu almayı unutmayın olur mu? Çünkü Radyo 7 frekansında, sizlerden gelen sorulara canlı olarak cevaplar vereceğim. Dilediğiniz, aklınıza takılan her türlü psikolojik içerikli sorularınız için stüdyoda olacağım.

Bana ulaşmak için: mehtapkayaoglu@gmail.com
(Dn.Psikolog&Psikoterapist)

Tel: İYİLİK HALİ DANIŞMANLIK MERKEZİ
(0216) 449 01 53 (Pbx)
(0555) 408 12 68Bu yazı 4764 defa okunmuştur.
E-postala
Yazdır
Kaydet
Yorum ekle
Tavsiye et

-->

Metin Karaca tarafından 19 Nisan 2007 13:45 tarihinde
Freud ve Din.

EDİTÖR’ÜN NOTU:Lütfen bakınızHaber7 yorumları için genel bir ikazhttp://www.haber7.com/haber.php?haber_id=177965
selamlar…

Metin Karaca tarafından 19 Nisan 2007 13:28 tarihindeDikkat etsinler.. Psikolojik rahatsızlıkları olanlar, bu işi geçim kaynağı edinmiş psikolog-terapistlere dikkat etsinler. Bilhassa islamı biliyor/yaşıyor görünenlere. İslamın psikoljik tedavi paketi kendi içindedir ve tamdır. Freud(lar)a ihtiyacı da yoktur.

Metin Karaca tarafından 19 Nisan 2007 13:24 tarihindeMehtap Hnm.Demiş ki: "Psikolojiyle ilgilenen herkes için, Freud’un ortaya koyduklarına göz atmak ve öğrenmek kaçınılmazdır. İsteseniz de istemeseniz de, psikolojinin tarihsel gelişimini anlamak için, bu alanda çalışmış ve teori üretmiş her bilim adamını incelemek zorundasınızdır."Freud,1856-1939 arasında yaşamış.Acaba, 1400 yıl öncesinden bu tarihe kadar yaşayanlar, bu psikolojik bilgilerden yoksun mu yaşadı?Acaba, insan denilen en son teknik robotun kullanma kılavuzu için, "Biz bu kitapta hiç bir şeyi eksik bırakmadık" diyen Allah,(haşa)yalan mı söylüyor?Freud'dan bilgi öğrenmek isteyenler,islamdan Kur'an'dan, velhasıl hayat ile ilgili bilgilerden yoksun olanlardır."İnsan nefsi bir şey istiyorsa,(çatışma olmaması için) onun verilmesi gerektiğini söyleyen o cahil adam değil mi?Oysa islam nefs tezkiyesi önerir, insanın salahıiçin..

sehzades tarafından 19 Nisan 2007 11:36 tarihinde
çok güzel bir yazi dogru söylemek gerekirse,
Bu yaziyi okumayi bir kaç gün ertelemi$tim :(

Ahmet MiM
tarafından 18 Nisan 2007 12:54 tarihinde

NEFiS NEDiR ?
Cenab-i Allah Hücrelerimizdeki DNA larin, dolayisi ile hücrelerin kendi kendilerini kumanda edebilmeleri icin, micro bilgi toplayici, hafizalayici, karsilastirici ve akil ile donatmistir.Tüm bunlarin kumandasi icinde bir kumanda sistemi micro-prozessor koymustur her hücrenin icerisine.Her hücre -temelde-; varolma+yasama+yasami gelistirme ile görevlendirilmis, buna görede dizayn edilmistir Allah tarafindan. Bu hücrelerin hepsinin bir harmoni icerisinde birlikte calismalari icinde aralarinda komunikasyon baglari kurulmustur sinir sistemi ilede. Bu hücrelerin enerji ve yasam gereksinimleri ise; bunlarin baglandiklari kan damarlari araciligi ile temin edilmektedir.Yine bu hücrelerin islevleri esnasinda olusan atiklarda kan damarlari araciligi ile kanla disari atilirlar. Herbir hücre beyne sinyaller gönderir. Bu sinyaller NEFiS´tir.


Ahmet MiM
tarafından 18 Nisan 2007 12:41 tarihinde

Uzaktan Kumanda-2 - YANLIS ??
Psikolojide "Dressurlu Karar Mekanizmasi" denilir bu tür karar alma mekanizmasina. Diger bir deyimle beyinsiz, akilsiz, ögretili karar mekanizmasida denir buna.Evet..Ertelemeyi ertelemekte YANLIS ?Yine Kur´anda belirtilmistir ki, her prozes; Yer+Zaman ve Mekan Faktörlerine göre mümkün olabilir. Buda kaderin bir parcasidir.Yer, Zaman ve Mekan faktörleri; degisen faktörlerdirler ve -sadece insan akli-; bu degisiklikleri algilayarak, prozeslerini DOGRU bir sekilde yapabilir. Yani hicbir kimse hicbir kimsenin icerisinde bulundugu Yer+Zaman+Mekan faktörlerini birebir yasayamaz ve onun icinde prozess formülleri sunamaz. Bu sunularin hepsi YANLIS tirlar.Kisacasi kendinize verdiginiz sesli emirler, kendi aklinizin emirleri olmadigi sürece, YANLIS yapiyorsunuz demektir.YANLIS´i ertelemede/Ertelemem her ikiside ise YANLIS....

Ahmet MiM
tarafından 18 Nisan 2007 12:26 tarihinde
Uzaktan Kumanda-1 ????
Insani komuta eden 2 merkez vardir: Akil ve Dis merkezler...
Eger akli kullanamiyorsa, disardan komuta edilmekten baska bir secenek kalmaz insana. Cenab-i Allah ise; disardan komutayi yasaklamistir müslümanlara. Cünkü disardan bizi komuta edenleri, bu komutlarin neticelerinin hesabi icin sorumlu tutamayacagiz hesap gününde.Türk insaninin bugünkü rezil halde olusunun nedenide, kendi aklina degilde, disardan gelen akillarla kendini yönetmesi degilmidir ?Mehtap hanim soracaktir ki, kendi akli olmayanlar ne yapsinlar ? Kendi akli olmayan insan yoktur Kur´an a göre. Akli olmayan insanlar, sakat insanlar olarak nitelendirilirler ki, zaten onlardan hesap sorulmayacaktir yine Kur´an a göre.Sigsmund Freud ve islam sentezi yapilmazsa, Freud bile anlasilamamis oluyor degil mi Mehtap Hanim ?===>> devam edecek

Arif BARTINLI
tarafından 18 Nisan 2007 02:45 tarihinde
Güzel Bir Makale güzel bir makale gerçekten. herkes kendinden birşeyler bulmuş olmalı ama "Kezman, Beşiktaş ve G.Saray'ı karşısına aldı" haberinden daha az okunmuş. Herşey ne garip.

MAHMUT AKAR
tarafından 17 Nisan 2007 14:55 tarihinde
Tembellik sadece bu dünyaya yönelik olursa belki izale edilebilir ama ya ahirete yönelik olan ertelemeler n'olcak?
İBRÂHİM SÛRESİ(44) İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zira o gün zalimler, "Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağrına uyalım ve peygamberlerin izinden gidelim" diyecekler. Onlara şöyle denilecek: "Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?"

MAHMUT AKAR
tarafından 17 Nisan 2007 14:43 tarihinde
Yorum yapmayı ertelesem mi; ertelemesem mi yawww? ...En iyisimi tamamen okuyana kadar erteleyeyim :)Ama okumayı dün ertelemiştim :)Bugün okumayı düşünüyorum he..

mehmet mestan tarafından 16 Nisan 2007 19:43 tarihindeErtelemek Mehtap Ablamıza teşekkür ediyoruz. Bu kıymetli bilgilerinden sonra bize yüzümüz kızararak artık işin bir kenarından tutmak düşüyor.Kalın sağlıcakla.Herşey gönlünüzce olsun.
[b

Hiç yorum yok: