Fikir7 Manset Haberler

03 Ekim, 2005

ÇANAKKALE SAVASI GERÇEKLERI

HENÜZ HAM - GELISTIRILMEKTE...

ÇANAKKALE BELGESELi

Giris

Ön tespitler, düzeltmeler

1-14. yy dan 29 Ekim 1923 yilina kadar süren, Osmanli boyunun egemenliginin adi OSMANLI IMPARATORLUGU´dur. Bu sürec tarihine, Osmanli imparatorlugu tarihi denir.
2-Osmanli Imparatorlugu tarihi, 14. YY dan 29 Ekim 1923 yilina kadardir.
3-29 Ekim 1923 ten baslayip, günümüze kadar devam eden sürece Türkiye Cumhuriyeti süreci denir.
4-29 Ekim 1923 te baslayip, günümüze kadar devam eden tarihi sürece, T.C. Tarihi denir.
5-Canakkale Savaslarini ve Zaferini, T.C. ne mal etmek, tarihsel olarak mümkün degildir, Yanlistir. Bu savaslar; Osmanli Imparatorlugu döneminde, Osmanli Padisahinin emrindeki, Kuvvet Komutanlarinca yürütülmüstür.
6-Canakkale Savaslari; Osmanlilarin, müttefikleri ile beraber, Düsmanlarina karsi 1914 ten 1918 yilina kadar verdikleri ortak savaslardir.
7-Canakkale savaslari esnasinda Müttefik güclerinin bas komutanligini Osmanli Hükumeti; Alman General Otto Liman von Sanders ve ona Vehip Pasa ya verdi.
8-Mustafa Kemal; Müttefik Güclerin Bas Komutani Alman General Otto Liman von Sanders´e bagli bircok komutandan bir tanesi idi. 19. Divisionun komutani; Mustafa Kemal idi. Bu birlik, yedek takviye ordusu idi ve Gaba Tepesinde konuclanmisti.
Savas Nedenleri:
1. Akdeniz Ülkeleri Gücleri; Rusyanin deniz baglantisini, Batili müttefikleri ile mümkün olabildigi kadar kesmislerdi. 2. Alman Deniz Kuvvetleri; Rusyanin dogusunu, Müttefik oldugu itilaf devletleri baglantisini, Dogu Denizindeki gücleri ile kesmisti.
3. Rusyanin itilaf devletleri ile Karadeniz arasindaki baglantisi; Istanbul Bogazi ve Canakkale bogazi üzerinden mümkündü. Bu bogazlar ise Osmanli Imparatorlugu Donanmasinin kontrolu altinda idi. Bu nedenledir ki, itilaf devletlerinin, Rusyaya silah nakliyati imkansizlastirilmisti. Yani Rusyanin, itilaf devlet gücleri ile olan baglantilari kesilmisti.
4. 1914 yilinin sonlarina dogru, Belcika ve Fransadaki cephelerde, tikanikliklar meydana geldi. Savasa canlilik ve ivedilik kazandirabilmek icin, itilaf devletleri tarafindan, baska cephelerin acilmasi sart olmustu.
5. itilaf devletleri, Osmanli Imparatorluguna yapilabilecek dogrudan-dogruya bir saldirinin, Yunanlilarin ve Bulgarlarin, savasa girmelerini mümkün kilabilecegini ve itilaf devletleri ittifakina girebileceklerini ümit ettiler.
6. Hatta bazilari, Osmanlinin maglup olmasi ile, Akdeniz ittifakindan ayrilacagina inaniyorlardi.
Canakkale Bogazina Kasim 1914 te saldirilmasi teklifini gündeme ilk getiren Fransiz Bakani idi. Fakat bu teklif, yeterli derecede taraftar dolayisi ile kabul görmedi.Biraz sonra Ingiliz Donanmasinin Lord´u; Winston Churchill´e, kendi canakkale bogazini ele gecirme planlarini sundu.

SAVAŞ ÖNCESİ DURUM

Yirminci yüzyılın başlarında Avrupa sınırlarından taşıyordu.
1. Ekonomik rekabet,
2.Sömürgecilik ve
3. milliyetçilik akımları Avrupa’yı ikiye bölüyordu.
Almanya-Fransa ve Rusya-Avusturya arasındaki çekişmeler gerginliğe dönüşüyordu.
28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliahdı Arşidük Ferdinand’ın bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi bu gerginliğe son noktayı koydu. Avusturya’nın 28 Temmuz 1914’te Sırbistan’a seferberlik ilanının ardından 1. Dünya Savaşı başlamış oluyordu.
Bir yandan Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya’dan oluşan üçlü İttifak Devletleri, bir yanda da İngiltere, Fransa ve Rusya’dan oluşan Üçlü İtilaf Devletleri sonunda Avrupa’yı ikiye bölmüşlerdi.Savaş ilanlarının ardından İtalya tarafsızlığını ilan ettiyse de bir yıl sonra İtilaf Devletleri’ne katıldı.
Osmanlı İmparatorluğu tarihin gördüğü en geniş sınırlara sahip olmuş, her çeşit milleti ve inanışı içinde barındırmış ve yaklaşık 600 yıl süren saltanatını 20. Yüzyılın başında kaybediyordu. Dışta ve içte yaşadığı mücadeleler Osmanlı Devleti’ni çökertiyor, topraklarını ve gücünü dağıtıyordu. Son olarak Trablusgarp ve Balkan Savaşları ile arka arkaya yenilgiler alan Osmanlı Devleti, Doğu Trakya dışında Avrupa’daki bütün topraklarını kaybetmiş, saygınlığını ve gücünü yitirmişti. Artık Osmanlı Devleti’nin ölümü bekleniyor ve diğer ülkeler tarafından paylaşım planları hazırlanıyordu. Rusya boğazları ele geçirip sıcak denizlere inmeyi hedeflerken, İngiltere Süveyş Kanalı ve Hint yolunun güvenliği için Filistin’i ele geçirmeyi tasarlıyor, Fransa; Lübnan, Suriye ve Kilikya’nın kontrolünü düşlüyor;
Almanlar doğuya yayılma politikası güdüyor, İtalyanlar ise Antalya’ya sahip olmayı istiyorlardı.
Birinci Dünya Savaşı’nın patlamasının ardından Osmanlı Devleti önce İtilaf Devletleri ile birlikte olmaya niyetlendiyse de, Rusya’nın bu duruma soğuk bakması Osmanlı’yı Almanya’ya doğru yönlendirdi ve
2 Ağustos 1914’te yapılan gizli bir antlaşma ile Alman-Türk ittifakı kesinleşti. Bu tarihten sonra, güvenliği açısından seferberlik ve silahlı tarafsızlık ilan etti.

OSMANLI DEVLETiNiN SAVASA SOKULMASI

1. Ingilizlerin kiskirtilmasi
Osmanlı Devleti, 10 Ağustos 1914’te İngiliz donanmasından kaçan GOEBEN ve BRESLAU adlı Alman savaş gemilerinin boğazlardan geçmesine izin verir ve boğazları tüm yabancı gemilere kapatır.
GOEBEN ve BRESLAU’ın boğazlardan geçmesi itilaf devletlerinin tepkisine yol açar. ->ekleme yapilacak (Ingilizlerin ültimatomlari ve savas ilan ederek canakkaleye cikartmaya gecmeleri ile Osmanlilarin 1. Dünya savasinin icerisine ilk cekilmeleri. Siparis verilen gemileri ingilizlerin, kacirdiklari bu 2 gemiye saymalari)
Bunun üzerine Osmanlı Devleti, bu iki gemiyi, daha önce İngilizlere sipariş ettikleri ve hatta parasını ödedikleri halde alamadıkları iki geminin yerine satın aldıklarını açıklar. Bu aciklama ve gemilere bayrak cekilmesi ile Osmanli sarayi memnun edilir. Fakat bu sadece Osmanli Sarayinin gözünü boyar ama Ingilizlerin ve müttefiklerinin gözlerini boyayamaz. Bu nedenledir ki, ingiltere 28 Ocak 1915’te Osmanlı’ya savaş kararı aldı ve bu karara Fransa da katıldı.
Yavuz ve Midilli adı verilen bu iki savaş gemisi göstermelik olarak Osmanlı Donanması’na katılir. Ama bu gemiler buna ragmen Alman Marinesinin (Donanma) emri ve inventari altindadirlar. Bu 2 geminin sadece bayraklari degistirilir. Komutan ve askerleri eskiden oldugu gibi almandir ve Alman devletinin ve ordusunun emrindedirler.
2. Ruslarin kiskirtilmalari
27 Eylül 1914’te Amiral Souchon komutasındaki Yavuz, tatbikat yalanlari ile çıktığı Karadeniz’de Ruslar’a ait Sivastapol ve Novorosisk limanlarını bombalayınca, (rus limanlari da bu 2 Kendisi Alman, bayragi Türk gemi tarafindan agir bir sekilde bombardima edilip, zarar verildikten sonra)
1 Kasım 1914’te Ruslar Kafkasya’da sınırı geçerek fiilen Osmanli Devletine karsi savaş başlatmış ve Osmanlı Devleti de sıcak savaşın içine çekilmiş olur.
Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan boğazlar, konumları nedeniyle özellikle Avrupa için çok büyük bir önem taşıyorlardı. Tarih boyunca uğurlarında nice savaşlar verilen boğazlar stratejik, ekonomik ve kültürel açıdan paha biçilmez değerdeydiler. Bugün bile bakıldığında değerlerini korumaya devam ettikleri açıktır. İtilaf Devletleri ’nin Boğazları açma nedenlerinin başında, elbette ki boğazların sahip olduğu bu stratejik önem yatıyordu. Rusya’ya yardım edebilmek hedefiyle yapılanan bu düşünce ; aynı zamanda Almanya’dan yeterli yardım alamayacağı ve fazla direnemeyeceği düşünülen Osmanlı’yı tek başına ve planlanmış bir barışa mahkum etmeyi planlıyordu. Ayrıca boğazları kazanmak demek, İstanbul’u ele geçirip Osmanlı ve tüm Avrupa üzerinde manevi bir yıkıma sebep olmak demekti. Tarafsız kalan pek çok ülke bu başarıya kayıtsız kalamayacak ve İtilaf Devletleri’ne katıldıklarını açıklayacaklardı. Boğazlardan geçilebilirse, kazanılacak olan başarı tüm Müslüman sömürgeleri sindirecek, güneyde sömürge devletlerini rahatsız eden hiçbir şey yaşanmayacaktı.
Bu düşünceyle İngiltere 28 Ocak 1915’te Osmanlı’ya savaş kararı aldı ve bu karara Fransa da katıldı.

Çanakkale´de; Mayıs, Haziran, Temmuz ayları boyunca gögüs göğüse kanlı çarpışmalar oldu.
9 Ağustos ve 20 Ağustos'taki büyük saldırı ve geri püskürtülmeden sonra Çanakkale'yi karadan da geçemeyeceklerini anlayan İngiliz ve Fransızlar Kasım 1915'ten itibaren savaşı sona erdirmeye karar verdiler ve 9 Ocak 1916'da son düşman kuvvetleri de çekildi. Savaş boyunca 300.000 kadar İtilaf Devletlerinden, 250.000 kadar Türk askerinden kayıp oldu.
1 Şubat 1915 Mustafa Kemal'in Tekirdağ'da Göreve Başlaması
25 ŞUBAT 1915 - MustafA Kemal'in 19. Tümen Komutanlığı'na atanması.
23 Mart 1915 Alman general Liman von Sanders 5. Ordu Komutanlığı'na getirildi.
Bu ordunun ihtiyatını oluşturacak 19. Tümen’in komutanlığına ise Kurmay Yarbay Mustafa Kemal getirildi.
1 Haziran 1915 Mustafa Kemal’in Albaylığa yükseltilmesi.
27 Eylül 1915 Mustafa Kemal'in, 5.Ordu Komutanı Mareşal Liman von Sanders'e Anafartalar Grubu Komutanlığı'ndan affını isteyen yazısı :
"...Geçenlerde Ekselansları Başkomutan, Kuzey, Güney ve Asya Gruplarını ziyaretiyle gereği gibi onurlandırmıştır; ancak Anafartalar Grubu'nun varlığını tanımak istememekle, bizi ziyaretinin onurundan mahrum kılmıştır. ...Ekselansları Başkomutan'ın şahsıma karşı beslediği duygular böylece bilinirken, orduda aynı koşullar altında hizmet vermem benim için imkansızdır. Siz Ekselanslarından beni şu andan itibaren Grup Komutanlığı'ndan istifa etmiş sayma ve şahsımla ilgili daha sonraki işlemleri tayin etme lütfunda bulunmanızı rica etmek onurunu taşımaktayım." 30 Eylül 1915 5.Ordu Komutanı Mareşal Liman von Sanders'in Başkomutan Vekili Enver Paşa'ya Mustafa Kemal'in Anafartalar Grubu Komutanlığı'ndan affını isteyen deilekçe vermiş olduğunu, ancak kabul edilmemesini isteyen yazısı :
"...Bu dilekçeyi destekleyemem. Çünkü Mustafa Kemal Bey'i vatanın bu büyük savaşta hizmetlerine muhakkak surette muhtaç olduğu, çok müstesna kabiliyetli, yetkili ve cesur bir subay olarak tanıdım ve takdir ettim. ...Şimdilik ilişikte takdim etmediğim ayrılma dilekçesini, Ekselanslarınızın, güvenini belirtmek suretiyle reddetmek lütfunda bulunmalarını rica ediyorum."
26 Ekim 1915 Mustafa Kemal'in, Başkomutanlık Vekaleti'nce
9.,11.ve 12.Tümenlerin birleşmesinden oluşacak 16. Kolordu komutanlığına atanması ve Kolordu Komutanı yetkisiyle "Anafartalar Grubu'nu yönetmekle görevlendirilmesi
1 Şubat 1916 Mustafa Kemal´e Anafartalar Grubu Komutanlığı döneminde gösterdiği üstün başarıları nedeniyle "İkinci Rütbe' den Osmani Nişanı" verilmesi
16.Subat.1915 tarihinde ilk önce Ingilizler büyük bir asker sayisi ile, Canakkale´ye cikartmaya karar verdiler. Meshur ingiliz Meydan Muharebeleri Komutani Lord Kitchener; General Sir Ian Hamilton´u, cikartma Bas Komutani olarak atadi.
Canakkale Savaslari, 1. Dünya Savasi esnasinda, Gelibolu yarimadasi üzerinde yapildi. İtilaf Devletleri, ortak bir güc birligi ile, Gelibolu yarimadasini isgal etmek istediler. Bu noktadan hareket ederek, Osmanli Imparatorlugunun Bas Sehri olan Istanbul´u fethetmek hedefinde idiler.
131.000 Ölü,
262.000 yarali verdikleri bu deneme basarisizlikla sonuclandi.

Osmanlilar bu savaslari " Canakkale Zaferi",
Ingilizler "Dardanellenoperation, Avusturalyalilar ve Yeni Zelandalilar" olarak adlandirmislardir.

Deniz Savaslari

19. Subatta, Ingiliz ve Fransiz Deniz Kuvvetlerinden olusan bir Deniz Birligine bagli Savas Gemileri; bazi Gelibolu kiyilarini korumakla görevli Osmanli kiyi koruma Birliklerine (bataryalarine) hücuma gectiler. Bu saldirilara, ingiliz Savas Gemisi HMS Queen Elizabeth´te katilmisti.
İtilaf Devletleri bu saldirisi; Bulgarlarin, Almanlarla yapmakta olduklari ittifak anlasmasi görüsmelerinden cekilmelerine sebebiyet verdi.
Yunanistan, Batili Güclerini destekleme teklifini sundu.
Italya ise, itilaf devletlerine katilabilecegi izlenimlerini verdi.
Bu Pozitif gelismelere ragmen, Gelibolu yarimadasina yapilan bu ilk saldiri, askeri yönden bir basariszlikti.
18. Martta, 16 Gemiden(Schlachtschiffe) olusan bir Deniz filosu ile bir daha Gelibolu yarimadasina saldirdilar.. Bircok Osmanli müdafaa mevzisi imha edildi. Bu saldiridan geri dönerken Filodaki gemilerden cogu, Nusret gemisinin dösedigi mayinli bölgeden gecerken, ya batirildi yada agir bir sekilde yaralandi.
Batirilan gemiler: 3 Adet (Schlachtschiffe) HMS Irresistible, HMS Ocean, ve fransiz Bouvet batirilirken, Agir yaralanan Gemiler: (Der Kreuzer) HMS Inflexible ve fransiz (Schlachtschiffe) Suffren ve Gaulois cok agir bir sekilde yaralandilar.
Bu agir yenilgi, ingiliz savas meclisinin, tüm Deniz Saldirilarini durdurma karari almasina neden oldu.
Bu cikartma saldirilarinin sorumlusu olan Winston Churchill, istifa etmek mecburiyetinde kaldi. Deniz Saldirilarinin büyük bir basari azmi ile püskürtülmeleri ve bitirilmeleri, Osmanlilar icin büyük bir sansti. Osmanli Sahil Bataryalari; büyük ölcüde mermi ve mühimmatlarini sarfetmislerdi. Eger bu anda saldirilar devam ettirilmis olsa idi, geri püskürtülme sanslarida cok azalmisti. Saldirilarin durdurulmasi, yeterli bir sekilde, savunma tedbirlerinin alinmasi icin firsat olusturmustur. Bu esnada Osmanli Birlikleri, bir kac elit Tümenlerle desteklendi. Bu Birliklerin komutalari, Vehip Pasa´ya ve Alman General Otto Liman von Sanders´e verildi.Deniz saldirilarinin basarisizligi, sadece ve sadece Kara Kuvvetlerinin, Osmanli Bataryalarini devre disi birakalabilecegi gercegini, İtilaf Devletlerine ögretti.
1915 yilinin baslarinda, avusturalya ve Yeni Zelanda dan gelen gönüllüler; Misirda askeri egitime alinmistilar.
Bu gönüllü 30.000 askerden olusan 2 Tümen (ANZAC)- adi altindaki Kara Birligidir.
General Hamilton´ unda 17.000 Askerden olusan 29. Ingiliz Tümeni , Royal Naval Tümen ve fransiz Corps expéditionnaire d'Orient emri altinda idi.
Bu güclerin karsisindaki, Osmanli Cephesinde ise; 5. Osmanli Ordusu vardi. Canakkale´nin her iki Sahil kisimlarini savunmakla yükümlüydü. 84.000 askerden olusan bu güc; Bolayirda konuclanmisti.
7. Tümen ise Kap Helles´te konuclanmisti.
9. Tümen ise; Gelibolu yarim adasinin en uc noktasinda konuclanmisti.
19.Tümen; Mustafa Kemal tarafindan komuta edilen, yedek takviye ordusu idi ve Gaba Tepesinde konuclanmisti.
3. Tümen: Anadolu, Kum Kale´de konuclanmisti.
11. Tümen: Anadolu, Kum Kale´de konuclanmisti.
******************************

DENİZ HÂREKATI

18 Mart Genel Harekatı Gösteren Kroki 18 Mart Deniz Hârekatında batırılan HMS Ocean Fransız Savaş Gemisi Bouvet Türk Mevzilerini Bombalayan HMS Inflexible. Swiftsure Savaş Gemisi Seddülbahir'de İngiliz Queen Elizabet Zırhlısı. Savaşta batırılan İngiliz zırhlısı Irresistable. “ Denizlere hakim olan dünyaya hakim olur.” düşüncesiyle hareket eden İngilizler, boğazları ele geçirmek için donanmanın yeterli olacağına inanıyorlardı. Bahriye Nazırı Churchill’in planları Akdeniz filosu komutanı Amiral Carden tarafından da desteklenince, Lord Fisher’ın şüpheli gördüğü bu harekatın donanma ile yapılmasına karar verildi. Tarihinde hiçbir yenilgi almamış olan İngiliz donanmasının silah, teknoloji ve başarı açısından kendine güveni tamdı. Dünyanın yenilmez donanması, Fransa’nın da desteği ile dünyanın en büyük armadasını oluşturuyordu. Bu donanmaya karşı gelebilecek hiçbir güç düşünülemezdi. Hele ki yıpranmış, teknoloji açısından zayıf ve parçalanmak üzere olan Osmanlı, bu armada ile asla baş edemezdi.
İtilaf Devletleri’nin deniz harekatı 19 Şubat 1915’te başladı.
13 Mart 1915’e kadar düşman gemileri tabyaları top ateşine tuttu, mayın tarama gemileri olabildiğince yol açtı. Boğazları zorlayarak geçebileceklerine inanan düşman kuvvetlerinin, kararlı ve dirençli bir karşılık almaları bu işin o kadar da kolay olmadığını gösteriyordu. Bir ay boyunca yapılan binlerce mermi atışının ardından çok da büyük bir gelişme elde edilememişti.
18 Mart’a kadar geçen bu dönemde boğazın girişinde bulunan Rumeli yakasındaki
Seddülbahir ve Ertuğrul tabyaları ile, Anadolu yakasındaki Kumkale ve Orhaniye tabyaları tahrip edilmişti.
Boğaza giriş kapıları aralanmış ama hala ilerde olacaklar belirsizdi. Ve
18 Mart 1915 sabahı geldiğinde kimse günün sonunda neyle karşılaşacağını bilmiyordu. 17 Mart 1915’te Amiral Carden’in yerine Amiral De Robeck’in atanmasıyla
18 Mart 1915 de gerçekleşecek plan uygulamaya konuluyordu. Plana göre; 18 Mart sabahı 3 deniz tümeninden oluşan düşman filosu boğazda belirdi. Filonun en güçlü gemilerinden oluşan 1. Tümen bizzat Amiral de Robeck tarafından kumanda ediliyordu. Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson muharebe gemileri ve Inflexible muharebe kruvazöründe oluşan 1. Tümen, saat 10:30’da boğazdan içeri girdi. Filonun önündeki muhripler savaş alanını tanıyorlardı. Planlanan noktaya ulaşıldığında Queen Elizabeth’in hedefi Rumeli Mecidiye Tabyası, Lord Nelson’un hedefi Namazgah Tabyası, İnflexible hedefi ise Rumeli Hamidiye Tabyası idi. “A Savaş Hattı” olarak adlandırılan bu plan 11.30’da uygulanmaya başlandı ve 11.30’da merkez tabyalarına ateş başladı.
Bu arada düşman gemileri Kumkale’den gelen tedirgin edici ateş hattına da girmişlerdi. Obüslerden üstlerine ateş yağıyordu. Yine de mesafe uzak olduğundan Türk bataryaları savaş gemilerine karşılık veremiyordu.
Saat 12.00 sularında Çimenlik, Rumeli Hamidiye ve Anadolu Hamidiye ateş almıştı.
B Hattı diye adlandırılan Amiral Guepratte komutasındaki 3. Tümen Suffren, Bouvet, Goulois, Charlemagne adlı dört Fransız gemisiyle Triumph ve Prince George adlı iki İngiliz muharebe gemisinden oluşuyordu. Plana göre bu tümen 1. Tümenin arkasından hareket geçti ve B hattı önündeki yerini aldı. Yavaş yavaş yaklaşan gemiler bu cesurane ilerleyişlerinde Türk bataryalarından düşen mermi ateşi altında B hattına vardılar. Şiddetli yapılan karşılıklı çatışmalarda aradaki bataryalar sustuysa da merkez bataryalar ateşe devam ediyorlardı. 900 yarda kadar içeri sokulduklarından şiddetli ateş bu gemilerin üzerine yağıyordu.
3. Tümene ait olan iki İngiliz gemisi Triumph ve Prince George A hattının kıç omuzluklarında yerlerini almış Rumeli Mesudiye ve Yıldız Tabyalarını hedeflemişlerdi. Rumeli merkez bataryaları çok yoğun bir ateş altındaydı. Mermilerin çoğu tabyalar içine düşmüş, telefon hatlarını bozmuş, yangınlar çıkarmıştı. Rumeli Mecidiye tabyası topçuların şehit olması ile devre dışı kalmıştı.
Planın ikinci aşamasında Türk bataryaları üzerinde yeteri kadar üstünlük sağlanabilirse Albay Hayes Sadler komutasındaki 2. Tümen devreye girecekti. Ocean, İrresistible, Albion, Vengeance, Swiftsun ve Majestic’ten oluşan 2. Tümen, 3. Tümenin yerini alacak ve B Hattından son olarak yakın muharebe yapılarak Tabyalar içinde olmayıp mayın hatlarını savunan toplar tahrip edilerek bombardımandan hemen sonra mayın tarama işlemlerine başlanacaktı. Fakat 3. Tümenin yerini alacak 2. Tümen gelmeden önce beklenmedik bir olay oldu. Saat 14:00’e doğru Suffren büyük bir hızla boğazı terk etmekte ve Bouvet’de onu izlemekteydi. A hattını geçmek üzereyken Fransız gemisi Bouvet’de bir iki patlama oldu ve Anadolu Hamidiye tabyasınca ateş altındayken 3 dakikada suların altına gömüldü. Derin bir şaşkınlık yaşanıyordu. Queen Elzabeth ve Agamemnon dışındaki bütün gemiler ateşi kestiler. Muhripler ve istimbotlar personeli kurtarmaya gittiklerinde 20 kişi kurtarılabilmiş, 603 kişi sulara gömülmüştü.
Bu arada 12.30 sularında Goulois isabet almış ve ağır yaralarla boğazı terk ediyordu. 15.30 sularında mayına çarpan Inflexible’ın durumu kötüydü ama yoğun çabayla Bozcaada’ya ulaştı.
2. Tümen İngiliz gemileri, 3. Tümenin yerini aldığında bu manzara ile karşılaşmıştı. Saat 14.30’da ateşe başlayarak 10 yardaya kadar yaklaştılar. Namazgah tabyasını bombardıman ediyordu. Saat 15.00’te Rumeli Hamidiye daha sonra da Namazgah aldığı isabetle savaş dışına kalmıştı.
Anadolu Hamidiye tabyası hasar görmemişti ve İrrisistible’a ateş ediyordu.
Saat 15.14’de İrrisistible’ın yanında korkunç bir patlama duyuldu. Saat 16.15’te tabyalarda uzaklaşmak isterken bir mayına çarptı. Bu bölgede bir gece önce Nusret’in döktüğü mayınlar hiç hesapta yokken can alıyordu.
Bölgenin mayınlı olduğunu anlayan Amiral de Robeck 2. Tümenin geri çekilmesi için emir verdi.
18.05’te geri çekilirken Ocean da mayına çarpmıştı. Güçlü top ateşine rağmen Ocean’ın personeli muhripler tarafından boşaltıldı.
18 Mart’ta yaşananlar şaşkınlık yaratmıştı. Lord Fisher gibi ordusuz bir donanmanın başarıya ulaşamayacağını söylayenler haklı çıkıyor, de Robeck ve Churchill gibi hala donanma ile boğazları zorlayıp İstanbul’a çıkılabileceği düşüncesi yeni hareket planları doğuruyordu.
*********************************

Kara Savaşları

Çanakkale Savaşları’nda Deniz Harekâtı’nın başarısızlığı umutları Kara Harekâtı’na çevirmişti.
Daha 1 Mart’ta Yunanistan, Gelibolu yarımadasını işgal etmek, mümkün olduğu takdirde İstanbul üzerine yürümek üzere İngiltere’ye üç tümenlik bir kuvvet önermişti. İngiliz ve Fransızlara kalsa öneri kabul edilebilirdi.
Ancak Rus Çarı, İngiliz Büyükelçisi’ne, hiçbir şart altında Yunan askerinin İstanbul’a girmesine izin vermeyeceğini bildirerek bu tasarıyı önledi.
Londra’da ise, harekâtı Donanma yalnız mı yapsın, yoksa Kara Ordusu ile birlikte mi hareket etsin tartışması yapılmakta idi. Bir Kara Ordusuna ihtiyaç olduğunu savunanların arasında Lord Fisher geliyordu. Bununla beraber son karar, Savaş Bakanı (Harbiye Nazırı) Lord Kitchener’indi. O ise, ısrarla elinde birlik olmadığını söylüyordu, ama seçkin bir birlik olan ve İngiltere’de bulunan 29’ncu Tümen’e hiçbir görev verilmemişti. Nihayet Mart’ta Kitchener Çanakkalecilerin tarafına kayarak 29’ncu Tümenin Ege’ye sevk edileceğini, Çanakkale’de bulunan Deniz Piyadelerine Gelibolu Yarımadası’nın temizlenmesinde yardım edeceğini açıkladı.
Bu haber Fransa cephesinde buluna İngiliz Generallerinin öylesine büyük tepkisine yol açtı ki, Mareşal sözünü geri alarak 18 Şubat’ta bu birliğin yerine o sırada Mısır’da bulunan Avustralya ve Yeni Zelanda Tümenlerinin gideceğini bildirmek zorunda kaldı. Askeri durumu tetkik için Çanakkale’ye gönderilen General Sir William Birdwood, 5 Mart’ta Kitchener’a gönderdiği raporda, Donanmanın tek başına Bağaz’dan geçemeyeceğine inandığını, kuvvetli bir ordunun karadan donanmayı desteklemesi gerektiğini bildiriyordu. Bu rapor Kitchener’in bütün tereddütlerini giderdi. 10 Martda 29’ncu Tümenin Ege’ye gönderileceğini açıkladı.
Ayrıca bir Tümen de kendilerinin göndermeleri için Fransızları ikna edeceğini ilave ediyordu.
Böylece Mısır’daki Anzac Tümenleri ile birlikte 70 bin kişilik bir kolordu bu işe ayrılmış oluyordu.
Birdwood’un raporuna rağmen, hala donanmanın tek başına Boğazı geçebileceğini düşünenler vardı. Bu karışıklık içinde Kara kuvveti hazır olana kadar Donanmanın harekatını geri bırakmasını, bu suretle Kara ve Deniz Kuvvetlerinin müşterek harekata başlamasının en iyisi olacağını hiç kimse aklına getiremiyordu. O sıralarda Londra’ya hakim olan bu kargaşalık ve belirsizliği, ne yapacağı belli olmayan Sefer Kuvveti’nin Komutanlığına yapılan atamadan anlamak mümkündür. Bu komutan, Kitchener’in Güney Afrika savaşlarından eski bir arkadaşı General Sir Ian Hamilton’du. Donanma asıl saldırısını yapana kadar, Hamilton’un birlikleri işe karışmayacaktı. Eğer deneme başarıya ulaşmazsa Hamilton Gelibolu yarımadasına çıkarma yapacak, başarıya ulaşırsa yarımadaya zayıf bir kuvvet bırakıp doğrudan doğruya İstanbul üzerine yürüyecekti. Oradan İstanbul Boğazına çıkarılmış bir Rus Birliği ile birleşmesi umuluyordu. Osmanli tarafı ise, 18 Mart’ta kazandığı zaferden dolayı kendisine olan güvenini tazelemiş, Çanakkale’nin Boğazlar’dan geçilemeyeceğini tüm dünyaya göstermişti. Bu zaferin ardından, Ittifak Güclerinin kaçınılmaz kara harekâtına karşı Osmanli tarafı da son sürat hazırlıklara başlamıştı.
Çanakkale ‘de 5. Ordu oluşturulmuş başına da Mareşal Liman von Sanders getirilmişti. Kıyılara dikenli tellerle çevriliyor, birlikler önemli yerlere yerleştiriliyor, müttefiklerin her hareketi gözleniyordu.
Müttefik çıkarmasını bekleyen bir başka kişi ise 19. İhtiyat Tümeni’nin başında bulunan yarbay Mustafa Kemal´di.
*********************************

Cikartma

25 Nisan 1915 Çanakkale Savaşlarının en kanlı muharebeleri başlamıştır. Güclü bir Deniz Gücleri bombardumandan sonra, sabahın erken saatlerinde
1. İngiliz ,Fransız ve ANZAK kara -deniz birlikleri, Seddülbahir ve Arıburnu'na, 70.000 kişi ile
109 harp gemisi,
308 taşıt gemisi desteğinde çıkarma yaptı.
2. Fransizlar,
16.000 kisilik bir birligi, Osmanli Birliklerini yaniltmak maksadi ile. göstermelik bir cikartma ile Kumkaleye cikarttilar.
3. Ayni zamanda ANZAC birlikleri de, Ariburnunun Kuzeyine cikartma yaptilar. Bu Birlikler, Kilitbahirdan gelecek Osmanli Destek birliklerini durdurabilmek, engelleyebilmek icin buraya cikartilmislardi.
Conkbayırı'na doğru ilerleyen İngiliz birliklerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen karşıladı.
29. Tümen, Helles´e (yarimadanin en uc noktasi) cikartma yapti.
1. Avusturalya Tümeninden 3. Brigade, sabah saatlerinde 04.30 da karaya cikmaya basladi.
Gabe Tepe nin biraz kuzeyindeki sahil, kararlastirilan cikartma noktasi idi. Z-Sahili adi altinda resmen kayda gecirilmistir. Bu cikartma, Osmanli gücleri tarafindan geri püskürtüldü. Fakat askerler; Ari Burnuna bosaltildilar. Cikartma yapilan bu sahil, ince idi. Sahil bitimindeki yüksek, sarp kayalar; Avusturalyali Askerlerin hizlica sahili gecmelerini engelliyordu.
19. Osmanli Destek Tümeninin komutani Mustafa Kemal, Avusturalyalilarin burayi zorlayip, gecebilecekleri tehlikesini görerek, Emrindeki Destek birliklerini bu tehlike arzeden bölgeye sevketti. Kisa bir süre sonra, Baby 700 tepesi bölgesinde catismalar basladi. Burasi, önce Osmanli, sonra Avusturalyali daha sonra tekrardan Osmanli askerlerin kontrolu altina gecti. Osmanlilarin, bu tepeden daha yüksek bir tepeden, düsmana saldirabilme olanaklarina sahip olmalari, Osmanlilarin bir avantaji idi. ANZAC´larin bu saldirilarinin frenlenmesinden sonra, Osmanli Birlikleri, ANZAC´lari, sahil boyuna püskürtmek icin, karsi saldiriya gectiler. Bu saldiri neticesiz kaldi. Fakat her iki tarafta mevzi cukurlarinda, Agustosun sonuna kadar savastilar. Cok kanli savaslar yaptilar ama kimse galip gelemiyordu.
29. Tümeni, Major General Aylmer Hunter-Weston komuta etmekte idi. Birligi ile Kap Helles´e cikartma yapti. Cikartma yeri; Dogudan, batiya dogru 5 sahil parcasina ayrilmisti. Gelibolu yarimadasinin S, X, ve Y sahil parcalarinin mevcut oldugu en sivri ucunda Osmanli Savunmasi cok az bir savunma gösterebildi. Y-Sahil parcasina (Sighin-Dere-Mündung) cikartma yapan birligin komutani, ayni gün icerisinde, Osmanlilar tarafindan bosaltilmis Krithia köyünün yakinina kadar yaklasti. Osmanli destek güclerinin yaklastiklarini görerek, biraz aradan sonra, sahil bosaltildi.
Ana Cikartmalar;
V-Sahilinde eski kalenin yakinindaki Sedd-ül-Bahr ve W-Sahilinde yapildi. V-Sahiline, Kömür gemisine dönüstürülen, Hampshire-Regimentinin River Clyde gemisi yanasti ve kraliyetin agir toplari olan Munster toplarini sahildeki Osmanli Savunma hattinin az altindaki yere, cikartti. Böylelikle askerler, gemilerinin rampalarindan, dogrudan, dogruya, ayaklari suya degmeden Osmanli Topraklarina cikabildiler ve Sahili isgal edebildiler. Lancashire-Agir toplarini ise, acik teknelerle, dikenli tellere dösenmis olan W-Sahiline cikarttilar. Her iki sahildede, Osmanli Ordularinin savunmalarindaki direncleri cok mu cok sert idi.
Ingiliz askerleri acimaksizin, Osmanli atesi altinda telef oldu.
En ilginci de Sedd-ül-Bahr-Savunma hatlarinda, pespese River Clyde gemisinden karaya kosarcasina akin eden ingiliz askerleri, Osmanli Makinalilarinin atesleri ile telef edildiler. Gemiden cikan askerler, ideal bir Hedef olusturmuslardi.
Osmanlilar, ANZAC´larin cikartmasi esnasinda oldugu gibi, azinliktaydilar. Bu nedenledir ki, Ingilizleri, sahil kumsalindan denize sürüp, yokedemediler. W-Sahilinde, Lancashire-Agir Toplari ile, Osmanli Ordusunun savunma hatlarini top atesi altina alarak, yüksek sayida zayiat verdirdiler. 1000 ingiliz askerinden 600 ü Osmanli savunma güclerince öldürüldü. V-Sahilindeki bataryalar, % 70 zayiat verdiler.

Ilk Meydan Muharebeleri
Mustafa Kemal, ANZAC Askerlerini Gelibolu yarimadasindan 27. nisan günü geri püskürtme denemesinde bulundu. Fakat Müttefik Güclerine ait gemilerden acilan siddetli top atislari nedeni ile Mustafa Kemal´in ANZAC güclerini, geri püskürtme denemesi, basarili olamadi.
Bundan Bir gün sonra, fransizlar tarafindan desteklenen Ingiliz Gücleri, Osmanli isgali altindaki Krithia´yi fethetme girisiminde bulundular. Saldirma planlari cok karisikti ve organizasyonsuzdu. Birlikler arasindaki muhaberat calismiyordu.
29. Tümenin askerleri, Sedd-ül-Bahr Savunma hatlarini ele gecirmek icin girdikleri savaslardan dolayi cok bitkindiler. Bu nedenledir ki, bu köyün fethi bu nedenlerden dolayi gerceklestirilemedi.
itilaf devletleri savunma cukurlari, saldiriya gectikten sonra Krithia ile Gelibolu yarimadasinin en ucu arasinda idi. Helles Burnunda, hemen yer kazanma savaslar basladi.
Müttefik gücler; 1. ve 3, Mayis gecelerinde, Osmanli birliklerinin, fransiz hatlarini yarmalarina ragmen, Fransizlar tüm osmanli saldirilarini geri püskürttüler.
2. Mayis ta ANZAC birlikleri; Baby 700 tepesini yeniden fethetme girisiminde bulundular. Cok yavas ve yüksek sayida zayiatla ilerleyebiliyorlardi. Ilerlerken ele gecirdikleri yerlerde kendilerine savunma cukurlari acma denemeleri, basarisiz kaldi ve ANZAC birlikleri
3. Mayis gecesi, geri cekilmek mecburiyetinde kaldilar.

6. Mayis tarihinde, Krithia´ya yapilacak 2. saldirinin baslangicinda, General Hamilton, ANZAC güclerinden olusan 2 Brigadenin, Helles cephesine sevkini emretti. Bu tarihteki saldirilar, büyük kayiplar verilerek kaybedildi.
19. Mayis ta 40.000 askerden olusan Osmanli Ordulari, 10.000 askerden olusan ANZAC güclerine karsi topyekun imha icin, büyük taaruza gectiler. Osmanli ordusu, sayi üstünlügüne ragmen, basarisiz kalarak, cok sayida zayiat vererek geri cekildi.
24. Mayis ta taraflar, savas alanlarini, ölülerden dolayi, savasamaz hale getiren ölülerini, kaldirip, gömmek icin kisa bir anlasma yaptilar.
4. Haziranda yaptiklari Krithia´yi fetih icin 3. büyük taaruzdada basarisiz kalan itilaf devletleri gücleri; kolay ve hizlica Canakkalenin ele gecirebilecegine dair tüm ümitlerini kaybettiler.
Itilaf gücleri; uzun süre sürebilecek mevzi cukurlari arasindaki savaslara kendilerini konzentre etmeye basladilar. Bu sekilde yürütülen savaslarla da 100 metreden daha az bir toprak kazanabildiler.
Köye yapilan 3. saldirida her 2 tarafta askerlerinin % 25 ini kaybettiler. 20.000 ingiliz askerinin 4.500 ünü kaybettiler.
Haziran ayinda 52. Tümen, Geliboluya cikartma yapti. Savas bitiminde Gully Ravine (28.Haziran) hücumlarina katilabilmek icin. Böylelikle Ingilizler isgal hattina biraz daha ileriye tasimayi basardilar.
1.Temmuzdan 5. Temmuza kadar olan zamanda, Osmanli Ordulari, bir dizi, tereddütlü geri püskürtma saldirilarina giristiler. Ama ümit ettikleri hedeflere ulasamadilar. 12. Temmuzda, Helles burnundaki Burnunda Osmanli Güclerine karsi, Ahi Baba´daki, Osmanli Savunma hatlarina, son bir kere ingiliz taaruzu yapildi. % 30 a varan zayiati veren ingilizler, bu saldiri ile öneme haiz basari da elde edemediler.
Agustos saldirilari
Krithiasin fethedilememesinde ugranilan hezimet ve Hellas Cephesinde ugranilan Osmanli birliklerinin Geri saldirilari, karsi taaruz etmelerinden dolayi, General Hamilton yeni Canakkale savaslari Planlari yapmaya mecbur oldu. Bu yeni planlar dogrultusundada, Agustos taaruzlari baslatildi.
Ingilizlerin Canakkale Savas Komitesinin bir karari üzerine,
6.Agustos gecesi 2 yeni ingiliz Infanteri Tümenleri Suvla Koyuna cikartma yaptilar. Bu birlikler; ANZAC birlikleri ile beraber ülke icine dogru süraatlice ilerleyerek Kilid Bahr-Platosuna varmayi hedefliyorlardi. Bu 20.000 askerlik cikartma gücü, ancak cok yavas ilerliyebildi..
Yasli, Savastan anlamayan ve iktidarsiz olan Bas Komutan General-Leutnant Sir Frederick Stopford, birliklerini, savunma cukurlarindan cikartip, saldiriya yönlendirme emri verecegine, cukurlar icerisinde perisan etti.
Onun bu beceriksizliklerini ve karasizliklarini farkeden Osmanli Birlikleri, bu firsatlari; savas meydanina yeni birlikler cekme, cukurlara yerlestirme, degerli mevzi cukurlarini olusturma ile degerlendirdi.
Bu basarisizliklari yüzünden, General-Leutnant Stopford cepheden uzaklastirilarak, yerine General-Major de Lisle getirildi.
Anzaclarin 1. Avusturalya Tümeninden Infanteri bataryalarinin, Lone Pine Osmanli savunma cukuru hatlarini yarma, az bir toprak kazanmada mümkün olduysada, denemeleri, basarisizlikla sonuclandi. Cünkü Ana Saldiri Hedefi olan Canak Bayirin fethi gerceklestirilemedi. Saldirilar, koordineli degildi. Öncü kuvvetlerin ilerlemeleri; kaygan, camurlasmis kayalar üzerinden gecmeleri, cok cok zordu. Bunun yani sira muhaberatta mümkün olmuyordu. Birlikler arasindaki irtibatsizlik nedeni ile ya erken top atislari yapiliyor veyahutta gec. Bu arada kendi askerlerini dahi toplari ile vuruyorlardi.
Osmanlilar salaparti yapilan top atislarinin farkinda idiler ve bombarduman araliklarinda, kaybettikleri cukur mevzileri geri fethettiler ve bu esnada makinali tüfekleri ile saldirgan birliklerini dalga-dalga tarayarak imha ediyorlardi. Sadece birkac asker, önemli tepelere yanasabiliyorlardi. Bu tepeleri korumakla sorumlu Mustafa Kemal komutasindaki destek birlik te bu yanasan askerleri püskürtüyorlardi.

SON SALDIRI
21.Agustos ta batili gücler; savasin kendi lehlerine dönmesini saglamak gayesi ile, son sanslarini denemek icin, 60 no.lu tepe ve sicimitar tepelerine saldirdiler. Azimli ve Kahraman Osmanli Ordusunun vatanlarini savunmalari direncine, batili müttefikler dayanamadilar. Iste bu son saldirininda hezimetle bitmesi, batili birliklerin Agustos saldirilarini ve de Gelibolu savaslarini kazanma sanslarinin olmadigini ve imkansizligini gösterdi.

KAÇIS

14. Ekim tarihinde, Osmanli Imparatorluguna karsi yapilan saldirilarin, bosa cikmasi nedeniyle, sorumlu bas komutan General Hamilton görevden alinarak yerine General Sir Charles Monro atandi.
Bulgarlarin, Ittifak Gücleri Ittifakina girmesi ile enternasyonal Durum itilaf devletlerinin aleyhine cok degisti.
Bulgaristan üzerinden, Almanya cok güclü Artillerilerini karadan dogrudan-Dogruya Osmanli Topraklarina getirdi. Bu uzun menzilli silahlarla, mevzi cukurlarinda saklanan batili güclerin askerleri, acimaksizin imha edildiler.
3 Kasim tarihinde Lord Kitchener Geliboluya, cografik ve stratejik savas durumu üzerine kendini bilgilendirmek icin geldi. Burada batili güclerin komutanlarini cagirarak, bir savas komitesi kurdu.
19. Kasim tarihinde bu komite, kacis kararini aldi.
14. Tümenin kacis esnasinda, gemilere bindirilmesinin, en zor is oldugu ortaya cikti. 1. Denizdeki firtina,
2.Yüksek ve siddetli dalgalar, ve
3. Sagnak halinde yagan yagmurlar, kacisi imkansizlastiriyorlardi.
4. Yaklasan kis ile gelen yogun yagan karlar
5. Siddetli kis soguklari
Yagmur Kar ve Soguk yüzünden cogu asker, kacis esnasinda donmaktan kurtulamadilar.
Ingilizlerin ironik ifadelerine göre, Canakkale savaslarinin en düzenli yürüyen operasyonu, kacis organizasyonu idi.
18. Aralik günü, askerlerin gemiye yüklenmelerini Osmanlilar farketmedi. Cünkü yagmurlu hava, görmeyi engelliyordu.
2 gün sonra Osmanlilar, itilaf devletleri askerlerinin gemiye yüklenerek, kacirildiklarini anladiklarinda, yükleme yapilan sahili yogun bombardumana tutarak, henüz gemiye giremeyenleri ve disarda kalanlari imha ettiler.
Bu acele kacis esnasinda, itilaf devletleri gücleri,
1. büyük miktarda askeri malzemeyi ve
2. 1000 in üzerinde avusturalyali askerini birakip, kacmak zorunda kaldilar.
Hemen bunun ardindan Osmanli birlikleri, birliklerinin büyük bir kismini Hellas Cephesine sevkettiler. Buradanda kacis halindeki batili gücleri, agir top bombardimanina tutarak, kacanlara agir zayiatlar verdirttiler. Kötü hava sartlarindan dolayi yagan yagmurlar, ingiliz askerlerinin sigindiklari alcakta olan cukurlar yagmur sulari ile doldurdular.
7. Ocak 1916 tarihinde, Osmanli Bas Kumandanligi, itilaf devletleri Güclerinin cok zayif ve perisan halde olduklarini, güclerinin kalmadiklarini, büyük bir direnc gösteremeyeceklerini düsünerek, savunma hatlarina taarruza karar verdi.
Ingilizler, son bir defa cok güclü bir direnis gösterdiler. Son Birlikler Gelibolu yarimadasini 9. Ocak 1916 yilinda terkettiler.
Canakkale Savaslarinin Sonuclari:
Osmanlilar bu canakkale zaferinden sonra,
1. Osmanli Imparatorlugunu düsünme ve
2. Yeniden canlandirma istekleri ile costular.
Bu istek ve coskular; Canakkale Zaferinden sonra elde edilen diger askeri Zaferlerle daha da güclendi. Eski Osmanli Imparatorlugu duygulari oturustu beyinlerde.
Osmanli Ordu Birlikleri, Mesopotamyada bir Askeri Levazim ve asker sevkiyati ile görevli bir ingiliz birligini Kut-el-Amara da imha etti.
29. Nisan 1916 yilinda bu birlik; yenilgiyi ve kaputilasyonlari kabul etti. Güney Filistinden yola cikan Osmanli Imparatorlugu Ordulari; Süveys kanalini isgal edip, fethetmek icin, Sina yarim adasina dogru harekete gectiler..
Agustos ayinda, Ingiliz birlikleri, Osmanli Birliklerinin yolunu keserek, durdurdu. Bundan sonra, batili gücler, yakin doguda üstünlüklerini hegemonyalarini kurdular. Canakkale´den kacan ittifak gücleri askerleri, misira getirildiler. Bunlar yeniden organize edildiler. Anzac, yeniden yapilandirildi.
1. Infantri birlikleri, bati cephesine gönderilirken,
2. Hafif gücleri de Filistinde ve Sina yarimadasinda yapilacak Operasyonlarda kullanabilmek icin dagittilar.

Canakkale savaslari,

1. General Hamilton´un ve
2. General Stopford´un kariyerlerini sonladi.
General Hunter-Weston Somme-Taaruzu esnasinda bircok birlikten olusan birlikleri yönetti.
Osmanli Imparatorlugu tarafinda ise, Mustafa Kemal ancak kometlerde görülebilecek inanilmaz birsekilde yükseldi.
Gelibolu yarimadasi icin yürütülen savaslar, 1. Dünya savaslari icerisinde, en kanli, en acimasiz savaslar olarak bilinirler.
Savas yenilgisi, daha dogrusu hezimeti,
1. avusturalyalilar üzerinde büyük bir sok yapti.
2. 1. Dünya harbine katilmak ve böyle bir yenilgiye ve mahva ugramak, onlarla, batili gücler arasindaki ilk sürtüsmelere neden oldular.
Bu konfilikler kendini daha sonra, politikada da gösterdi.

Zayiatlar
Ölenler Yaralananlar Toplam sayi

Australya
Ölenler: 8.709

Yaralananlar: 19.441

Toplam zayiat: 28.150

Yeni Zelanda

Ölenler: 2.701
Yaralananlar: 4.852
Toplam zayiat: 7.553
Ingiltere
Ölenler: 21.255
Yaralananlar: 52.230
Toplam zayiat: 73.485
Fransa(tahm.)
Ölenler: 10.000
Yaralananlar:17.000
Toplam zayiat: 27.000
Hindistan
Ölenler: 1.358
Yaralananlar: 3.421
Toplam zayiat: 4.779
Neufundland
Ölenler: 49
Yaralananlar: 93
Toplam zayiat: 142
=======
Batili Gücler
Ölenler: 44.072
Yaralananlar: 97.037
Toplam zayiat: 141.109
Osmanlilar
Ölenler: 86.692
Yaralananlar: 164.617
Toplam zayiat: 251.309
Ölüler arasinda
Meshur kimyager Henry Moseley,
Meshur sair Rupert Brooke, cikartmada önce öldüler.

Hiç yorum yok: