Fikir7 Manset Haberler

28 Mayıs, 2007

1.Mart tezkeresinin ardindakiler BOP


Milliyetci gecinip, ulusalci yani irkci olan fakat ittihadd-i terakkicilerin bu ülkeye siringaladiklari asagilik komplexleri nedeni ile kendini batililardan asagi gören, irkci Türk gecinen azinlik, 1.Mart tezkeresine TBMM nin "HAYIR" karari vermesini bir türlü iclerine sindiremediler.

1. ABD bizden tüm Dogu ve Güney-Dogu Bölgesindeki 11 Vilayetimizin topraklarini kendi kontrolu altina vermemizi istiyordu.
2. Bu bölge icerisindeki tüm Hava, Deniz Limanlarinin kontrollari ABD ye birakilacakti.
3. Bu bölgedeki tüm Demiryollari, Kara Yollari ve Hava Yollari ABD´nin kontrolu altina birakilacakti.
4. ABD buraha bir askeri hükümranlik istiyordu.
5. Tüm bunlar icin gerekcesi ise:
a) Irak´á silah, asker ve mühimmat gönderebilmek,
b) Irak´ta yapilacak savas neticesinde irak´tan kacacak Iraklilarin siginabilecegi nötral kamp olusturmak.

ABD ve Israil bu bölgede Neue Judea=Arz-i mevud=BOP denen projeyi uygulamak istiyordu. Irak´a saldirmadan önce, saldirmadan, savas etmeden Türkiye´nin Dogu ve Güney-Dogu´sunu ele gecirmek istiyordu. Cünkü Dogu ve Güney-Dogu Bölgemiz; BOP icinde ön görülen bir bölgedir.

Kürtlerin para karsiliginda oyuncak olarak kullanildigi da zaten bilinen bir gercek idi. Irak´a savas actiginda ABD, Kuzey Irak´taki Kürtlerin bir kismini Dogu ve Güney-Dogu Anadoluya mülteci olarak getirecekti. Buraya getirdigi Kürtlerede en kisa zamanda referandumla bu bölgeyi resmen Kürdistan yapacakti.

Tezkere TBMM´ne girmeden önce ABD gemileri Iskenderun ve Mersin Limanlarina yanasmis MGK nin izni dogrultusunda Silah, Mühimmat, Arac ve Gereclerle askerler indirilmis, Habur kapisina dogruda harekete gecirilmislerdi.
Bu esnada Dogu ve Güney-Doguda para dagitilarak cogu fabrika, Organize sanayi bölgeleride ABD ye kiralanmist.
Kisacasi fiili bir isgal vardi ve buna 1922 den beri savunma konusunda tam yetkili olan MGK "DUR" demiyordu.
Bu fiili ABD isgalini durdurabilmek icin TBMM´ne 1.Mart tarihinde bir tezkere verildi.
ABD nin fiili isgalina "EVET" veya "HAYIR" onaylamasi yapilacakti.
Netice hasil oldu ve TBMM, ABD ye "HAYIR" dedi.

Bu esnada AK-Parti disindaki tüm partiler -genel olarak- ABD isgaline "EVET" dediler.

Bu konuda asagida bir haber:
******

Tezkere pazarlığının perde arkası

Irak savaşı öncesinde, Türkiye üzerinden bir cephe açmak isteyen ABD ile pazarlıkları yürüten eski diplomat Deniz Bölükbaşı, ABD'nin o günlerde Türkiye'den istediklerini ilk kez anlattı:
28 Mayıs 2007 11:00

Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa ederek MHP'den milletvekili adaylığı başvurusunda bulunan Deniz Bölükbaşı, merhum siyasetçi ve tezkerenin ilk döneminde başbakanlık koltuğunda bulunan Bülent Ecevit'in tezkere öncesinde ABD'ye verdiği cevapta savaş uçaklarının ve hava birliklerinin Türkiye'de konuşlanmasına izin verebileceklerini ilettiğini açıkladı.

1 Mart Tezkeresi hakkında bilinmeyenleri Habertürk televizyonunda anlatan Bölükbaşı, tezkerenin kabul edilmemesi ile birlikte Türkiye'nin Irak'taki gelişmelerden etkilenen marjinal bir seyirci konumuna indirgendiğini söyledi. Bölükbaşı, “Kuzey Irak'ta devletleşme gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Doğrudan Barzani'den himaye gören PKK tehditiyle karşı karşıyayız. PKK Kuzey Irak'ta Türkiye'ye karşı ikinci bir cephe açmıştır” diye konuştu.

Bölükbaşı'na yöneltilen sorular ve cevapları şöyle:


Bugün olan biten herşeyi, 1 Mart tezkeresinin geçmemiş olmasına mı bağlıyorsunuz?

Bölükbaşı: 1 Mart tezkeresi, 1 Mart'ta yaşanıp bitmedi. Sürecin bir parçasıydı. Bugün karşımıza çıkan dış güvenlik tehditleri, terörün tırmanması, ortadan kalkan kırmızı çizgilerimiz gerçeklerinden soyutlanarak ele alınamaz. 1 Mart tezkeresinin TBMM tarafından kabul edilmemiş olmasının otomatik bir sonucu sayılmasa bile iç ve dış güvenlik tehditleri, tezkere kabul edilseydi bu kadar cesaretle karşımıza çıkabilir miydi? Türkiye'nin karşısındaki güvenlik tablosu şudur; Türkiye Irak'taki gelşimleri etkilemek bir yana, oradaki gelişmelerden doğrudan etkilenen marjinal bir seyirci konumuna itilmiştir. Etnik bölücülük sorunu çok vahim boyutlar kazanmıştır. Kuzey Irak'ta devletleşme gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Doğrudan Barzani'den himaye gören PKK tehditiyle karşı karşıyayız. PKK Kuzey Irak'ta Türkiye'ye karşı ikinci bir cephe açmıştır. Yaklaşan Seçimlerin bir özelliği var. PKK ve Barzani TBMM'de temsile hazırlanmaktadır.


Görev size nasıl verildi?

13 Ocak 2003 tarihli Metni okudum, hayrete düştüm. Sayın müsteşara 'Böyle bir saçmalık olmaz' dedim, “bu saçmalığı düzeltmek sana düşüyor, 3 gün sonra müzakerelere başlıyorsun” dedi. Böyle tebliğ edildi. O kağıt sanki bir NATO müttefikinin diğer bir NATO ülkesinde tatbikata giderken çok genel bir düzenlemeydi. Müzakereler başlayınca anladım; ABD'liler 11 Eylül'ün etkisiyle olsa gerek rasyonel düşünemiyordu. Bizimle müzakere etmeden. 5-6 sayfalık bir talep. Bu tabii herkes gibi beni de çok ciddi bir endişeye sevketti.


Aldığınız belgede yada sonrasında Erdoğan'ın AKP Genel Başkanı iken Beyaz Saray görüşmesinde taahhüt verdiği izlenimini aldınız mı?

Bölükbaşı: Bizden talepleri ayrıntıya fazla girmeden 80 veya 90 bin kişilik ABD kara gücünün Türkiye'ye konuşlandırılması, Türkiye'den geçiş izni, K. Irak irtibat timlerinin Türkiye üzerinden geçişi, bazı askeri istihbarat uçuşları için hava sahasının kullanılması. Bunları Sayın Ecevit'e iletmişlerdi. Sonrasında yapılan görüşmelerde, 10 Aralık öncesi, Türkiye kara birliklerinin konuşlandırılmasının sorun olacağını ancak savaş uçakları ve sınırlı sayıda hava birliklerinin Türkiye'de konuşlandırılmasının düşünülebileceğini, ABD'nin Kuzey cephesi imkanından mahrum bırakılmayacağını söylemişlerdir. Ecevit hükümetinin döneminde yapılan görüşmelerde verilen mesajlar böyleydi.

Yeni Şafak

Hiç yorum yok: