Fikir7 Manset Haberler

08 Mayıs, 2007

ittihatcilarin demokrasi hazimsizligi

MİM ve KENAN Beye AÇIK DAVET ve ...

Yazar
melih15Deneyimli Yazar

24/09/2004 : 08:00:53
Sayın mimmanagement ve kenan kablan bey,Yeni yeni siteye alışmış ve tam yazıları hazmetmeye başlamıştım. Her konuda faydalandığım forumlara haddim olmayarak yavaş yavaş katılmaya başladım. Ama tam bunları düşünürken bir de ne göreyim. Sizlerin veda yazılarını şaka mı ciddi mi olduğunu anlayamadan okudum. Değerli Abilerim, buna hakkınız yok bu davranışınızdan dolayı sizleri şiddetle kınıyorum. Ve ELVEDA yazısının altına yazdığım yazıyı burada tekrarlıyorum. Sizi hakkınız olmayan bir davranışı bırakarak Yaradan’ın can sağlığı verdiği sürede size verdiği görevi hakkıyla yerine getirmeye davet ediyorum. Sağlıkla kalın.mimmanagement abim demiş ki; “Testideki fazlaliklari aktarmaya calistim, susuz insanlara...Icen icti..icmeyen icmedi..icipte, icmedim diyenlerde oldu...icipte, icmedigini zannedenlerde oldu bu testiden."Bence o testideki fazlalık su değildi. Nasıl diyeyim, sanki hazmı zor, şifalı bir arı sütüydü. Ben böyle gördüm böyle algıladım. İnan ki herşeyden kıymetli o sütü içmede ve de hazımda zamana ihtiyacım var diye düşünüyorum. Ben son üyelerden olduğum için bu sütü biraz geç farkettim. Ve de iş yoğunluğu nedeniyle hazım aşamasından, katılım aşamasına da tam geçemedim. Çok eskilere dönüp okumaya çalışıyorum her topici. Hatta bir ara aman biraz bekleyin sizlere yetişemiyorum ben şunları bitireyim de öyle yeni konulara devam edelim demeyi bile çok düşündüm. Takışma ve atışmaların da yeni parıltılar çıkardığına eminim. Herkesin başta insan olarak buradaki yazılanlardan ve de görüşlerden çok etkileneceğini düşünüyorum. Tüm katkısı olanlara şükranlarımı sunuyorum.Testinin fazlalığından,Testi Sahibi dahil, kimseyi mahrum etmeye kimsenin hakkı yok...Sağlıklar diliyorum.

Kenan KablanEditör

24/09/2004 : 10:38:38
Sevgili Melih,Farkında olmak, yorumlamak ve paylaşmak bence yaşadığımızı hissetmemizin temel koşulları. Ben hiç bir zaman ve hiç bir sebeple bu üç fonksiyonumu 'bekleme' konumuna getirmeyi düşünmedim. Üstelik duygusal sömürü boyutuna getirip "veda" yazıları yazmak benim tarzım değil. Giden (ölen) her zaman daha kıymetli olur ya, bunu bilip kullanmak isteyenlerden olmadım. "Benden bilgi taşıyor" gibi bir söz sarfeden kişiden olsa olsa "kibir" taşıyordur, "enaniyet" taşıyordur. Beni kibre kapılanlardan etme Allah'ım!"Kıymetim bilinmedi" şeklindeki bir sunuş da benim tarzım değil. Aklı yerinde olan herkes kendine faydalı olanı bilir. Ben bir ürün koyuyorsam ortaya beğenilmiyorsa gerçekten kıymeti yoktur.Özetle diyeceğim; o veda yazısının benle bir katre ilgisi yok.Çelişkiler her insanın yapısında var. Buna kimsenin bir itirazı yok. Fakat TSK'ya bir araba dolusu laf edip hakaretler yağdıran ve TSK'nın onurlu bir mensubuna "Eksikliğiniz hissediliyor, ne olur gelin Akın Bey" şeklinde methiyeler ileten bir insanda çelişkiden öte kendini bilmezlikten bahsetmek gerekir -ki haklı olarak övdüğü bir insanın bağlı bulunduğu kurumu haksız olarak yermesi işin altında başka amaçların olduğunu da gösterir. Forumu kuruluş amacının dışında kullanan herkese tepki göstermek her üyenin hakkı ve belkide görevidir.TSK'ya kafayı takmış bu arkadaşın askerlikle ilgili bir problemi mi var yoksa? (*)Gerçek dışılık ve saçmalıklar bu kadarla da kalmıyor. Hızını alamayan sayın forum yazarımız yaseminece'nin Koç Grubu'nun e-dönüşümü konulu bir yüksek lisans tezi hazırladığını öne sürüyor. Üstelik yaseminece'nin bu tezi ilgili şahsın katkısıyla yazdığını iddia ediyor. İddianın hemen altında yaseminece bunun tamamen gerçek dışı olduğunu belirtmesine karşılık bizimki hiç bir tepki göstermiyor. Ortaya çıktığında utanacak olan zaten yalan söylemez veya söylerken biraz sıkılır. Her yazısında bana tekrar tekrar (ne için olduğunu halen anlayamadığım) özür dilememi emreden çok muhterem bu zat bir defa çıkıp bunlar için ilgili kişilerden özür dilemiş mi?Örneğin Levent'in "Demokrasi" üzerine çok ilginç bir denemesi vardı. Katıldığım noktalar olduğu gibi bir çok konuda ayrı düştük. Klasik anlamda; doğrudan, temsili veya yarı doğrudan demokrasi kavramlarının dışında bir yaklaşımı vardı anladığım kadarıyla. Bildiklerime aykırı fikirleri olmasına rağmen tartıştık, birbirimizi anlamaya çalıştık. Herhangi bir hakaretim veya kırıcı tarzda bir yaklaşımım oldu mu? Bu örneklerden sadece biri. Bir çok konuda üyelerin yorumlarına aykırı düşünceler ortaya koyduğum oldu. Benim yazılarıma da yekten "katılmıyorum" şeklinde yorum yapanlar oldu. Tartışmak ve tartışmayı bilmek haz veren bir durum benim için. Hiç kimseyle kişisel bir çekişme içine girmedim. Ta ki kendi reklamlarını yapmaya başlayana kadar. Kşiselleştiren ben olmadım anlayacağın. (Alevv'i hatırlatmak isterim)Fikirler ve kişisel yorumlar üzerinde saygı ile tartışırım fakat genel geçer doğrular üzerinde tartışmam, savaşırım. Biri çıkıp "Türkçe'nin kelimeleri yetersiz", "kolanın içinde tendürdiyot var", "Silikon petrolden elde edilir", "cpu'nun açılımı computer process....bilmem ne" ve benzeri bir düzine uydurma şeyden bahsediyorsa bunlara açıkça saçmalık derim, saygı duymam. Aslında bu tip sanrıları dile getiren kişi sıradan, bu konularla ilgisi olmayan biri olsa çok fazla tepki göstermem. Çünkü günlük hayatta ilgi alanı dışında kaldığı için bir sürü komik tahminleri olan insanlarla karşılaşıyoruz. Fakat Bilgisayar Mühendisi olduğunu söyleyen ve CPU'nun ne olduğunu bilemeyen biriyle karşı karşıya kaldığımızda söyleyebilecek tek sözümüz vardır: "hadi be!"Testi isem taşmıyorum. Eksiklerimi tamamlamak, kendimi ve farklı fikirleri tanımak için yazıyorum, okuyorum. Buraya katılan her üyenin de böyle düşündüğünü tahmin ediyorum."Ben oldum" diyen yanılır. Yarın daha iyi bir insan olmak için bu günü öğrenerek ve tartarak geçirmek zorundayız. Tatışmadan tartmak olmuyor.Doğruların söylenmesi gereken yerde, bildiğini söylemeyen dilsiz şeytandır.Bildiğimizi söylemeye devam.Sevgiler,

melih15Deneyimli Yazar

24/09/2004 : 13:20:22
Değerli Ağabeylerim,Hepimizin kabul ettiği bir gerçek var. Burada birbirimizin fikirlerinden faydalanıyoruz ya da fikirlerimizden faydalanılmasını sağlıyoruz. Bilgileniyouz ve doğru, güzel, uygun olanları alıyoruz. Bize yanlış gelenleri ise tartışıyoruz, deniyoruz, ya kabul ediyoruz ya da etmiyoruz.İki şey dikkatimi çekti. Bu tartışmalarda bazen karşımızdakini bu şu görüşten olabilir diyip onun tüm görüşlerine karşı çıkmak yada saldırmak yolunu seçiyoruz. Belki de o konuda daha önce aklımızda olan en kötü kişi veya olayı düşünerek saldırıyoruz karşı tarafa. Yani bizlere hiç yakışmayan şartlanmışlık.İkincisi ise genel konuların kişiselleştirilmesi. Ortaya konulan fikirler yanlış olsa bile bunu kişsel saldırıya dönüştürmenin doğru olmadığına inanıyorum. Kişsel hesaplaşmamız olmadığını herkes kabul ediyor. O halde burada konuşulan konularda kişisellikten kaçınmak lazım.Amacımızının, vatanımıza hizmet, insanımıza doğruyu güzeli göstermek olduğunda hemfikir olduğumuza göre “Birbirlerini yıkayan iki el gibi” olmamız gerekmez mi?Şuna inanın ki, ilk başlarda aranızdaki tartışmaları, konulara da tam vakıf olamadığım için şaka sanıyordum. Bence bu tartışmayı bir şakalaşmaydı diyip bitirmekte fayda var. Size yakışan, varsa bile ayıpları, yanlışları saldırıya dönük açmak, saçmak değildir. Neyi, nasıl, niçin, en güzel yapacağınızı bildiğinizden emin olarak, size yakışanı sizden beklemek bizim hakkımızdır... Sağlıklar diliyorum.

Ismail KIRTILLIYazar

24/09/2004 : 13:23:26 Bilgiler
Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - mimmanagementO derki, " Hepiniz benim misafirimsiniz. Sizler aranizdaki problemleri kendiniz cözeceksiniz. Ben müdahale edemem." Ismail Bey haklidir..Aynen böyle düşünüyorum. Buradaki herkesin - birlikte yaşama, - sorun çözme, - yetkişkinler gibi tartışma, - yanlışları gösterildiğinde kabul etme, - bir yanlış gördüğünde uyarma beceri ve kapasitesine sahip olduğuna inanıyorum.Bu söylediklerim idael değerler, hepimizde potansiyel olarak varolan değerler.Bunların kullanılmadığı, yada bir tarafın kullanıp diğer tarafın kullanmadığı ilişkilerde, tartışmalarda da müdahil kişi ben olmak istemiyorum. Koniks, 2000 yaklaşan üyesi olan bir cemaat, ve ben uyarma, tebrik etme, takdir etme gibi işleri bu cemaatin yapmasını, kendi yolunu kendisinin çizmesini bekliyorum.Biz koniks'i en başından beri belli bir hedef ve inanç çerçevesinde oluşturduk, sonra bu sitede şekil buldu. Bundan sonraki şeklini de istiyorum ki, ana amacımıza aykırı olmayacak şekilde bu cemaatteki kişiler kendileri oluştursun. Bizim bu sitedeki rolümüz, hukuki bir sorun teşkil etmeyecek şekilde yazıların dönmesini, yorumların yapılmasını ve sitenin aktif halde çalışır durumda kalmasını sağlamak. Onun dışında benim bu sitedeki hakkım, kenan kablan'dan, mimmanagement'tan, iturkmen'den, devrim beyden, deniz hanımdan ve adını saymadığım diğer bütün yazarlarımızdan fazla değil. Dolayısıyla söz hakkımız da, o oranda değer görür olmalı.Tekrar özetlemem gerekirse, benim ve arkadaşlarımın sitede geçen tartışmalara fikir yönünde müdaheleleri ancak - katılım şeklinde olur: konuyla ilgili fikirlerini bildirirler.- müdahele şeklinde olur: koniks.com'u ve yasal sorumluluları olarak bizleri zor duruma düşürecek herhangi bir konuda yazarı uyarır, bilgilendirir, gerekirse başka yollara başvururuz.

Devrim ErsözYazar

24/09/2004 : 14:12:39
Değerli forum katılımcıları,Koniksle tanıştığımdan beri iki soru kafamı meşgul etti ve her gün ediyor.1. Bu siteden nasıl daha fazla yararlanabilirim.2. Bu siteye başkalarının yararlanması için neler katabilirim.Bu nedenle az ve öz yazı yazmaya dikkat ediyorum. Ahmet Bey, Kenan Bey, İsmail Bey Uğur Bey ve daha bir çok katılımcı siteyi olgunlaştırmış, fikirleriyle, araştırmalarıyla yazılarıyla değerli katkılarda bulunmuş kişilerdir. Günlerdir tartışmaları sabır ve dikkatle izliyorum. Burada kimse kimsenin şahsi fikrini kabul etmek zorunda değil. Ortaya konulan bilgiler incelenir, olumlu olumsuz çıkarımlar yapılır, herkes hür iradesiyle neye inanıp inanmayacağına karar verir. Tartışmalara takılıp sunulan ispatlara inanmaz ya da güvenmezse kendi doğru bildiği kaynakları araştırıp alternatif bilgi elde eder. (örneğin çiplerin kum, silisyum ya da petrolden üretilmesi savları vb)Bunun yanında inanç ve politik görüşlere de düşünce özgürlüğü sınırsızlığında saygı duyulması, tartışmaların kişiselleştirilip polemik malzemesi yapılmaması gerekir.Bu bakış açısıyla siteye verebildiğimiz maksimum bilgiyi katıp alabileceğimiz maksimum faydayı elde edebiliriz. Benim beklentim lütfen kimse forumdan ayrılmasın. Tartışmalarda uzlaşmak gibi bir kaygı olması zorunluluk değildir. Her fikir ve bilgi değerlidir, bunların nasıl kullanılacaklarına forum katılımcıları kendileri karar verir. Herkese selam ve saygılarımı sunuyorum.

Kenan KablanEditör

24/09/2004 : 18:32:48
mim,Bu tip saygısızlıklarına her zaman nasıl cevap verdiysem yine aynısını yapıyorum. Tüm hakaretlerini sana iade ediyorum. Şerefsizlik, ödleklik vs gibi...Senin tamamen yalancı olduğunu biliyorum. Yukarıda da yalan söylüyorsun. Ağa b.ku üstüne b.k olmaz demedim. Yalan söylüyorsun. ispat et, etmezsen ŞEREFSİZSİN!Malınla mülkünle uğraştığım yalan. İspat et, etmezsen ŞEREFSİZSİN!Açtığın konuları bloke ettiğim yalan. İspat et, etmezsen ŞEREFSİZSİN!Gel chat'e dediğin yalan. Önceki yazılarınla ispat et. kaçtığımı da ispat et, etmezsen ŞEREFSİZSİN!YAZILARINDAN DOLAYI (çok da umurumdaydı) seni savcılığa şikayet etmişim. Yalan. İspat et, etmezsen ŞEREFSİZSİN!Yaseminece "yardım edilmedi" demiyor. BEN BÖYLE BİR TEZİ HİÇ YAZMADIM DİYOR. Anlayabiliyor musun? kapasiten yetiyor mu bu cümleyi anlamaya. Gurur meselesi yapmış diye onun hakkında yalan yorumlar yapıyorsun. Doğruysa ispat et, etmezsen hem UTANMAZ hem ŞEREFSİZSİN!TSK'YI kötülemenin altında nasıl bir amaç yatıyor:"28 Şubat döneminde Genelkurmay tarafından 10 Haziran 1997'de hakim ve savcılardan başlayarak, işadamlarına ve gazetecilere verilen irtica brifingini para toplama konusunda en büyük malzeme yaptılar. Onlara göre, Müslüman sermayenin ilerlemesini istemeyenler, Müslümanlar'ın sanayi ve endüstride güçlü olmasını istemiyorlardı.""Türkiye'de yeşil sermaye diye adlandırılan holdinglerin 28 Şubat döneminde baskı altında tutulması Avrupa'da holdinglerin kasasının dolması anlamına geldi. Holdingler, 'Türkiye'de Müslüman sermayeye baskı kuruyorlar' diye markları, guldenleri, frankları topladılar. Konya'da tabela holdinglerin hepsi bu rüzgardan istifade ettiler.
"http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2003/01/11/yazidizi/yazidizi3.html
İşte iddiamın ispatı şimdi ŞEREFSİZ sen oluyorsun değil mi Ahmet efendi?
Meseleleri kişiselleştirme suçlamasını kesinlikle kabul etmiyorum. Ey kendini bilmez Ahmet efendi: Silikon-silisyum tartışmasında son noktayı kendince nasıl koydun hatırlatırım. Bana hadi sen madem öyle istiyorsun silikon kum olsun. diyen sen değil misin? SEN KİMSİN Kİ BANA LUTÜFTA BULUNACAKSIN. İt kağnı gölgesinde yürür kendi gölgesi zannedermiş. Nasıl dansöz gibi kıvırdığın ortada: Ben diyorum forumu kişisel amaçları için kullananlar üyeler tarafından uyarılabilir. İsteyen bu hakkını kullanır. Sen buna karşı çıkarken üyelerin bana cephe almasını sağlamaya çalışıyorsun. Her üyenin hata yapana tepki gösterme hakkı var.Küfür ettiğimi söylüyorsun. İspat et, etmezsen şerefsizsin!Levent'in konusunu sabote ve bloke ettiğimi söylüyorsun. Levent konuyu ne bana bağlı açtı ne de bana endeksli devam ettirdi. Ben bırakıyorum dediğimde nasıl sabote etmiş oluyorum? Eğer bu sabote ise sen her mimliyorum dediğin konuyu sabote etmiş oluyorsun. Levent'in yazılarını nasıl sabote ettiğimi kanıtla. Kanıtlamazsan ŞEREFSİZSİN!Gördüğü saçmalıklara kuzu gibi saygı gösterenler ancak senin gibi kişiliksiz ŞEREFSİZLERDİR. Ben SAÇMALIĞA SAYGI GÖSTEREMEM. Hiç kusura bakma mim efendi.Ben küçük çocuk olduğumu kabul ediyorum. Zaten çocuklar normalde küçük olur. Ama ne yazıkki sen büyük bir çocuksun. Yani görüntüsü büyük, karakteri çocuk birisin. Tek tek cevap vermeye çalışıp birileriyle s.d.k yarıştırmayı marifet sayıyorsun. Büyü biraz. Büyüyünce belki eline su dökecek birilerini aramaktan vazgeçer kendi eline kendi suyunu kendin dökersin küçük adam.Gelelim e-mail meselesine. Bana daha önce e-mail göndereceğini söylemiştin. Hani bekliyorum halen. Sanırım 1 ay oldu. nerede göndereceğin e-mail? Kim kaçıyor?Koniks platformunun dışında seninle hiç bir meselem yok. Kim olduğunu, ne yaptığını, nerede nasıl yaşadığını biliyorum. Bunlar benim araştırmayla değil ilginç bir tevafukla öğrendiğim bilgiler. İstesem istediğim şekilde ulaşabilirim sana. Ama şunu belirteyim 'umurumda değilsin'. Forumda muhatabım seninle. Başka bir ortamda senin için sarfedecek kadar değersiz hiç bir lafım yok.Bu yazı çok uzun oldu. Bu tip konularda ilk ve son defa bu kadar uzun yazıyorum. İçeriğinde hiç kimseye faydası olmayan bunca laf ettiğim için herkesten özür diliyorum. Bilgi ve düşünce içeren yazılarda buluşmak dileğiyle bu başlık altından ayrılıyorum.Mim sana bu konu ile ilgili söyleyeceğim son söz:Kendi reklamını yapma,Yanlış bir bilgi verdiğinde düzeltilmesine tahammül etmeyi öğren,Kimse hakkında yalan söyleme,Lafları değiştirip polemik konusu yapma.Bunlara uyar, bu şekilde yazmaya devam edersen başımın üstünde yerin var. Yok böyle devam ederim diyorsan ben de aynen devam edeceğimi belirtirim. Senin nasıl saçmalama hakkın varsa benim de karşılık verme hakkım var. Bunu AĞA'lık formuna sokup insanlara beni kötülemeye çalışma boşuna. Herkes eğriyi doğruyu ayırt edebilir merak etme.

Kenan KablanEditör

24/09/2004 : 23:11:41
Her iki tarafa da uzlaşma çağrısında bulunma nezaketini gösteren arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bu arada her iki tarafa da zekice ve inceden dokundurmalar çok hoştu. Ben kendi hesabıma düşeni aldım. Muhabbet ile,Tepe holding ve mim holding karşılaştırması:http://www.google.com.tr/search?hl=tr&ie=UTF-8&q=%22tepe+holding%22&btnG=Arama&meta=http://www.google.com.tr/search?hl=tr&ie=UTF-8&q=%22mim+holding%22&meta=Gerçek Mim Holding: www.mim.com.au
Gerçek Mim Holding'i tanıyalım:
http://www.xstrata.com/management.php

Kenan KablanEditör

25/09/2004 : 03:31:51
Benim ortaya koyduğum şartlar bütün üyeler için geçerli.Senin benim için ortaya koyduğun şartlar ise kişisel.Bak burada da mı göremiyorsun olayı kişiselleştirenin sen olduğunu?Gelelim ortaya koyduğun maddelere:1- Eğer sen yorumun içine şahsi durumunu sokarsan ben ve tüm üyeler şahsınla ilgili yorum yapma hakkına sahip olur. Yok eğer sen bu kurala uyarsan kimse senle uğraşmaz. Uzun süredir forumu inceliyorsun. Bir sürü iş sahibi veya bir başka kurumda çalışan insan var. Hiç kimse kendi firmasının adını vermemiş. Dolayısıyla kimsenin iş yeri ile ilgili bir yorum yok. Hatta neredeyse mim holdingten başka hiç bir firmanın adı geçmiyor. (dolaylı olanlar müstesna) Şimdi eğri otur doğru konuş; ilk ben mi bahsettim mim holdingten?2- Ben tüm üyelere söyleyemeyeceğim bir koşulu sana da söyleyemem. Benim yazılarıma yorum eklemeyeceksin gibi bir yaptırım yetkisi kimsenin elinde mevcut değil. Senin de...Payıma düşeni aldım. Fiiliyata dökmeye de başladım. Yazılarımdaki tarz değişimden bunu herkes anlayabilir.Tepe holding ile mim holdingi karşılaştıran sensin. ben de karşılaştırmana katkıda bulundum. Bunda kızacak ne var ki?Hala aynı boruyu öttürüyorsun. Ben senin kim olduğunu hasbelkader öğrendim zaten diyorum. Sen ise "al sana ipucu, mim holding gmbh, ben gazetede de yazıyorum, beni araştır" filan diyorsun. Gel benle uğraş diyorsun, sonrada benim fikirlerimle ilgilen diyorsun. Karar ver senle uğraşılmasından hoşlanıyor musun yoksa gerçekten rahatsız mı oluyorsun. Aynı yazı içinde hem tahrik hem şikayet var. Ben de anlamadım seni.Kararsızlıklar, tutarsızlıklar, gereksiz yere kendinden bahsetmeler, yalnış bilginin düzeltilmesine hazımsızlıklar olmadıktan sonra herkesle birlikte çalışabilirim. Neden olmasın?
KKedi-tor

homerİyi Yazar

25/09/2004 : 09:03:27
ARKADAŞLAR,
Melih Beyi yapmış olduğu bu güzel atılım için kutluyorum.Ancak üzülerek görüyorumki bazı şeyler değişmiyor.Yine tartışmaya devam ediyorsunuz.Buna bir son vermek için "şu kişi haklıdır"diğeri defolsun gitsin dememizi beklemeyin.Burada sizi bukadar düşman yapan ne?Yada nasıl birşey insanları böyle karşıkarşıya getirebilir???Ne kadar kabul etmek istemesekte dogmalarımızla yaşıyoruz,onlardan birtürlü kurtulamıyoruz.Size kişisel tavsiyem;"Bu tartışmaların sonu yok,sürekli yeni şeyler çıkacak,bulacaksınız,kendinizin haklı olduğu gerçeğini bir kenara bırakarak bu kartopunu bir çığa dönüştürmeyin.Başka bir yazarın açmış olduğu konu altında birbirinizden bağımsız yazmak okadar zor olmamalı."Lütfen beni yanlış anlamayın amacım kimseye ders vermek değil,bu benim kişisel görüşüm.Saygılarımla.

Kenan KablanEditör

25/09/2004 : 13:41:16 Bağımsız yorumlar yapmayı doğru buluyorum. Fakat ekliyorum; her kim olursa olsun ister mim ister bir başkası konunun içinde şahsi konulardan bahsetmeye başlarsa diğer üyelerin de o yazarın özel konuları ile ilgili yorum hakkı doğar. Kendisi ile ilgili şahsi yorumlara maruz kalmak istemeyen şahsi konularından bahsetmez. Bahsederse muhtemel sonuçlarına katlanır.Bu konuda anlaşıyorsak benim için problem yok. İsteyen istediğini yazabilir. Kesinlikle şahsi bir müdahale ile karşılaşmaz. Kendi adıma teminat veriyorum.Bunda yanlış bir mantık varsa lütfen yorumlarınızı bildiriniz.

Kenan KablanEditör

25/09/2004 : 22:42:56
Ben sıkıldım.Al tepe tepe kullan. Amacın her ne ise ulaşana kadar kullan forumu.Arkadaşlar ve mim lütfen bu konuda başka bir şey yazmayın. Burada bitirelim bu konuyu. Baydı artık.Al senin olsun.Ben yokum burada bundan sonra. Hoşçakalın. (Dediğim gibi mim ara sıra girip okuyacağım için bu konuyla ilgili veya bana cevap hakkı doğuracak doğrudan benden bahseden veya ima eden yazılar yazma. Burada bitirelim bu konuyu. Çok ciddiyim.)
KKedi-tor

melih15Deneyimli Yazar

26/09/2004 : 11:01:54
Değerli Abilerim, bu işi burada tatlıya bağlayalım ve daha fazla uzatmadan bitirelim ne dersiniz?Kavganın, güzellikleri nekadar çirkinleştirdiği ortada. Bence "İki El Olalım Birbirimizi Yıkayan" bu çirkinliklerden uzak.Kişisellikten uzak, Yaradanımıza, Milletimize, Doğuranımıza, Doyuranımıza olan borçlarımızı sanal alemde de ödemek için yarışmaya devam diyorum. Her birimizin gerçek yaşamda kendi çapında tabi ki hak ödemeleri, çabaları var. Burada hiçbir menfaat gözetmeden, sadece inandığımız doğrular için, deneyimleri ve düşünceleri paylaşmakta, hatta dayanışma içinde olmakta, amacımıza daha uygun davranmış olacağız. Bu tartışmanın galibi olmaz. Sevgili ve de çok kıymetli Abilerim, haddim olmayarak büyüklük gösterimenizi bekliyorum. Yeni yeni konularda buluşmak üzere hepinize, en içten, kucak dolusu saygı ve sevgilerimi gönderiyorum. Sağlıkla Kalın.

Kenan KablanEditör

26/09/2004 : 21:35:52
Yaz diyorsunuz, ne yazayım?Nevşehir/Kaymaklı'da 5 milyon $, Bursa/Karacebey'de 3,6 milyon dolarlık tesisler kurduk. 1 kuruş rüşvet isteyen omadı. Teşvik belgemizi aldık, kullandık. Hem yerel makamlardan hem Ankara'dan gereken ilgi ve alaka gösterildi. Bunlar da benim tecrübelerim. İsteyene şahit de gösteririm belge de.İşte bu yüzden bir süre yazmama gerek yok. Ben küsmem. Küseni de sevmem. Okumaya ve kendimi geliştirmeye devam edeceğim. Bir gün tekrar görüşmek üzere.Sevgi ve muhabet ile,
KKedi-tor

melih15Deneyimli Yazar

28/09/2004 : 09:17:00
Konuyu fazla dağıtmadan "Neme lazım be" demiyen abilerime sevgi ve saygılarımla;BİR DEVLET NE ZAMAN ÇÖKER Kanuni Sultan Süleyman, en yüksek duruma getirmiş olduğu devletin akıbetini hayal eder, günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer çökmeye yüz tutar mı diye derin derin düşünmeye başlar… Bu gibi soruları çoğu zaman süt kardeşi meşhur alim Yahya Efendi ‘ye sorduğundan bunu da sormaya niyet eder. Güzel bir hatla yazdığı mektubu keşfine inandığı Yahya Efendiye gönderir… “Sen ilahi sırlara vakıfsın. Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün olurda izmihlale uğrar mı?” şeklinde mektubunu gönderir. Güzel bir hatla yazılmış mektubu okuyan Yahya Efendinin cevabı bir bakıma çok kısa bir bakıma içinden çıkılmaz bir hal alır: “Neme lazım be Sultanım!” Topkapı Sarayında bu cevabı hayretle okuyan Sultan, bir mana veremez.. Yahya efendi gibi bir zatın böylesine basit bir cevapla işi geçiştireceğini pek düşünmez. Söylenmeye başlar: “Acaba bilmediğimiz bir mana mı vardır bu cevapta?” Nihayet kalkar,Yahya Efendinin Beşiktaş’taki dergahına gelir.. Sitem dolu sorusunu tekrar sorar: “Ağabey ne olur mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme, soruyu ciddiye al !” Yahya efendi duraklar: “Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz etmiştim.” “İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece nemelazım be sultanım demişsiniz. Sanki beni böyle işlere karıştırma der gibi bir anlam çıkarıyorum.” “Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şayi olsa, işitenler de neme lazım, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa. Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir….” Bunları dinlerken ağlamaya başlayan koca sultan, söyleneni başını sallayarak tasdik eder, sonra da kendisini böyle ikaz eden bir alime memleketinin sahip olduğu için Allah’a şükreder, bu türlü ikazlardan geri kalmaması için tembihte bulunarak oradan ayrılır… Mektup bugün Topkapı da sergi halindedir…

Hiç yorum yok: